Türk futbolu düşmeye devam ediyor!

Süper Lig’de borçlar ve zararlar, gelirlerin üzerine çıkmış vaziyette. Ekonomik, finansal ve yönetsel olarak iyi yönetilemeyen bu organizasyon sonuç itibariyle, her geçen gün daha da derinleşen bir kriz sarmalına girmiş durumda. Bu kısır döngü, süreç içinde Süper Lig’in rekabet gücünü düşürüp onu sportif başarısızlığa itiyor.

Türk futbolu düşmeye devam ediyor!
03 Eylül 2021 - 07:32

Büyük bir ümitle ve beş takımla Avrupa Kupalarında mücadele etmek için yola çıkan kulüplerimiz ne yazık ki, kendilerinden beklenen performansı gösteremediler ve sadece 3 takımımız 2021-22 sezonunda Avrupa Kupalarında yollarına devam edecekler. 

Beş takımla başladık, üç takımla devam edeceğiz 

Beşiktaş doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne giderken, Fenerbahçe ve Galatasaray ön eleme mücadelelerinde başarılı olup 2021-22 sezonunda Avrupa Ligi’nde mücadele edecekler. 

2021-22 sezonunda Avrupa mücadelesi veren kulüplerimizden Fenerbahçe, Galatasaray, Sivasspor ve Başakşehirspor oynadıkları maçlarda 3 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldılar. 

UEFA ülke sıralamasında bir zamanlar ilk ona kadar giren ve 2000’li yılların başlarında yedinci sıraya kadar yükselen Türkiye, bugün geçmiş performansını mumla arar hale geldi. Yıllar itibariyle alınan başarısız sonuçlar, Türk futbolunun UEFA organizasyonlarındaki düşüşünü hızlandırdı ne yazık ki… 

Geçen sezon ve bu sezon UEFA karşılaşmalarında yeterli puan toplayamayan kulüplerimizin sergilediği kötü performans Türkiye’yi UEFA Ülke Sıralamasında 17. sıraya düşürdü. Türkiye, sezon sonu ilk 15'e giremezse Avrupa'daki takım sayımız 4'e düşecek. 

Türk futbolunun geleceği açısından kritik bir viraja girdiğimiz bu sezonda, Beşiktaş ile birlikte gruplara kalan Fenerbahçe ve Galatasaray’ın sergileyecekleri performans ülke sıralaması için büyük bir önem taşıyor.

On beşinci sıranın altına gerilersek, gelecek sezon dört takıma düşeceğiz

Tablo 1’de UEFA Ülke Sıralamaları görülüyor. Bir ara 18. sıraya kadar düşen Türkiye, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın gruplara kalmasıyla tekrar 17. sıraya yükseldi. Ne var ki, ülke puanımız 15. sırada tutunamaz ise 2022-23 sezonuna dört takım gönderebileceğiz.

Ülkelerin son beş yıllık puanlarına göre yapılan sıralamada Türkiye 2017/18 sezonundan itibaren düşüşe geçti. 2017/18 sezonunda 6800 puan toplayan takımlarımız son dört sezondur düşüşte. Son beş yıllık toplam puanı 23100 olan Türkiye’nin üzerinde ise en yakın rakip olarak Kıbrıs, Hırvatistan ve İsviçre görünüyor.  

 

Tablo:1 UEFA ülke sıralaması

Tablo 2’den de görülebileceği üzere Türk futbolu kulüp futbolunda, ülke sıralamasında serbest düşüşte!

2000’de Galatasaray’ın gösterdiği performans ile UEFA ülke sıralamasında Türkiye 7. sıraya kadar yükseldi. İzleyen yıllarda Türkiye, kulüp futbolunda aldığı başarısız sonuçlar sonrası ülke puanı sıralamasında gerilemeye devam etti. 2007-2014 arası bir ara istikrarı yakalayan Türk futbolu 10. ve 11. sıra arasında yerini korumayı başarabildi. 2014’te 12. sıraya düşen Türk futbolu 2019 sonuna kadar UEFA Ülke sıralamasında kendisine ilk on birde yer buldu. 

Tablo:2 Türkiye’nin 2000-21 döneminde ülke sıralaması grafiği

2000 ile 2021 arasında kulüp performansımız yetersiz!

Son beş yılda takımlarımızın topladığı puanlar, ülkemizi UEFA sıralamasında daha yukarılara taşımaya yetmedi. Aksine kulüpler bazında yetersiz ve kötü performansımız, Türkiye’yi UEFA sıralamasında daha aşağıya itti.

Sıralama olarak üzerimizde bulunan ülkelerden İsviçre, Belçika, Ukrayna milli takımları da Euro 2020’de çok iyi bir performans sergileyerek, çeyrek finale çıkma başarısı göstermişlerdi. Hırvatistan ise gruptan çıkarak son on altı takım arasına girmişti. Özellikle bu ülkelerden Belçika ve İsviçre çok başarılı bir futbol oynayarak, bu başarıya ulaşmışlardı.

Tablo 3’ten de görülebileceği üzere 2000 ile 2021 arasında geçen 21 yıllık sürede Türk takımlarının UEFA Kulüp sıralamasında yapabildikleri en iyi derece onuncu sıra oldu. İlk 25 sıralamasına ise sadece dört takımımız girdi.

2012/13 sezonunda Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Avrupa’da sergiledikleri performans ile Avrupa Ligi’nde yarı finale çıkan temsilcilerimiz Fenerbahçe ve Galatasaray oynadıkları toplam 14 maçın sonunda  galibiyet,  beraberlik ve  mağlubiyet ile  her biri 24.040’ar puan toplayarak, UEFA takım sıralamasında bugüne kadarki en üst sıraya çıkma başarısı gösterdiler.

2012/13 sezonunda Şampiyonlar Ligi H grubunda yer alan Galatasaray grubu ikinci sırada tamamlayarak eleme gruplarına çıkmış, eleme maçlarında ise Schalke 04’ü eleyen Sarı kırmızılılar, çeyrek finalde Real Madrid’e elenmişlerdi. Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı on maçta 5 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 mağlubiyetle toplamda 24.040 puana ulaşarak, UEFA takım sıralamasında onuncu sırada kendisine yer bulmuştu.

Aynı sezon topladığı puanlarla Türkiye’ye önemli katkılarda bulunan bir başka takım ise Fenerbahçe idi.

UEFA Şampiyonlar Ligi 3. eleme turunda Romanya'nın Vaslui takımını eleyen Fenerbahçe, play-off turunda Rusya'nın Spartak Moskova takımına elenmiş ve yoluna Avrupa Ligi’nde devam etmişti.

UEFA Avrupa Ligi C Grubu'nda yer alarak Avrupa macerasını Aykut Kocaman önderliğinde sürdüren sarı-lacivertliler, grubu lider tamamladı ve 2. tura yükseldi. İkinci turda Belarus ekibi BATE Borisov'u eleyen Fenerbahçe son 16 takım arasına girdi. Üçüncü turda da Çek Cumhuriyeti'nin Viktoria Plzen takımını saf dışı bırakan sarı-lacivertliler, çeyrek finalde de Lazio’yu eleyip tarihinde ilk kez Avrupa Ligi’nde yarı finale yükselmişti. Yarı finalde Benfica’ya elenen Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nde oynadığı 14 maçta sekiz galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet ile toplamda 24.040 puan toplayarak, o sezon itibariyle UEFA Takım sıralamasında onuncu sıraya yükselmişti.

Tablo: 3) 2000-21 Arası UEFA takım sıralamasında sezonlar itibariyle ilk 25’e giren Türk takımlarının puan sıralaması

Sonuç

Parasal olarak gelirleri, devlet destekli politikalarla yıllar itibariyle sürekli artan; ancak buna karşın, sportif başarısı geriye giden bir Süper Lig ile karşı karşıyayız. Bu sorunsal Türk futbolunun çözülmesi gereken temel problemi olarak karşımıza çıkıyor.

Sağlıklı bir mali yapıya sahip olunamadığı için sürdürülebilir bir başarıya da imza atamayan Süper Lig’de borçlar ve zararlar, gelirlerin üzerine çıkmış vaziyette. Ekonomik, finansal ve yönetsel olarak iyi yönetilemeyen bu organizasyon sonuç itibariyle, her geçen gün daha da derinleşen bir kriz sarmalına girmiş durumda. Bu kısır döngü, süreç içinde Süper Lig’in rekabet gücünü düşürüp onu sportif başarısızlığa itiyor. Sportif başarısızlık ise zamanla Süper Lig’in ekonomik ve finansal yetersizliğini artırıyor.

Finansallaşan futbolda artık biliyoruz ki, mali yetersizlik günümüzde, sportif başarısızlığın temel  nedenlerinden birisi. Zira, finansal sorunlar kulüplerin kadro değerini küçültüyor, piyasa değerini düşürüyor, marka değerini geriletiyor. Bu anlamda finansal dengesini yitirmiş kulüplerin ya da liglerin sportif olarak UEFA organizasyonlarında başarılı olma şansları artık kalmamış durumda.

Süper Lig’in gelirleri artarken, UEFA organizasyonlarındaki başarısızlığı, Türk futbolunun temel sorunsallarından birisi olarak karşımızda duruyor. İşin daha da kötüsü,  bu problem Türk futbolunda yapısal bir soruna dönüşmüş durumda. Bu sorun çözümlenmesi ise yapısal değişim ve dönüşümlere bağlı. Bu temel problem çözümlenmediği sürece Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunlardan kurtulma şansı bulunmuyor. 

Son yirmi yılda Süper Lig’in gelirleri yaklaşık beş kat artarak, 700 Milyon Euro’ya ulaşmıştı. Ne var ki, ekonomik, finansal ve sportif yetersizliklerle boğuşmak durumunda olan Süper Lig’e son darbe pandemiden geldi. Pandeminin sorunu artırıcı etkisiyle, gelirleri yüzde kırk azalan Süper Lig’de var olan kriz daha da derinleşip ağırlaştı.

Bugün Türk futbol yapılanması tüm paydaşlarını da içine alacak şekilde  ekonomik, finansal, yönetsel ve örgütsel olarak kökten yenilenmek ve yapılanmak kaçınılmaz bir zorunluluk….Bu değişim ve dönüşüm, siyasetin etkisinden uzak, kendi dinamikleriyle gerçekleştirilmek zorunda. Bunu gerçekleştirebilmek için futbol otoritesi, Kulüpler Birliği üst kuruluşu ve kulüpler önderlik yapabilir. Palyatif çözümlerden daha çok, uzun vadeli stratejik planlara gereksinimimiz var. Bu yapısal değişim ve dönüşüm projelerinin stratejik olarak yaşama geçirilmesi, Türk futbolu için hayati öneme sahip. Futbolumuzun geleceği bu değişim ve dönüşüme bağlı.
 

Tuğrul Akşar

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum