Matruşka siyaseti

Biz daha CoVID’i anlayamadan yeni musibetlerle burun buruna geldik. 

Savaş filan yok, tezgahı kurmuşlar, 2014’den beri hazırlık yapıyorlar. 

On binlerce genci eğit-donat’la paramiliter bir grub olarak, gayri nizami harp için eğitip, donatmışlar, birileri de çıkıp nereden çıktı bu Ukrayna krizi diyor. Rusya saldırdı, Ukrayna vatan müdafaası yapıyor. İyi oynuyorlar. Her şey Hollywood senaryosuna benziyor.

İklim krizi de sun’i, kıtlık da.. 

Petrol fiyatları da.. 

Mali kriz, ekonomik kriz, siyasi kriz, sosyal krizin şartları oluşturuluyor, sonra da düğmeye basılıyor. Hani bir domino taşını devirdin mi, hepsi ötekisinin üstüne devriliyor. Hastalığı çıkaran kendileri, ilacını satan, aşısını üreten de kendileri. 

Hastalığın mikrobunu kendi laboratuvarlarında üretiyorlar. Bunu yapanlar, suali mukadderler için artırılmış gerçeklik temelli, bilimsel yalanlar da üretiyorlar. Zaten siyaset, sermaye, bürokrasi, akademi, media, sivil toplum, cemaat içinde çok güçlü işbirliği yaptıkları unsurlar var. Bir yandan da söz dinleyenlere havuç, direnenlere sopa gösteriyorlar. Böyle geçinip gidiyoruz.

TIME dergisi 2021 Şubat sayısında diyor ki: “2045: İnsanın ölümsüz olduğu yıl!”   Time / 2045 The Year Man Becomes İmmortal, By Lev Grossman. Bir bakın bakalım. Ne göreceksiniz! Bu arada, 18 Ağustos 2020 tarihli Fransa CB resmi sitesi verilerine göre, kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda bir bilgi: Her yıl; 93 bin kadın tecavüze uğruyor, 250 bin ailede kadın fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor, Her gün 1 kadın eşi/eski eşinin darbeleri altında ölüyor. Rıza ile gayrimeşru ilişkinin haddi hesabı yok zaten. 01.01.2019’dan beri 101 kadın bu şekilde ölmüş. Faili meçhuller, şiddetten kaçmak için intihar, uyuşturucu, alkol ve trafik kazası sonucu ölümler de bu istatistiğe dahil değil. Şiddet her cins arasında ve karşı cinse, benzer cinsler arasında da giderek artıyor sonuçta. Din, ahlak ve gelenekten bağımsız, hiçbir şeye inanmayan, şiddet eğilim, yüksek, kutsalı olmayan bir nesil geliyor. 

Nisan 2017’de National Geographic’in kapak konusu “The Next Human” dı. Gelecekte insan nasıl olacak. Taking Evolution Into Our Own Hands / Evrimi Kendi Elimize Almak. Birileri vahye inanmıyor, madem onlara inanıyorsunuz, onlar da gizlemiyorlar ki artık niyetlerini.

Newsweek 23-30.4.2021 sayısı “Return to the Office? Workers Push Back / İş yerine-Ülkelerine geri dönüş” manşeti ile çıktı. “Why we can’t end our endless wars. America’s new way of fighting trapsus in conflicts that last forever / Bu sonu gelmeyen savaşları savaşlarımızı neden bitiremiyoruz? Amerika’nın sonsuza kadar sürecek, tuzaklarla dolu çatışmalarda savaşmasının yeni yolu..    

Bu konuyu ülke genelinde tartışanlar ABD ordusunun 7 Ekim 2001’de başlattığı ve 20 yıl süren Afganistan savaşını, jeopolitik ve jeo stratejik kaygıların dışında, yeni bir dünya savaşının eğitimi ve yeni silahların denenmesi ve global ölçekli savaş istihbarat ve haberleşmesinin bir deney alanı olarak görüyordu. Yeni geliştirdiği savaş stratejilerinin, 3. Dünya Savaşı’nın habercisi olduğunu savunuyor. 

Bugün Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’deki, Libya’daki, Doğu Akdeniz’deki, Balkanlar’daki Amerikan varlığı, stratejik bir planın parçası olarak daha büyük bir savaş için mevzi kazanma, taktiksel bir operasyon anlamı da taşıyor. ABD uzun zamandır hiçbir savaş aracını tanıtmadı. Bu hiçbir şey yapmadığı anlamına gelmiyor. Biz Starlink’leri global haberleşme ağı olduğunu, 5G’nin kaliteli ve hızlı bir iletişim için gerekli olduğunu konuşmaya devam edelim. Siber savaş başladı. Bio Hackerler iş başında ve bütün dünya Starlink’lerle izleniyor ve artık kolay bir hedef. Akıllı otonom ve sabit sistemler de kolay ve açık bir hedef artık. 

Evinizdeki Wifi’niz, cep telefonunuz, akıllı sistemler, o robot süpürgeniz katiliniz olabilir. Mikro dalga fırınlardan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi? 

O ilaçlar, o deterjanlar, böcek kovucular, böcek öldürücüler, hormonlu gıdalar, kozmetikler birçok ürün zararlı. Paketlenmiş, uzun ömürlü gıdalardan uzak durun, FastFoodlar’dan da. Yediklerimize, içtiklerimize, giydiklerimize, elimizde, çantamızda taşıdıklarımıza da dikkat edelim. Her taraf zehir dolu, o kadar çok sentetik malzeme, petrokimya ürünü kullanıyoruz ki. 

Hayatımızı tepeden tırnağa gözden geçirme zamanı geldi ve geçiyor. Nedendir bilmiyorum, cemaat, ilahiyat, Diyanet susmaya devam ediyor. Artık o “Helal sertifikaları” da benim için bir anlam ifade etmiyor. 

Domuz haram da, domuzluklar ne oluyor peki!

Hal bu olunca diyecek fazla bir söz de kalmıyor. Şairin dediği gibi “aman efendim aman, galiba ahir zaman”. 

Birçok ahir zaman fitnesine işaret ediyor. Biz ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz. Zor bir zamandan geçiyoruz. Agnostizmi geçtik. Deizm bir ara duraktı, tereddi dönemi, gelenekten kulları yıkıp geçiyor. Aceba diyorum, biz sağlam durursak, o çevremizi kuşatan sahte dini yapılar bu vesile ile tasfiye olacak, dibe vurduktan sonra yeniden büyük bir uyanış dönemi mi başlayacak. 

Ramazan’a giriyoruz, şimdi yeniden vahiyle yüzleşme zamanıdır. Kurtarıcı beklemeyin. Kurtuluş Kur’an’da, Allah’ın ipine tutunmakta. Biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.

Media’mız, siyasilerimiz, akademi vd. bizim için ninni söylemeye devam ediyor. Uyumaya devam. Uyandığınızda, gerçek dünyanın çok farklı olduğunu gördüğümüzde çok geç olacak. 

Selâm ve dua ile.