'Memleket Hareketi' kime yarar?

Muharrem İnce’nin dünkü basın toplantısı CHP- İnce cephesindeki belirsizlikleri gidermedi.

'Memleket Hareketi' kime yarar?
14 Ağustos 2020 - 08:58 - Güncelleme: 14 Ağustos 2020 - 09:46
Gerçi Sayın İnce, partiden şimdilik ayrılmadığını yalnızca “Bin Günde Memleket Hareketi” adlı bir hareket başlatacağını açıkladıysa da bu hareketin yeni bir partiye dönüşmesi konusunda kapıyı açık bırakmıştır.

Görünen o ki önümüzdeki günlerde siyasi tartışmalar özellikle CHP ve İnce arasında cereyan edecektir.

Şimdi her şeyden önce olayların cereyan ettiği Türkiye 2020’ye kısaca göz atalım:

Türkiye her alanda tarihinin en sorunlu dönemini yaşamaktadır.

Sorunlar yaşamın her alanını kapsıyor.

Dış politikada, Suriye’de ve Libya’da silahlı müdahaleyi de içeren bir döneme girilmiş, TSK sınırlarımız dışındaki çatışmalarda şehitler vermiş bulunmaktadır. Doğu Akdeniz’in hidrokarbon zenginlikleri konusunda Yunanistan, Türkiye’ye karşı ittifaklar zinciri oluşturarak, Ankara’yı koyu bir yalnızlığın kucağına atmıştır.

Suriye’de ABD, Türkiye sınırının yanı başında bir PKK - PYD koridoru oluşturma girişimlerinde mesafe almaktadır.

Koronavirüs salgını daha şiddetlenmekte, işsizlik rekor düzeye ulaşırken, ülkede işsiz sayısı çalışan nüfusu geçmiş bulunmaktadır.

Türk Lirası’nın baş döndürücü düşüşü sürmektedir. Ekonomistlerin vurguladıkları gibi bu düşüş, dolar ve Avro’nun değer kazanmasından değil, TL’nin değer kaybından kaynaklanmaktadır. Durgunluk içindeki enflasyon ve herkesi perişan eden pahalılık tırmanırken, Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksiye düşmüştür.

***

Bunlara ülke toprakları üzerinde yaşayan 5 milyon sığınmacının yol açtığı sorunları ve halkın dayanışmasını zayıflatan gerginlik politikalarının yol açtığı tehlikeleri de ekleyebilirsiniz.

“Bu sorunlar içinde en vahimi hangisidir” sorusuna gelince:

Kuşku yok ki Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu en büyük sorun, diğer sorunların da nedenini oluşturan AKP iktidarı sorunudur.

Dış politikadan başlayalım. İhvan ideolojisine göbekten bağlı olan AKP inatla sürdürdüğü bu tercihi yüzünden, Suriye olayına yanlış yaklaşmış ve Suriye’nin birlik ve toprak bütünlüğünü de etkileyecek biçimde ayaklar altına alınmasında önemli pay sahibi olmuş, sonra Rusya’nın aracılığıyla, artık kalıcılığı herkes tarafından anlaşılmış bulunan Esad ile anlaşarak bizim için de güvence oluşturacak istikrarlı bir Suriye’ye destek verme fırsatını da kaçırmıştır.

İhvan, tutkusu Libya’da da Müslüman Kardeşler yanında saf tutmak üzere duruma müdahil olunmasına yol açmıştır. İhvan tutkusunun eseri olan Sisi düşmanlığı ile Mursi muhipliği Mısır’ın Doğu Akdeniz’de suların ısındığı bir dönemde, Atina ile ittifaka girmesine yol açmıştır.

Türkiye’nin elli yılda bata çıka, zar zor oluşturduğu demokrasi benzeri rejimi tam bir diktaya dönüştürülmüş, kuvvetler ayrılığı ayaklar altına alınarak yargı adaletin yerine zulmü ikame edecek şekilde onarılması mümkün olmayacak derecede yıkıma uğratılmıştır.

Ne zamandır gelişini tencere tava çalarak ilan eden ekonomik kriz AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana uyguladığı yağma ve talan ekonomisinin çöküşünün öngörülen sıcak para yokluğu ile bir araya gelince felaket boyutuna ulaşmasına yol açmıştır.

***

Konuşmalarına bakılırsa, Muharrem İnce’de bütün bunların nedeninin AKP olduğu konusunda bizlerden ayrı düşünmemektedir.

Peki, durum böyle olunca ne yapılması gerekir?

Bu sorunun yanıtı bir an önce AKP iktidarından kurtulmak üzere, bütün demokratik güçleri seferber etmek değil midir?

Peki, Muharrem İnce’nin başlattığı CHP ile hesaplaşma süreci şu anda en çok kimin işine yarar?

AKP’nin değil mi?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha iki yıl varken, yapılan bu çıkışın Muharrem İnce’ye ne getireceği de ayrı bir sorudur.

İki yıl içinde daha köprülerin altından çok sular akar.

Ali Sirmen

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum