Tuğba Özay'dan Survivor'da cinsellik açıklaması!

Suvivor’dan elenen Tuğba Özay, adadaki yaşamla ilgili şaşırtıcı bilgiler veriyor. Özay Armağan Çağlayan’a verdiği röportajda, zayıfladıktan sonra yaşadıkları, adadaki cinsel yaşam ve ada hayatının bilinmeyen faydaları hakkında konuştu. 



İşte röportajdan bazı başlıklar: 

 





-Sigara içen var mıydı orada?



O özel izinler bazı durumlarda oluyor mu bilmiyorum ama ben kullanmadığım için bilmiyorum. Mesela kadın olarak regl için izin veriyorlardı. Ama zaten bir müddet sonra kesiliyorsun. O da kesiliyor.



-Yeterli beslenememe ile alakalı olabilir mi?



Tabi. Mesela göğüslerim o kadar sönmüştü ki. Etimi tuttuğum zaman sanki her şeyin içi boşalmış gibiydi. Bacağımı tutuyorum, kalçamı tutuyorum. Allah’ım diyorum her şey kaybolmuş falan. Geldim toparladım. O ayrı da. Onun dışında, mesela Hindistan cevizi kirpiklere de faydalıymış, onu da orada öğrendim, baya uzattı. Saçlarım hiçbir işlem görmediği için, işte fön makinası vs. bunları görmediği için.





-Daha sağlıklı oldu?



Daha sağlıklı oldu. Ben hep olayın güzel yanlarından bakmaya çalıştım. Cildin daha bir güzelleşiyor. Yani güzel şeyler kattı bana Survivor. Mesela seks hayatı...



-Ne oldu? Hiçbir şey olmadı...



Hiç... Herhalde hormonların orada devreye girmiyor yani, hiçbir şekilde aklıma gelmedi, hiç! Sıfır... Hiç düşünmedim... Hatta bazı arkadaşlar şey diyordu; "Ya kazandığımız ödül oyunlarına şap mı atıyorlar" falan diyorlardı.










-Yıllardır merak ettiğim şeyi soruyorum. Tuvalet ihtiyacı nasıl gideriliyor?



Her yere yapıyorsun nereye bulursan oraya yapıyorsun?



-Eee su yok !



Yani üç ay boyunca orada ben ne şampuan gördüm ne sabun gördüm. Hiçbir şey yok orada, ilkel insan modunda yaşıyorsun. Gerçekten ilkellikle yaşıyorsun.





-E ne oluyor? Biriniz tuvaletinizi yaparken biriniz onun başında mı bekliyor, öteki insanlar gelmesin diye?



Yooo. Orada benim adada kendime kurmuş olduğum bir yaşam alanı vardı. Tubist otağının yakınında bir yere gidiyordum ihtiyacımı karşılamaya. Barakada kalan arkadaşlar arkada ormanlık alan vardı. Onlar o tarafa gidiyordu. Benim bulunduğum yer bana ait olduğu için, kesinlikle kimse gelmiyordu. Kedi gibi oluyordum, bir müddet sonra kedi gibi hissediyorsun kendini. Kumsala tuvaletini yapıyorsun kumlarla üstünü örtüyorsun falan. Yani tamamen ilkel insan nasılsa siz de öylesiniz.



-Kim kazansın istiyorsunuz? Ben çok karmaşık hisler içindeyim. Mesela Atakan kazansın istemiyorum ama ne gerekçem var diyorsanız bir gerekçem yok. Çünkü şeyi görüyorum.



Çok fitliyor…Ben Semih’i örneğin hiç tanımıyordum, orada tanıdım. Yarış alanlarında karşılaşıyorduk. Orada sohbetlerimiz oluyordu. O da çok kısa, sohbet denemezdi. Çünkü yasaktı





-Aaa!..



Tabi. Karşı takımdan oyuncularla diyalog kuramıyorduk. Hatta bununla ilgili birkaç kez uyarı da almışımdır. Semih ile Gizem Kerimoğlu ile aramızda ufak ufak diyaloglar oluyordu. Uyarı alıyorduk. Ta ki, Semih bizim adaya gelene kadar. Bizim adaya geldikten sonra baya diyalogumuz oldu ama ondan öncesinde tatlı bir diyalogumuz vardı. Ben baya Semih ile sohbet ettim. Semih’e karşı da önyargı olduğunu düşünüyorum. Semih esasen zeki bir adam. Onun damarına basılmadığı müddetçe insanlara saldıracak tarzda bir insan değil. Biraz da oyunu kuralına göre oynuyor ama! Oyuna da güveniyor. Atakan da kendi oyununa çok güveniyor. Semih de geçmişte yaptığı programdan dolayı iyi bir fan kitlesine sahip. Özellikle geldikten sonra şunu gördüm ki, Semih’i ciddi anlamda tutan, seven bir kitle var. Hatta o kitle beni de çok seviyor. Semih-Tuğba candır diye şeyler yapmışlar. Ben Semih’i seviyorum.





-Kim Kıbrıs’a gider sence?



Semih gider, Atakan gider. Atakan da parkurlarda şimdi yiğidi öldür hakkını yeme hesabı. Atakan ilk günden beri başarılı çocuktu.



Nagihan?..



Ben Nagihan’ı o kadar uyardım. Nagihan bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri. Hem bayan hem erkek. Parkurlarda çok iyi. Ona diyordum ki, “Nagihan hiç kimsenin gücüne senin sığınmana ihtiyacın yok. Sen zaten parkurlarda çok başarılısın. Sen kendi gücünle var olmalısın. Karakterini de ortaya koymalısın. Yarış kadar oradaki duruşta önemli. Ama Nagihan bir yön değiştirmeye başladı. En iyi dostu ben iken, Atakan onun hakkında onca şey yaparken, onca dedikodular, onca çelme takmalar, konseylere bunları taşıdı. Herkesin bildiği şeylerini konuşuyorum ben. Bir anda Atakancı oldu. Yattara, Nagian’ın adını yazdı. Nagihan üzüldü, bozuldu. Meğerse haberi varmış. Yattara bunu yanımızda söyledi. Ben buna da inanamadım. Sonra bu Yattara’nın adını çıkardı. Derken kalktı geldi, "ben şimdi Yattara ile ittifak yaptım" dedi. Sonra Atakan ile ittifak yaptı. Semih geldi. Bir baktım Semihçi oldu. Semih’in kitlesinden faydalanır oldu.