Washington'da son Türkiye tartışması
Atlantik Konseyi adlı düşünce üretim merkezi NATO’nun durumunun tartışıldığı bir toplantı düzenledi.
06 Nisan 2019 - 10:28
Çavuşoğlu dahil üye ülkelerinin dışişleri bakanları şehirde buluştular.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Washington'a toplantı bağlamında geldi ve Başkan Trump ile Beyaz Saray’da buluştu sonra da Amerikan Kongresi'nin ortak oturumunda üyelere bir konuşma yaptı.
TEK KONU TÜRKİYE'YDİ
Bütün görüşmelerin en hayati konusunun Türkiye olduğunu söylemek abartılı olmaz.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze sistemini alacak olması ve bunun dünyanın en güçlü askeri işbirliği örgütünün, en önemli iki üyesi Türkiye ile Amerika arasında sert tartışma başlatmış olması NATO’da ciddi bir endişeye yol açmış durumda.
Genel sekreter bu tartışmanın iki müttefik arasında daha da sertleşmeden çözülmesini istiyor ve bu düşüncesini Başkan Trump’a da açtı.
Türkiye de bir çözümün bulunmasına açık ve bu yolda bir formül de önerdi.
Aslında Pentagon da bir çözümün olmasını istiyor. Trump da olumlu önerilere açık fakat Washington’da mutlaka Türkiye’yi karşısına almak isteyen güçler var. Bunlar Kongre’deki kendilerine yakın isimlerle çalışarak bir çözüm yolunun olmasının önüne engeller çıkarıyorlar.
ÇELME EVANJELİSTLER'DEN GELİYOR
Başkan Yardımcısı Mike Pence Türkiye’ye karşı sertlik isteyen grubun sözcülüğünü yapar durumda şu anda. Bu yüzden toplantı çerçevesinde yapığı konuşmada Türkiye’ye yönelik tehditvari üslup kullandı.
TÜRKİYE'NİN ÖNERİSİ
Türkiye son olarak makul davranıldığı takdirde sorunun çözümüne yol açabilecek bir formül de sundu Amerika’ya.
Bunda şunlar deniliyor:
-Bizim Rusya ile yapmış olduğumuz S-400 anlaşması olup bitmiş bir anlaşmadır, bundan geri dönüş olamaz.
-Türkiye S-400 füze sisteminin NATO’nun sistemleri ile bağlantılı kullanmayacak.
-Eğer ABD bizim istediğimiz koşullarda Patriot sistemini satarsa sadece bunlar NATO sistemleri ile bağlantılı kullanılacak. S-400’ler ise bunun dışında başka yerlerde NATO sistemlerinin tamamen dışında kurularak bizim kontrolümüzde kullanılacak.
İşte bu yüzden S-400 sisteminin F-35’lerin güvelik sistemini ele geçirmesi ve bilgileri alması imkansızdır.
-Bu sistemin kontrolünün Amerika ile birlikte kurulacak ortak çalışma grubu tarafından yapılmasını öneriyoruz.
-Yani özetle Türkiye Amerika’nın tüm itirazlarına cevap veren bir sistemi formüle etmiş ve sunmuştur.
Pentagon’da da bazı gruplar bu sistemin böyle çalışabileceğini ve Türkiye’nin F-35 üretim sürecinde tutulması gerektiğini düşünüyorlar.
Ancak Türkiye‘ye düşman olan Evanjelist çevrelere yakın isimler bu makul öneriye bile olumlu cevaplar vermiyorlar ve Türkiye ile Amerika’nın arasını yine bozmaya uğraşıyorlar.
NATO TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKIYOR
NATO toplantısında ise üye ülkeler Türkiye ile NATO arasındaki ilişkinin bozulmasının şu anda düşünülmemesi gerektiğini belirtiyorlar. NATO’ya Rusya’dan ciddi tehditlerin geldiğini ve birliğin özelikle bu dönemde, Karadeniz'in askeri öneminin çok arttığı bu günlerde, Türkiye ile araların bozularak NATO’nun güvenlik sistemlerinin bozulmasına yol açılamayacağını söylüyorlar.
Ancak ABD bu konuda şu anda gözü karartmışa benziyor.
Önümüzdeki günlerde bunun değişmesi imkanı var mı diye sorarsanız, tabii ki var.
Ama bunun nasıl olacağı da henüz belli değil. Çünkü makul düşünce ile hareket edilmiyor Washington’da.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Washington'a toplantı bağlamında geldi ve Başkan Trump ile Beyaz Saray’da buluştu sonra da Amerikan Kongresi'nin ortak oturumunda üyelere bir konuşma yaptı.
TEK KONU TÜRKİYE'YDİ
Bütün görüşmelerin en hayati konusunun Türkiye olduğunu söylemek abartılı olmaz.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze sistemini alacak olması ve bunun dünyanın en güçlü askeri işbirliği örgütünün, en önemli iki üyesi Türkiye ile Amerika arasında sert tartışma başlatmış olması NATO’da ciddi bir endişeye yol açmış durumda.
Genel sekreter bu tartışmanın iki müttefik arasında daha da sertleşmeden çözülmesini istiyor ve bu düşüncesini Başkan Trump’a da açtı.
Türkiye de bir çözümün bulunmasına açık ve bu yolda bir formül de önerdi.
Aslında Pentagon da bir çözümün olmasını istiyor. Trump da olumlu önerilere açık fakat Washington’da mutlaka Türkiye’yi karşısına almak isteyen güçler var. Bunlar Kongre’deki kendilerine yakın isimlerle çalışarak bir çözüm yolunun olmasının önüne engeller çıkarıyorlar.
ÇELME EVANJELİSTLER'DEN GELİYOR
Başkan Yardımcısı Mike Pence Türkiye’ye karşı sertlik isteyen grubun sözcülüğünü yapar durumda şu anda. Bu yüzden toplantı çerçevesinde yapığı konuşmada Türkiye’ye yönelik tehditvari üslup kullandı.
TÜRKİYE'NİN ÖNERİSİ
Türkiye son olarak makul davranıldığı takdirde sorunun çözümüne yol açabilecek bir formül de sundu Amerika’ya.
Bunda şunlar deniliyor:
-Bizim Rusya ile yapmış olduğumuz S-400 anlaşması olup bitmiş bir anlaşmadır, bundan geri dönüş olamaz.
-Türkiye S-400 füze sisteminin NATO’nun sistemleri ile bağlantılı kullanmayacak.
-Eğer ABD bizim istediğimiz koşullarda Patriot sistemini satarsa sadece bunlar NATO sistemleri ile bağlantılı kullanılacak. S-400’ler ise bunun dışında başka yerlerde NATO sistemlerinin tamamen dışında kurularak bizim kontrolümüzde kullanılacak.
İşte bu yüzden S-400 sisteminin F-35’lerin güvelik sistemini ele geçirmesi ve bilgileri alması imkansızdır.
-Bu sistemin kontrolünün Amerika ile birlikte kurulacak ortak çalışma grubu tarafından yapılmasını öneriyoruz.
-Yani özetle Türkiye Amerika’nın tüm itirazlarına cevap veren bir sistemi formüle etmiş ve sunmuştur.
Pentagon’da da bazı gruplar bu sistemin böyle çalışabileceğini ve Türkiye’nin F-35 üretim sürecinde tutulması gerektiğini düşünüyorlar.
Ancak Türkiye‘ye düşman olan Evanjelist çevrelere yakın isimler bu makul öneriye bile olumlu cevaplar vermiyorlar ve Türkiye ile Amerika’nın arasını yine bozmaya uğraşıyorlar.
NATO TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKIYOR
NATO toplantısında ise üye ülkeler Türkiye ile NATO arasındaki ilişkinin bozulmasının şu anda düşünülmemesi gerektiğini belirtiyorlar. NATO’ya Rusya’dan ciddi tehditlerin geldiğini ve birliğin özelikle bu dönemde, Karadeniz'in askeri öneminin çok arttığı bu günlerde, Türkiye ile araların bozularak NATO’nun güvenlik sistemlerinin bozulmasına yol açılamayacağını söylüyorlar.
Ancak ABD bu konuda şu anda gözü karartmışa benziyor.
Önümüzdeki günlerde bunun değişmesi imkanı var mı diye sorarsanız, tabii ki var.
Ama bunun nasıl olacağı da henüz belli değil. Çünkü makul düşünce ile hareket edilmiyor Washington’da.
YORUMLAR