Koronavirüsü atlattık diyelim, peki sonra?

Koronavirüsü yenen hastaların aylar sonra bile baş ağrısı, beyin sisi, yorgunluk ve tat-koku kaybı şikâyetleri olabiliyor. Uzmanlar koronavirüsü atlattıktan sonra hasar kalmaması için sigarayı bırakmayı, daha iyi beslenip spor yaparak sağlıklı yaşam kurallarına harfiyen uymayı öneriyor.

Koronavirüsü atlattık diyelim, peki sonra?
11 Nisan 2021 - 10:16

Koronavirüse yakalanan kişinin iyileşme süresi, hastalığı ne kadar ağır geçirdiğiyle ilgili olabiliyor fakat her zaman bu doğru orantılı olmuyor. Yaş, cinsiyet ve bağışıklık sisteminin gücü virüsle mücadele ve sonrası için önemli belirleyiciler. Hastalığı geçiren çok fazla kişi için koronavirüsün gripten farkı yok. Yine de uzmanlar iyileşme sürecinin ardından sağlığa dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Koronavirüs, tedavinin ardından kalp, ciğerler veya beyinde hasar bırakabiliyor ve tıp dünyası gün geçtikçe yeni bir ‘post COVID’ komplikasyonu tanımlıyor. Bu gibi olasılıklardan korunmanın yollarını sorduğumuz uzmanlar, hastalığı atlattıktan sonra beslenmemize ve uyku düzenimize dikkat etmemiz konusunda uyarıyor ve ekliyorlar; egzersiz şart!

MUZ, SARIMSAK, ZENCEFİL, YEŞİL ÇAY...
Diyet ve beslenme uzmanı Elif Nida Zafer

- Turunçgillerde bolca bulunan C vitamini bağışıklık sistemini aktive etmeye yardımcı olur ve enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücrelerini arttırır.
- Bağırsak florası besinlerin doğru emilimini sağlayarak bağışıklığı iyileştiren bir yoldur. Bağırsak florası probiyotik ve prebiyotik besinleri sever. Kefir, ev yoğurdu, şalgam, turşu bağırsak florasını ve bağışıklığı güçlendiren besinlerdir.
- Taze ve çiğ sarımsak antiviral ve antibakteriyeldir. Kan dolaşımını hızlandırır.
- Zencefil, boğaz ağrısını hafifletir, sindirimi rahatlatır. Nefes darlığını engeller. Özellikle çayı oldukça faydalıdır.
- Muz yüksek potasyum içeriğiyle doğal ağrı kesicidir. COVID-19’dan sonra etkisini gösteren baş ağrıları için düzenli muz tüketebilirsiniz.
- Yeşil çay yüksek polifenol içeriğiyle antioksidandır. Vücuttaki toksinlerin atılmasına yardım eder. İçerdiği yararlı mikrobileşenler sayesinde vücudun zinde
kalmasını sağlar. Her gün bir kupa yeşil çay önerilir.

 

Koronavirüsü atlattık diyelim, peki sonra
 

 

BEYNE OKSİJEN İÇİN YÜRÜYÜŞ
Nörolog Prof. Dr. Derya Uludüz

Aylarca beyin sisi belirtileriyle mücadele ettikten sonra tamamen iyileşenler var. Dolayısıyla bu durumda kalıcı olacak diye bir endişe duymaya gerek olmayabilir. Ancak uzun vadede bu durumun demans gibi unutkanlık tablolarına yol açabilme riskini de akılda tutmak gerek. Ayrıca bu belirtileri yaşayanların kesinlikle duygusal bir desteğe ihtiyacı var. Çoğumuz, COVID-19 geçiren yakınımızın ya da arkadaşımızın neden bu kadar unutkan olduğunu, sorumluluklarını yerine getiremediğini, işini iyi yapamadığını, çocuklarıyla ve eviyle ilgilenemediğini anlayamayabiliriz. Bu konuda onları yargılamak yerine bunun COVID-19’a bağlı uzun süreli gerçek bir nörolojik sorun olduğunu kabul etmeliyiz.

- Demir, magnezyum, B12 vitamini ve D vitamini değerlerinize baktırın ve değerler düşükse mutlaka destek tedavi için doktorunuza danışın.
- Beslenmenize dikkat etmeli, protein ağırlıklı Akdeniz diyetine geçmelisiniz. Hazır paketli işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve mevsimsel meyve sebze yemek en iyi seçenektir. Gün içinde bir öğünde makarna tükettiyseniz, diğerinde sebze yemeği, ertesi gün salata, yağsız ızgara et gibi öğünlerle dengeleyin.
- Beyne daha fazla oksijen sağlamak için açık havada derin nefes alarak egzersiz yapmak faydalı olacaktır. Haftada beş gün ortalama yarım saat açık havada yürüyüş yapın. Düzenli yürüyüşü veya bisiklete binmeyi öneririm.
- Beyin sisinden kurtulmada belki de en önemli nokta iş yükünü azaltmak ve stresten uzak durmak. Buna altından kalkabileceğinizden daha fazla yük aldığınızda ‘hayır’ demeyi öğrenerek başlayabilirsiniz.
- Uyku aslında virüse karşı bağışıklığımızı koruyan en önemli ilacımız. Uyku hem hücrelerin yenilenmesi hem de beynin verileri işlemesi ve tüm hormonların düzenlenmesi için gerekli bir süreç. Karanlık, sessiz bir ortamda ve en geç 23.00’te yatakta olmaya özen gösterin.

GENEL DAHİLİYE MUAYENESİ YAPTIRIN
İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya

Virüsün alt solunum yoluna inmesiyle beraber akciğerde görülebilecek yapısal bozuklukların ve solunum fonksiyonu kayıplarının daha kolay iyileşebilmesi için yapılabilecek bazı şeyler var. Bu durumda kesinlikle sigara kullananların bu alışkanlığı bırakmaları gerekir. Ayrıca yoğun kokulu ve havasız ortamlardan uzak durulmalıdır. Mümkün oldukça açık havada bulunmaya özen gösterilmelidir.

A, C ve E vitaminlerinden zengin havuç, karalahana, brokoli, kırmızıbiber ve kırmızı-mor renkli meyvelerden zengin beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu hastalığın oluştuğu kişiler için oksijen oranı yüksek bölgelerde yaşamak hayat kalitelerini arttıracaktır.

Nefes egzersizi

Akciğer kapasitesini iyileştirici nefes egzersizleri yapılabilir. Diyafragmatik solunum egzersizi bunlardan biridir. Rahat olunacak şekilde, oturur veya yatar pozisyonda durulur. Sağ elini kullananlar sağ elini karnının üzerine, sol elini göğüs kemiğinin üzerine yerleştirmelidir. Solaklar el yerleşimini tam tersi sekilde yapmalıdır. Daha sonra burundan 2-3 saniye boyunca nefes alınır. Nefes alırken karın dışa doğru hareket etmeli, göğüskafesi olabildiğince sabit kalmalıdır. Nefes, ağızdan dudaklar büzülerek verilmeli ve nefes verirken karnın üzerine hafifçe elle bastırılmalıdır. Eğer mümkünse, nefes terapistleriyle birlikte düzenli nefes egzersizleri yapmak çok faydalı olacaktır.

Kalpte neler olur?

Koronavirüsün hastalık esnasında ve sonrasındaki etkilerine dair çalışmalar hâlâ devam ediyor. Koronavirüs iltihabi etkisi nedeniyle damarlarda daralmaya yol açabiliyor. Ritim bozuklukları, kalp kası veya kalp zarı iltihabı gibi kardiyolojik sorunlar görülebiliyor.

Bunun yanında, koronavirüs bazı kişilerin kan şekeri dengesini de olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle, genetik yatkınlığı ve kilo sorunları olanların daha dikkatli davranmasını öneririm. Koronavirüsün alt solunum yollarına inmesiyle birlikte akciğerde yapısal bozukluklar veya solunum fonksiyon kayıpları da meydana gelebiliyor. Ayrıca vitamin-mineral eksiklikleri, tiroid fonksiyon bozuklukları da hastalık sonrası görülebilmektedir. Tüm bunlara karşı önlem almak açısından korona testinizin negatif çıkmasından sonra ilk bir ay içinde hem genel bir dahiliye muayenesi olmanızı hem de koronavirüse karşı geliştirdiğiniz bağışıklık düzeyinizi ölçmek için antikor testi yaptırmanızı öneririm.

 

Koronavirüsü atlattık diyelim, peki sonra
 

 

‘FARKINDA OLMADAN HASTALIĞI GEÇİRMİŞ ÇOCUKLAR VAR’
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Nermin Tansuğ

Çocuklarda koronavirüs enfeksiyonu genellikle hafif seyrediyor. Bununla birlikte özellikle son zamanlarda bazı çocukların ciddi şekilde etkilendiği görülüyor. Türkiye’de salgının başlarında çocuk vaka olmadı. İkinci dalgadaysa genellikle farkında olmadan geçirilmiş koronavirüs enfeksiyonu sonrası bağışıklık sisteminin virüse aşırı tepki göstermesinden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalındı.

Enfeksiyonun deri, akciğer, kalp, sinir sistemi, sindirim sistemi, kan, kan damarları ve böbreklerde tutunabildiği görülüyor. Bu tablo ‘multisistem inflamatuvar sendrom’ yani MIS-C olarak tanımlanıyor. Bu çocuklarda koronavirüs enfeksiyonundan üç-dört hafta sonra belirtiler ortaya çıkıyor. Enfeksiyonu hafif şekilde atlatan çocuklarda deri döküntüsü, ciltte kızarıklık, gözlerde kızarıklık, şiddetli karın ağrısı ve yüksek ateşle ortaya çıkıp kalp yetmezliği ve şok gibi ciddi sonuçlar doğuruyor. Karın ağrısı apandisitle karışabiliyor.

Ani çıkan ateşe çok dikkat edin!

Bu bulguları ağır geçiren, özellikle kalp ve akciğeri etkilenen çocuklarda çoklu organ yetmezlikleri gelişip vaka ölümle sonuçlanabilir.

Üçüncü dalgada özellikle 0-9 yaş grubu çocuklarda vaka sayılarında artış oldu. İngiliz varyantının tüm dünyada da küçük yaştaki çocukları etkilediği görüldü. Özellikle astım, kronik akciğer hastalığı, şeker hastalığı, doğuştan kalp hastalığı, obezitesi veya bağışıklık sistemi hastalığı olan çocuklar risk altında. Bu nedenle evde hafif hastalık bulguları olan veya büyükler koronavirüs enfeksiyonu geçirirken hiç bulgu vermeyen çocuklara dikkat etmek gerekir.

Ani ateş ve saydığım bulgular varlığında hemen hekime başvurulmalıdır. Birtakım tetkikler yapılarak MIS-C tanısı alan vakalar hastaneye yatırılıp tedavi edilmelidir.

Çocuk hastalara çok küçük oranda yoğun bakım tedavisi gerekir. Alınan önlemlerin dışında çocuklar her zaman olduğu gibi sağlıklı beslenmeli ve düzenli uyumalıdır. Uygun ortamlarda oynamalarını sağlayıp bilgisayar başında uzun süre vakit harcamalarını da engellemelisiniz.


YORUMLAR

  • 0 Yorum