Mezarlıktan geçerken ıslık çalıyor

AKP yöneticileri "oylarımız yükseliyor" dese de "çekirdek seçmeni" çözülüyor ve oyları yüzde 22 – 26'ya kadar düşmüş durumda. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalacak olursa TBMM çoğunluğunu kaybetmiş, seçimden yenilgiyle çıkmış bir Erdoğan olacak

Mezarlıktan geçerken ıslık çalıyor
28 Eylül 2022 - 10:06

AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, AKP seçmeninin oy verme davranışının "rasyonel tercih modeline göre" belirlendiğini söyledi.

AKP'ye oy verenler "karnesine bakıyor, çözüm kapasitesine bakıyor, yaptıklarına bakıyor, rasyonel bir şekilde bir oy verme davranışı sergiliyor"muş.

Ünal'a göre son 5 aydır AKP'nin oylarında yükseliş de varmış.

"Çok ciddi toparlanma beklediklerini" söylüyor ve ekliyor: "Bu kış, rasyonel tercih modeline göre oy veren seçmenin kararlarında çok büyük bir etki oluşturacak."

Mahir Bey'in "rasyonel AKP seçmeni" tarifi ile "beş aydır AKP oylarında yükseliş var" tezi birbirini pek tutmuyor.

AKP'nin oylarında artış gösteren araştırmalar nasıl bir örneklem ile yapılıyor, hata payı vs. nedir bilmiyorum ancak eğer AKP seçmeni Ünal'ın dediği gibi "rasyonel" ise oyları artmıyor olmalı.

AKP'nin oylarında son zamanlarda yükseliş olduğu iddiası yeni değil.

Üç – beş aylık bir geçmişi var ve bu iddiada bulunanlara göre AKP'nin oylarının yeniden artmaya başlamasının nedenleri şöyle:

Ukrayna'dan tahıl ihracatının açılması, Rusya – Ukrayna esir takasında Erdoğan'ın rolü, TOKİ'nin yapacağı vaat edilen evler, Yunanistan'a bağırıp – çağırmak, "ecdadımıza" sahip çıkmak, Cem evinde iftar, asgari ücrete yıl ortası zammı.

Peki "AKP oyları" niye azalmıştı?

TL'nin alım gücündeki hızlı erime, aşırı yüksek gıda enflasyonu, gelir dağılımındaki aşırı bozulma, işsizlikte artış.

Oyları azaltan nedenler ile oyları arttırdığı iddia edilen nedenler arasında bir ilişki görebiliyor musunuz?

Azaltan nedenler ortadan kalkmamış ki oylar durduk yerde artış göstersin.

"Bugün seçim olsa" araştırmaları, dürüstçe yapılırsa bir eğilim gösterirler.

Ve bu tür güvenilir araştırmaların gösterdiği eğilim AKP'nin çekirdek oylarında erimenin sürdüğü.

Bir dönem yüzde 38'lere kadar çıkmış bulunan "çekirdek" seçmen çözülüyor ve bugün geldiği seviyenin yüzde 18 – 20 civarında olduğu görülüyor.

Bekir Ağırdır'ın, T24'te Murat Sabuncu'ya yaptığı analize göre AKP'nin oyları yüzde 22 – 26 aralığında ve sempatizan seçmen uzaklaşmış durumda.

O seçmenin neden uzaklaştığını yukarıda belirtmiştim, şimdi ne değişti ki geri dönmüş olsunlar.

Bu tür haberlerin AKP'li yöneticiler marifetiyle yaygınlaştırılmasının propaganda amaçlı olduğu belli.

Mitinglere, illerdeki toplantılara katılıma bakarsanız AKP'nin yerel teşkilatları da olası bir seçim yenilgisini neredeyse içselleştirmiş durumda.

Erdoğan'ın "tek adamlık" heves ve ısrarının, partide yarattığı tahribat bu.

Geçmiş seçimlerde Erdoğan partinin en önemli varlığıydı ve örgüt ile seçmeni arkasından sürüklüyordu ancak unutmamak gerekir ki Süleyman Demirel'in tabiriyle "deve dişi gibi siyasetçiler" de bu tabloyu tamamlıyordu.

Şimdi AKP tablosuna baktığımızda bir tek Erdoğan var, gerisi bir sis bulutunun arkasında kalmış gibi silik, ikinci sınıf politikacılar.

Bu yüzden "oylarımız artıyor" propagandasına gaz verenlerin durumları "mezarlıktan geçerken korkusunu yenmek için ıslık çalan adama" benziyor.

Artık ekonomik bir mucize yaratamazlarsa bu tabloyla AKP – MHP koalisyonunun, TBMM seçimlerinde azınlık durumuna düşmesi de kaçınılmaz oluyor.

Şunu da unutmayalım: Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalacak olursa TBMM çoğunluğunu kaybetmiş, seçimden yenilgiyle çıkmış bir Erdoğan olacak.

Psikolojik olarak çökmüş, "yenilmez" imajı yerle yeksan olmuş bir Erdoğan, ikinci tura kalmış bir seçimde ne yapar?

Benzer bir süreci Başbakan olarak yaşamış Ahmet Davutoğlu'nun bu konuda bir tahmini var mı acaba?

Çizgi: Tan Oral

* * *

Caddesi var ama kendisi yok!

Yasaklanan festivaller listesine Sarıgazi Halk Festivali de eklendi.

Valiler ve kaymakamlar, sahip olmadıkları yetkiler icat ederek Anayasal hakların kullanılmasını engellemekte ısrar ediyorlar.

Önümüzdeki seçimlerde, hukuk ve Anayasa ile ilişkisini tamamen kestiği anlaşılan böyle bir idari yapı ile nasıl serbestçe propaganda yapılabilecek?

Bu temel bir soru olarak muhalefetteki her siyasi partinin her gün düşünmesi ve yanıt araması gereken bir soru.

Sarıgazi'deki Halk Festivali'nin yasaklanması üzerine, bazı sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin yerel yöneticilerinin yapmak istedikleri basın açıklaması da polis marifetiyle engellenmiş.

Biraz cop filan derken basın açıklaması çabası 17 gözaltı ile sona ermiş.

Bu hakkın engellenemeyeceğine ilişkin Anayasa Mahkemesi kararlarının daha mürekkebi bile kurumadı ama artık bunları hatırlatmak bile boş.

Sadece dikkatinizi basın açıklamasının yapılmak istendiği ve polisin toplantıyı zorla dağıtıp, vatandaşlık haklarını kullanmak isteyen 17 kişiyi gözaltına aldığı yerin adını yazayım: Sarıgazi Demokrasi Caddesi!

Sarıgazi Halk Festivali’nin yasaklanmasını protesto eden ve aralarında siyasi parti temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 17 kişi gözaltına alındı.

* * *

Buna da "politika yapmak" diyorlar!

İstanbul Büyükşehir BelediyesiSultanahmet Meydanı'nda toprak altında yüzyıllardır uyumakta olan antik Roma hipodromunu ortaya çıkarmaya karar verince AKP İl Başkanı çok kızdı:

"Bazı hayaller vardır ki kurulması dahi ihanettir. Bu aziz millet, İstanbul'un göbeğine Antik Roma Hipodromu hayalini kuranların, rüyalarını kâbusa çevirir."

Başkan belki bilmiyor ama "bu aziz millet", hipodromdan sadece 300 yıl genç Ayasofya'da namaz kılıyor.

Galata Kulesi, yaklaşık 1500 yıllık, Yerebatan Sarnıcı da!

Bozdoğan Kemeri de aşağı yukarı aynı yaşta.

Kız Kulesi desen, hepsinden eski, Milattan Önce'ye tarihleniyor ilk yapı.

Dikilitaş'ın Mısır'dan sökülüp, İstanbul'a dikilmesi, hipodrom ile yaşıt.

Yılanlı Sütun'u unutmayalım. MÖ 479'da yapılmış, sökülüp İstanbul'a getirilmesi MS 324.

Kara Surları'nı da saymaya gerek var mı, bilmiyorum, arabayla önünden çok geçmişsinizdir.

AKP İl Başkanı, neyin kavgasını yapıyor, anlamak zor.

Bu kent Milat'tan 7 yüzyıl önceden beri var, her bir taşı da bugün bize ait. Toprağın altındakiler de üstündekiler de!

Bu kenti, korumakla, gelecek kuşaklara aktarmakla biz yükümlüyüz.

Dangalaklık ne zamandan beri politika yapmak oldu?

Mehmet Y. Yılmaz

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum