Kokteyl İstihbarat Yapılanması
İsrail, Lübnan’da Hizbullah mensuplarının çağrı cihazları üzerinden saldırı düzenledi. Bu saldırının tüm boyutlarını ve İsrail’in bölge siyasetini Uluslararası Güvenlik ve Asimetrik Savaşlar analisti Onur Dikmeci’ye sorduk.

19 Eylül 2024 - 09:20
Uzun zamandır istihbarat ve asimetrik savaşlar değerlendirmelerinde, temel kavramların
dışına çıkılarak yenilikçi metodlar incelenmekteydi. İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah
militanlarına gerçekleştirdiği saldırı birden fazla uzmanlık boyutu bulunan kokteyl istihbarat
yapılanmasını içermektedir. Öncelikle Hizbullah militanları isim isim tespit edilerek insan
istihbaratı hususunda kapsamlı bir çalışma yapıldığını görüyoruz. Ardından bu çağrı
cihazlarının siparişleri verildiğinde bir biçimde tedarik zincirlerine sızılmış ve binlercesinin
içerisine patlayıcılar yerleştirilerek bunlar eş zamanlı olarak patlatıldı. Bu bir teknolojik
istihbarat durumudur. Saldırıyla birlikte Hizbullah’ın önemli figürlerinin başta Nasrallah olmak
üzere psikolojik baskı yaşadıkları bir gerçek. Bu saldırı bir boyutuyla İran’ı da ilgilendirir
çünkü İran Hizbullah vasıtasıyla Lübnan’da etkindir ve saldırıda İran Büyükelçisi de
yaralanmıştır. Dolayısıyla saldırı bu bakımdan psikolojik harekât kavramını da içermektedir.
Bir süredir İsrail istihbaratının politize olduğu ve başarısızlığı konuşuluyordu. Saldırıdan
sonra İsrail istihbaratı bir nebze imaj tazeledi ve dünyadaki ülkelerde sivil halkta “Bize de
uzaktan saldırıda bulunabilirler mi?” tedirginliği oluştu. İşin bu kısmı ise psikolojik yıkıcı
faaliyetler ve teknik güvenlik sorunlarıyla ilgilidir. Bir saldırıyla teknikten, psikolojiğe, kitle
güvenliğinden, istihbari pr’a kadar çeşitli konu başlıklarını ele almak zorunda kaldık.
İsrail Lobisi Ülkelerin Dış Politikalarını Belirlemekten Uzaktır
Türkiye’de güvenlik, istihbarat, asimetrik savaşlar analizlerinde yapılan hatalardan biri
olayların lokal anlayışla değerlendirilmesi ve bütünle ilişkisinin incelenmemesidir. Bir süredir
Filistin’e yönelik saldırılarla bölgedeki halk göç etmeye başlamıştı. Güncel olarak ise
Lübnan’da binlerce militana eş zamanlı saldırı düzenlendi. Geleceğe bir projeksiyon yapalım
ve vakaların ilişkisini analiz edelim. Lübnan’da Hizbullah’ın ezilmesi ve ülkenin
demografisine müdahale edilmesi, Suriye’de bazı silahlı ya da terör gruplarının
güçlenmesiyle İran bölgeden soyutlanır. İran, Çin’in Ortadoğu’da ki en büyük
partnerlerindendir. İran’ın en çok petrol ihracı yaptığı ülke Çin’dir ve iki ülke Kuşak-Yol
girişimi kapsamında 25 yıllık anlaşma imzalamıştır. Ortadoğu’da ki her lokal olay bir yönüyle
Çin-ABD çekişmesine dayanıyor. Ne İran’ın ne Lübnan’ın, Türkiye dışında ne de diğer
Ortadoğu ülkelerinin -İsrail Dahil- Dünya politik ölçeğinde geçerli karşılıkları olmadığını
savunuyorum. Silahlanma, deniz militarizasyonu ve yıkıcı-yapıcı teknolojilerin temelinde
milyarlarca dolarlık bir rant ve gelecek için yeni kültürel ögeleri belirleme motivasyonu var.
Yeni savaş ve istihbarat biçimlerini incelerken dünya ekonomi-politiğini, medeniyet
öngörülerini görmezden gelemeyiz ve yakın coğrafyamız ya da kültürel havzamızdaki
gelişmeleri bu bağlamda değerlendirmeliyiz.
İsrail lobisi Amerikan iç siyasetinde finans desteği sayesinde senatörler ve Amerikan
siyasetinde etki oluşturabiliyor. Ancak bu lobinin tekil etkiyle ülkelerin politikalarını belirlediği
hususu gerçeklerden kopuktur. İsrail içindeki bazı siyonist grupların tahayyülüne göre Büyük
İsrail’i kursa bile bu coğrafyanın güvenliğini hangi askeriyle sağlayabilir? İsrail’de genç
popülasyon artık silah altına alınmaya bile direnebiliyor. İsrail ve bölge ülkelerinin istihbarat
operasyonları ve çatışmaları devam edecektir. Uluslararası İlişkiler uzmanları olarak bunları
değerlendirir literatürü besleriz. Ancak İsrail bölgede asla oyun kurucu olamayacak bir
oyuncudur ve finansal yapısı ile dışa kapalı örgütlü grupları bile büyük politik aktör olmasını
sağlayamayacaktır. Dünyada’ki üst seviyeli politik mücadele birkaç dev ülke ve teknoloji
şirketi arasında yaşanıyor. İsrail tarihsel-ideolojik Armagedoncu tutumundan uzaklaşıp
Türkiye üzerinden geçerli uluslararası sisteme entegre olmazsa bazı istihbarat
operasyonlarının ötesine geçemez ve iç siyasetinde de siyaset dışı unsurlar güçlenir.
Onur Dikmeci Kimdir?
Düşünce ve strateji merkezlerinde araştırmacı-analist olarak görev yapan Dikmeci, güvenlik
politikaları, lobicilik, Türkiye-İsrail ilişkileri ve Türkiye-NATO ilişkileri konularında pek çok
rapor, makale, kitap yazmış ve eğitim programları düzenlemiştir.
YORUMLAR