Varlık barışının gizemi

2019 model varlık barışı, bu iki güvenceden de yoksun olarak yasallaştı.

Varlık barışının gizemi
23 Ağustos 2019 - 15:21
Bugüne kadar uygulamaya sokulan varlık barışlarını iki guruba ayırmak mümkündür. İlk gurup varlık barışları, mükellefler aleyhine sonraki tarihlerde yapılacak tarhiyatları ortadan kaldıran hükümler içeriyordu. Diğer gurup ise, beyan edilen paranın kaynağını suç teşkil eden bazı faaliyetler yönünde soruşturma ve kovuşturma yapılmaması için güvence veriyordu.

2019 model varlık barışı, bu iki güvenceden de yoksun olarak yasallaştı. 7186 sayılı Kanunla GVK’nun geçici 90’ınci maddesi ile yapılan düzenlemenin tek güvencesi, kanundaki şekliyle “Bu madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz” olmuştur. Yasa, vergi incelemesi ve tarhiyat yasağı dışında herhangi bir güvence vermemiştir.

VARLIK BARIŞI ÖRTÜLÜ BÜYÜK BİR AF İÇERİYOR MU?

Bir husus var ki, şayet varlık barışı aklıma gelen güvenceyi veriyorsa, o vakit varlık barışı, her tür tartışmaya açık uçsuz bucaksız bir imkan sunuyor demektir. Bu gizemi varlık barışının tek güvencesi olan “beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz” hükmü üzerinde aramak gerekir. Bir örnek üzerinde açıklamaya çalışalım: Varlık barışı kapsamında 2 milyon lira beyan eden bir mükellefin %1’le, 20.000,-TL ödediğini varsayalım. Bu mükellefin daha sonra 2017, 2018 ve 2019 yılları hesaplarının vergi incelemesine alındığını kabul edelim. Vergi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; mükellefe, 2017 yılında 800 bin lira sahte fatura kullandığı, 2018 yılında 700 bin lira2019 yılının ilk altı ayında ise, 500 bin lira hasılatı kayıt dışı bırakarak fatura düzenlemediği, toplamda 2 milyon lira matrah farkı üzerinde kurumlar vergisi ile ayrıca KDV tarhiyatı önerilmiş olsun.

Mükellefin, inceleme sırasında,2017 yılında sahte fatura kullanımına olan 800 bin lira ile 2018 ve 2019 yıllarında fatura düzenlemediği (700 + 500 =)1.200 bin lirayı işletmeden çektiğini, çektiği toplam 2 milyon lirayı varlık barışıyla noksansız beyan ederek işletmeye dahil ettiğini ileri sürdüğünü kabul edelim. Hatta bu 2 milyondan,200 bin lira da alacak faizi sağladığını ve beyan edilmediğinin de incelemeci tarafından tespit edildiğini varsayalım. Soru şu: Varlık barışının, yukarıya alıntıladığımız hükmü, böyle bir tarhiyatın yapılmasına engel midir, değil midir? Ayrıca 2 milyon liradan sağlanan 200 bin lira alacak faizi beyan edilmediği için bir tarhiyat yapılacak mıdır?

Belirtmek gerekir ki, “beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz” ifadesi bugüne kadar yürürlüğe konan varlık barışlarının tümünde kelime kelimesine aynen yer almıştır. Ancak bu yazıda ortaya konan anlamda işlerlik kazandırıldığına dair gerek idari görüş ve gerekse yargı kararı olarak herhangi bir açıklama ve uygulamaya rastlamadık. Elbette konu hakkında açıklama yapmaya yetkili olan merci Maliye Bakanlığıdır.

 

ALENİLİK VE ANLAŞILIRLIK

Bunu şu nedenle yazıyorum: Ülkemizde konusu suç teşkil etmedikçe paranın kaynağını sormak hukuken mümkün değil! Öncekiler gibi olası tarhiyatları elimine etmeyen, konusu suç teşkil eden kaynaklardan sağlanan paraya soruşturma ve kovuşturma yasağı getirmeyen bir varlık barışı kapsamında, %1 ödemenin nasıl bir avantajı olabilir ki? Zira konusu suç teşkil etmeyen paraları serbest sermaye hareketleri ekseninde, sıfır maliyetle Türkiye’ye getirmek zaten mümkünken %1 ödeyerek getirmenin bir anlamı yoktur. Özetle,şayet “inceleme ve tarhiyat” yasağına ilişkin hüküm, verilen örnekteki gibi olaylara uygulanmayacaksa, başka bir uygulama alanı bulamaz; kadük kalır; yasa ölü doğmuş demektir.

Vergiye ilişkin yasa ve kuralların, anlaşılır ve aleni olması, verginin önemli ilkelerindendir. Bu ilkeler “fırsat eşitliği” sağlar. Yukarıda, Yasanın uygulama alanının tamamını kapsayan önemdeki bir belirsizlik hali ortaya konmuştur. Özetle, varlık barışının bu yazıda verilen örneği kapsayan bir inceleme ve tarhiyat yasağı getirip getirmediğine ilişkin idari görüşün fırsat eşitliği adına tüm kamuoyu tarafından bilinmesi gerekir.

Yusuf İleri

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum