Vatanı sevmek liderin kıçını öpmek midir?

"Vatanseverlik" bazen saldırmanın gerekçesi oluyor. Bazen susmanın. Bazen jurnalcilik yapmanın. Bazen öldürmenin... Kelimenin içinde "sevmek" olsa da bu kadar çok nefret dolu eyleme gerekçe yapılabilmesi garip değil mi?

Vatanı sevmek liderin kıçını öpmek midir?
13 Ağustos 2022 - 10:33

Başlıktaki soru benim değil. Bir Rus şarkıcının. 

DDT Grubu'nun 65 yaşındaki solisti Yuriy Şevçuk, Ukrayna Savaşı'nın başlamasından sonra verdiği konserlerden birinde şöyle dedi:

"Vatan, Devlet Başkanı'nın her daim öpülmesi gereken kıçı değildir. Vatan, tren garında patates satmaya çalışan yoksul ninedir."

Genç seyircilerin alkışlarıyla desteklenen bu sözlerden kısa süre sonra, Rusya haber alma teşkilatının temsilcileri kendisine sorular sorarak "silahlı kuvvetlere saygısızlık" gerekçesiyle tutanak oluşturdular.

Şevçuk Rusya'dan ayrılmadı ve bildiğim kadarıyla henüz göz altına alınmadı. Ama yeni konserler düzenleyemiyor. 

Daha sonra bir gazetecinin sorusunu cevaplarken şunları söyledi: 

"Vatan savaşa gitti bugün. Evine dön ey vatan, memleketine dön!.." 

* * *

Daha ilk günden, 24 Şubat'tan bu yana savaşa karşı çıktığımdan dolayı birçok eleştiri aldım. Bir arkadaşım şöyle dedi:

"Hayatının neredeyse yarısını geçirdiğin Rusya'yı sevmiyor musun sen?"

Düşündüm… Rusya gerçekten de benim için "ikinci vatan". Onu seviyorum elbette. Doğasını, insanlarını, kültürünü… Ancak ona kızdığım, ondan yorulduğum, hatta ondan nefret ettiğim de oluyor. Ama Rusya'dan vazgeçmek aklıma gelmiyor.

Doğrusu, bütün bunları Türkiye ile ilgili olarak da söyleyebilirim.

Sahi, ne demek "vatan"?

Vatan doğa mı? İnsanlar mı? Devlet mi? Ülkeyi yöneten lider mi vatan?

24 Kasım 2015'ten sonra Rus televizyon kanallarında birkaç kez tartışma programlarına katılmıştım. Ben ne kadar Rus uçağının düşürülmesini kınadığımı söylemeye çalışırsam çalışayım, yanı başımdaki Ruslar bağırıp beni susturmaya çalışıyorlardı. Ve hepsi "Rus vatanseveri" idi. Ben de "dış düşman" idim. Görüşlerim önemli değildi, kimliğim yeterliydi. 

* * *

"Vatanseverlik" bazen saldırmanın gerekçesi oluyor. Bazen susmanın. Bazen jurnalcilik yapmanın. Bazen öldürmenin...

Kelimenin içinde "sevmek" olsa da bu kadar çok nefret dolu eyleme gerekçe yapılabilmesi garip değil mi?

Vatan ve vatanseverlik kavramları üzerine çok şey yazıldı. En çok bilinen eleştirel tanımlardan biri Samuel Johnson'a ait: "Vatanseverlik, alçakların son sığınağıdır."

Rus ve dünya edebiyatının önde gelen ismi Lev Tolstoy'un sözleri ondan daha yumuşak sayılmaz:

"Vatanseverlik, kendini kılavuzu akıl olan özgür bir insan olarak kabul etmenin yerine geçen ahlaksız bir duygudur. Vatanseverliğin etkisi altındaki her insan, kendini hükümetin kölesi sayar ve kendi aklı ile vicdanına ters eylemlerde bulunur. İktidar açısından bu, çıkarcı egemenlik amaçlarına ulaşma yolunda bir araç, yönetilenler açısından ise insanlık onurundan gönüllü bir vazgeçiş anlamına gelir."

Ukrayna’da 5,5 aydır süren savaşta on binlerce insanın hayatını kaybettiği sanılıyor.

Artık en önemli örgüt NATO

Putin'in belki de en büyük hatasını yaparak başlattığı savaştan sonra, vaktiyle Macron'un "beyin ölümü gerçekleşti" dediği NATO güçlendi, üyelerini konsolide etti, yeni üyelere kucak açtı. 

Şimdi bakıyorum da artık BM, G-7, AB ve başka uluslararası örgüt ve toplulukların esamesi bile okunmuyor. Varsa yoksa NATO…

Paktın yöneticileri bence bu "yeniden doğuş" için Rusya liderine ödül vermeyi düşünmeli.
 

Hakan Aksay

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum