İnşallah Mehmetçik'in başına bir iş gelmez

İlk işaret Sedat Ergin’in Hürriyet’teki köşesinden geldi. Sonra geçen hafta Paris’teyken Le Monde gazetesinde yayınlanan uzun bir yazıda okudum. Önceki gün yine o benzer haberler gelmeye başladı.

İnşallah Mehmetçik'in başına bir iş gelmez
14 Mayıs 2019 - 10:54
Suriye’de İdlib civarında canımı çok sıkan olaylar oluyor.

Rus ve Suriye rejim kuvvetleri İdlib’de saldırıya geçti.

O bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 gözlem kulesi var.

Önceki hafta bu gözlem kulelerinden biri rejim kuvvetleri tarafından vuruldu.

Yaralanan askerlerimiz oldu.

*

O bölgeyi en iyi izleyen gazeteci olan Sedat Ergin geçen cumartesi günkü yazısında dikkat çekici ayrıntılar verdi.

Yaralı askerlerimizi helikopterlerimiz kurtarmışlar.

Bu arada Türk F-16’ları havada devriye yapmış.

*

Hadi buna kaza oldu dedik.

Ama dün yine kötü haberler geldi.

Kulelerimizin civarına bombalar düşmüş.

*

Anlayacağınız biz burada 23 Haziran seçimi ile uğraşırken, Mehmetçik orada Rus ve Suriye rejim askeri ile HTŞ terör örgütünün arasında kalmış durumda.

*

El Kaide’ye ve IŞİD’e bağlı HTŞ terör örgütü orada Türkiye’ye yakın Suriyeli muhalifleri devre dışı bırakıp duruma hâkim olmuş.

Le Monde gazetesi Rus ve Suriye rejim birliklerinin bunu bahane edip en geç temmuz ayı sonuna kadar orada tam hâkimiyeti kuracağını iddia ediyor.

*

İşin kötü bir tarafı daha var.

Çin de HTŞ saflarında savaşan Uygur teröristlerinden şikâyetçi ve o cephede savaşa müdahil olmak istediğini belirten açıklamalar yapıyor.

Yani orada her an karşımıza bir Çin-Rusya-Suriye ittifakı çıkabilir.

İranlı ve Filistinli bazı muharip güçlerin de rejim ordusunun yanında savaştığı söylentileri bile var.

*

Peki bu ne anlama geliyor?

Astana süreci bitti mi?

Soçi anlaşması askıya mı alındı?

*

Le Monde İdlib’de Rus ve Suriye taarruzuna Türkiye’nin ses çıkarmadığını, bunun da sessiz bir onaylama olduğunu iddia ediyor.

Umarım öyledir. Bu da hiç olmazsa oradaki askerlerimiz için bir güvence olur.

*

Diyeceğim...

İnşallah şu 23 Haziran seçim sürecinin bitimine kadar ciddi bir sorun yaşanmaz ve orayla daha ciddi ilgilenme imkânı buluruz.

Çünkü en büyük endişem bu seçim telaşı içinde o çocukların başına bir iş gelmesi...

 

BİR YAZIMIZ DAHA SEÇİM UĞRUNA HEBA OLDU

İnsan benim yaşıma gelince kalan yaz aylarının kıymeti de artıyor... Allah aşkına şu bilançoya bakın...

*

2014 yerel seçimle geçti.

2015 genel seçimler...

2016 15 Temmuz darbesi...

2017 referandum...

2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri...

2019 yerel seçimler...

*

Tam 6 yaz mevsimimiz heba oldu...

Tam 6 yaz mevsimi trollerin, televizyonda konuşan kafaların, köşelerdeki nefret neferlerinin tacizi ile geçti...

Güzelim tam 6 güneş mevsimimizi

israf ettik...

Ne uğruna... Kimin uğruna.

KAYIP YAZLARIMIZI KURTARAN DİZİLER

2013’te “House of Cards”...

2014’te “Vikings”...

2015’te “Narcos” ve “True Detective”...

2016’da “This is Us”...

2017’de “La Casa de Papel”, “The Handmaid’s Tale”...

2018’de “Black Mirror”un interaktif bölümü.

2019’da “Game of Thrones” final sezonu.

İyi ki o diziler vardı...

Hiç olmazsa biraz 

avunduk... Oyalandık... 

Başka şey konuştuk...

OYLARIMIZ ÇALINDI LAFI HİÇ OLMADI BİNALİ BEY

‘OYLARIMIZ çalındı’ diyor Binali Yıldırım... Nereden çıktı bu diye bakıyorum...

*

Çıksa çıksa Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimleri yenileme kararından çıkar diye düşünüyorum.

Ama kurulun aldığı kararlara bakıyorum...

“Oylar çalındı” diyen yok...

*

Bu anlama gelecek bir ima mı var diye bakıyorum...

Onun da en küçük izi yok...

Seçimlerin yenilenme gerekçesi tamamen teknik...

Yani Binali Bey’in kendisinin de dahil olduğu iktidarın tayin ettiği gözlemcilerle ilgili...

*

Oldu mu o zaman “Oylarımız çalındı” demek... Çalan varsa hırsız da var demektir...

Kimdir öyleyse bu hırsız?

Ekrem İmamoğlu mu...

Polis sizin elinizde, yargı sizin elinizde, sandık görevlilerini siz tayin etmişsiniz...

Onların hiçbiri böyle bir şey demiyor...

Eee öyleyse bu hırsız kim ve nerede Binali Bey...

 

AHMET ÇAKAR KARDEŞİM O KADAR DA DEĞİL YANİ

Rize – Galatasaray maçının yorumlarını izliyorum...

*

Tamam ben de tepki gösterdim...

*

Tamam orada vahim hakem hataları var...

*

Tamam orada Türk futbolu açısından hiç de iyi olmayan şeyler oldu...

*

Ama yorumları izliyorum...

Ahmet Çakar çıkmış “11 Eylül”den bahsediyor...

Petrol paraları, Amerikan emperyalizmi, küresel güçler, güç savaşları, taht kavgaları...

Bütün hepsi havada uçuşuyor...

Aman Allahım, her gece gökyüzünde uçan daire gördüm diyen komplo teorisyenlerinin bile pabuçları dama değil Ay’a atılmış...

*

İyi de kardeşim...Orada futbol açısından yeterince rezalet var ama...Bunu anlatacağım diye bu kadar sallamanın bir manası var mı...



İnşallah Mehmetçikin başına bir iş gelmez

GÜVENDİĞİNİZ İNSANA KAÇ DAKİKADA ÖZEL HAYATINIZI AÇARSINIZ

Fransa’nın son yıllarda en çok konuşulan kadınlarından biri “Adele’in Hayatı”filminin oyuncusu Adele Exarchopoulos...

Tunuslu yönetmen Abdedllatif Kechiche’nin bir lezbiyen çifti anlattığı filmde genç kızlardan birini o oynuyordu.

*

Film genç aktristi bir anda Fransa’nın en konuşulan yıldızı haline getirdi.

Vanity Fair dergisinin Fransız versiyonu bu ay onunla yapılmış bir mülakatı yayınladı. Harika bir de fotoğrafını çekmişler.

*

25 yaşındaki genç aktris mülakata başında kaskıyla ve motosikleti ile gelmiş.

Mülakatı yapan gazetecinin izlenimi şu:

“Öyle güven verici ve sempatik ki, onun özel hayatı hakkında bilgi alacakken, 4 dakika sonra ben ona kendi özel hayatımı anlatmaya başlamıştım...”

Vardır böyle insanlar...

Ve çoğu kez sizi hayal kırıklığına da uğratmazlar.

Ertuğrul Özkök

YORUMLAR

  • 0 Yorum