Sanırım Erdoğan bu sayfaları okumayı atladı

Soner Yalçın yazdı: Erdoğan gibi siyasetçiler, politikalarına uygun “geçmiş desteği” için uydurma tarihi romanları gerçek bilgi kaynağı gösterip propagandalarına malzeme yapıyor! Yavuz Bahadıroğlu'dan Kadir Mısıroğlu'na “tarih kurgucularına” methiyeler bu amaçla düzülüyor! Oysa..

Sanırım Erdoğan bu sayfaları okumayı atladı
26 Ocak 2021 - 10:24

Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş kıldırdı.

Cenazesi başında Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşma yaptı:

-“Gerçekten bir tarihçi, bir fikir, bir düşünce insanı olarak hakikaten Yavuz Bahadıroğlu, kalemiyle bu işin tam bir fedaisiydi ve hiçbir zaman da kaleminden herhangi bir sapma olmadı. Kalemini bu noktada tam Sırat-ı Müstakim üzere yaşadı ve yaşattı…”

-Turgut Alp veya Saltuk…

-Çakabey veya Boris…

-Malkoç Bey veya Peşteli Kerem, Kulaksız Ömer, Köse Çavuş…

-Gümüş Tekin veya Balaban, Lokman, Delibozuk Hıdır, Oğul Tamış…

Veya Frenk Süleyman, Yaltırık Bekir, Teymir, Kel Sadık, Molla Doşan, Adli Usta, Arnavut Mestan, Yaman Kazım, Kargaburun, Sarı Lagod…

Erdoğan, bu yüzlerce roman karakterini hakikat mi sanıyor? “Gerçek bir tarihçi” ne demek?

Adı bile gerçek değildi; İsmail Birinci, “Şeref Baysal”, “Veysel Akpınar”, “Bahadır Alp”, “Nurcan Sevinç” ve “Yavuz Bahadıroğlu” takma isimlerini kullandı.

Çocuk masalları ve ardından tarihi romanlar yazmaya başladı. İlk kez 1972'de yazdığı “Sunguroğlu” ve “Buhara Yanıyor” ile “Elveda Buhara” isimli kurmaca tarihi romanları dönemin politik/12 Mart 1971 askeri darbesinin ruhunu yansıttı. Solcular ile çatışan muhafazakâr gençlerin el kitabı oldu bu sosyalizm karşıtı düşsel eserler… (Ki bu eserler Cengiz Han, Timur gibi Müslüman olmayan Türkleri insafsız, şefkatsiz, kızıl sakallı şeytan gösterir! Kimi muhafazakârların bugün fikri hayatında Müslüman olmayan Türk liderlerin olumsuz yer almasını nasıl açıklamak gerekir? Geçelim.)

Erdoğan'ın İmam Hatip öğrencisiyken, gerçekte olmadığı halde varmış gibi tasarımlanan bu tarihi romanlarla tanıştığını düşünebiliriz. Romandaki hayali kahramanları, tarihi olguların parçası olduğunu düşünmüş olabilir. Ama…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocukken okuduklarını bugün gerçek sanması büyük bir sorundur.

İKTİDAR ROTASINA UYGUN

Tarihi roman…

Tarihi olayı ya da durumu kurgulamak yerine, yaşadığı zamanın zihinsel yapısını ve kavramlarını gerçek gibi yansıtıyorsa sorunludur. Çünkü:

Tarihi romanda karakterler ve tarihsel önermeler kurmacanın önüne geçerse, yapılan iş sadece siyaset ve propaganda olur.

Romanda tarihsel tezler öne sürmek ve tarihle ilgili tartışmalar yapmak kabul edilebilir bir tutum değildir.

Ülkemizde genellikle tarihi roman yazarları, kendi çağlarının ideolojik birer yansıması olarak, tarihi olguları kendi zihinsel yapılarına göre kullanır. Yaşadığı dönemin politik gerekliliklerine göre tarihi olgulardan rahatlıkla ekleme -çıkarma yapar!.

Uzak geçmişten yaratılan ve “öteki” kimliklerle dövüşen-mücadele eden kurtarıcı kahraman, dünün gerçeklerine değil bugünün ideolojik-siyasi ihtiyacına göre konuşur! Yazarın “siyasi mühendislik” eğilimine göre hareket eder! “Kahraman” kendisinden istenileni yapmaya mecbur bırakılan bir yazar kölesidir!

İşte… Bahadıroğlu da tarihi roman kahramanlarını, politik zemin yaratmanın nesnesi yaparak propaganda silahına dönüştürdü. Tarihi, belleklerde yeniden üreterek siyasetin amacına hizmet eder hale getirdi.

UYARI KONURDU

Vefatın arkasından olumsuz yazmak istemezdim. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanıltıcı sözlerine yanıt vermek zorundaydım. Öyle ki:

Yavuz Bahadıroğlu'nun tarih temalı kitaplarının bırakınız gerçek olup olmadığını, yazdıkları roman bile sayılamaz. Edebi estetikten yoksundur…

Sürekli “biz ve öteki” ayrımı yaparak, şiddete övgüler düzerek, erkek egemen dil kullanarak, din ve etnik bölünmeleri olağan hale getirerek “politik bildiri” yazan popüler kitaplardır bunlar…

Maalesef. Bu zorlama tarihi romanlar Erdoğan düşüncesinin-iktidarının dilini/isteğini olumlama biçiminin tezahürü olarak kullanılan ideolojik bir aygıttır sadece.

Sonuç itibariyle:

Erdoğan gibi siyasetçiler, politikalarına uygun “geçmiş desteği” için uydurma tarihi romanları gerçek bilgi kaynağı gösterip propagandalarına malzeme yapıyor! Yavuz Bahadıroğlu'dan Kadir Mısıroğlu'na “tarih kurgucularına” methiyeler bu amaçla düzülüyor! Oysa.

Gerçek şudur aslında: Kuşakları salt tarihi roman aldatmasıyla yetiştirmek ülke geleceğini karartmaktır…

Cumhuriyet döneminde tarihi romanların giriş sayfasına uyarı konulurdu:

-“Bu gibi kitapları inanmak için değil, ancak hoş vakit geçirmek için okumalısınız. Çünkü bunların hiçbirisi tarihe ve hakikate dayanmaz.”

Sanırım Erdoğan bu sayfaları okumayı atladı!

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİ TIKLAYINIZ

Soner Yalçın

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum