Moskova'nın Kürt devleti endişesi

Son birkaç aydır Irak, Suriye ve Türkiye’de Kürt sorunu konusunda yeni gelişmeler yaşanıyor:

Moskova'nın Kürt devleti endişesi
12 Ekim 2020 - 09:24
1. Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK’nin Suriye kolu PYD ile Barzani’nin Suriye kolu ENKS arasında ABD’nin koordinatörlüğünde “ikinci aşama” anlaşma yapıldı (17.6.2020).

2. ABD ile PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda petrol anlaşması yaptı (3.8.2020)

3. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in PYD/YPG’ye “artık operasyon olmayacak” güvencesi verdiği duyuruldu (22.9.2020).

4. Türkiye’de HDP’ye karşı 6 yıl önceki “Kobani olayları” nedeniyle operasyon başlatıldı (25.9.2020).

5. Bağdat ve Erbil, PKK’yi Şengal’den çıkarmak üzere bir güvenlik ve işbirliği anlaşması imzaladı (10.10.2020).

Kalın: Jeffrey’den duymadım

Bu gelişmeler bir bütünün parçaları mı, yoksa her biri kendi içinde ayrı konular mı, hatta bir gelişme doğrudan diğer gelişmeyi mi hedef alıyor, incelemeyi gerektiriyor.

Çünkü, örneğin Barzani Suriye’de PYD ile anlaşırken, Irak’ta PKK’ye karşı Bağdat’la anlaşma yapıyor.

Diğer yandan Türkiye’nin kimi gelişmelere tepkisinin düşük tonda kaldığı görülüyor. Örneğin ABD - PYD petrol anlaşmasına ciddi bir tepki gösterilmedi, geçiştirildi.

Jeffrey’in “artık operasyon olmayacak” güvencesi ise kamuoyunda yoğun tepki doğurduğu için, ancak 15 gün sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından, üstelik farklı bir şekilde yalanlandı. Farklı diyoruz çünkü Kalın, “Ben James Jeffrey’in ağzından böyle bir şey duymadım, bu PYD’nin propagandası” dedi (5.10.2020).

Lavrov: ABD AKP’yi ikna etmeye çalışıyor

Tam bu süreçte, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un içeriği oldukça önemli şu açıklaması, tabloya daha geniş bir perspektiften bakmamızı gerektiriyor: “Amerikalılar (Suriye’nin kuzeyinde) yarı devlet işlevlerine sahip olacak bir Kürt özerkliği kurmaya çalışıyorlar. Türkleri de itiraz etmeyecek şekilde ikna etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Bu durumda mesele sadece Suriye’yle ilgili değil, Kürt sorunu ile ilgilidir, Kürt sorunu bugünleri arattıracak kadar ciddi bir patlak verebilir” (5.10.2020).

ABD’nin bir Kürt devleti kurmaya çalıştığı elbette sır değil, bunun Rusya tarafından bölgeyi olumsuz etkileyecek bir gelişme olarak görüldüğü de… O nedenle açıklamada esas önemli olan Moskova’nın bildiğini söylediği “ikna” süreciydi!

Lavrov’un bu kritik açıklamasına hükümetten doyurucu bir açıklama gelmedi. Hal böyle olunca, Jeffrey’in PYD’ye verdiği “artık operasyon olmayacak güvencesi” haberi, Kalın’ın “Ben Jeffrey’in ağzından böyle bir şey duymadım” demesine rağmen, daha da önem kazanıyor.

Bu durum, aynı zamanda geçen yıl yapılan bir anlaşmayı da anımsamamızı gerektiriyor: Erdoğan ile Pence arasında 17 Ekim 2019’da imzalanan 13 maddelik mutabakat.

O mutabakatla PYD’yi hedef alan askeri harekât durdurulmuş, karşılığında da ABD Başkanı Trump, “Teşekkürler Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca hayat kurtarıldı” demişti.

PYD’ye karşı ÖSO bölgesi

Şimdi soru şu: AKP, Suriye’nin kuzeydoğusunda bir Kürt özerkliğine, Lavrov’un ifadesiyle nasıl “itiraz etmeyecek şekilde ikna” edilebilir?

Baştan beri Şam’la anlaşmadan yapılan askeri harekâtlara düştüğümüz o risk notunu anımsatalım: AKP, kendi nüfuz alanı olacak bir ÖSO özerkliği karşılığında PYD özerkliğini kabul edebilme potansiyeli taşıyor!

Bu noktada İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in şu önemli açıklamasını da anımsamalıyız: “Türkiye’de terör örgütleri nedeniyle mevcut olan anlaşılabilir korkuların giderilmesi için en iyi yol, başka ülkelerin topraklarına güç sevk edilmesi değil, Suriye ve Irak ordusu güçlerinin sınır bölgelerine konuşlandırılmasıdır” (24.9.2020).

Evet, Türkiye’nin PYD devletini önlemesinin en maliyetsiz yolu Şam’la anlaşması ve Suriye ordusunun yeniden bu topraklarda egemen olmasını kabul etmesiydi ki hâlâ geçerlidir. Şam’la anlaşmadan Suriye topraklarında yapılacak hamleler, maalesef ABD’yle “PYD özerkliğine karşı ÖSO özerkliği” pazarlığı riskini taşıyor çünkü…

Mehmet Ali Güller CUMHURİYET

YORUMLAR

  • 0 Yorum