Aydın İZBUDAK

Aydın İZBUDAK

HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER
[email protected]

Bir boşanma hikayesi..

28 Eylül 2017 - 11:44

Evliliğin Bittiğini Düşünenlere, 

Yeni Evlilenenlere Ve Bekarlara ..... 

Uzun Hikaye 

Bir boşanma hikayesi..

Bir kadın anlatıyor:

Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu

Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum

Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu.

”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum”

Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonundasordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?”

Demek ki söyledikleri doğruydu:

insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da

kaybolmuştu.

”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup

kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.”

”Diyelim dağın tepesinde

bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp

vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl”olacak. Bunu benim için yapar mısın?”

Yüzümü dikkatle inceledi ve ”Sana bunun cevabını yarın

vereceğim” dedi.

Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.

Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt

şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not

bırakmıştı.

”Hayatım” diye başlıyordu,

”O çiçeği senin için koparmazdım”

Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

”Çünkü her zaman yaptığın gibi

bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde

ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım

var.”

”Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden

önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım

var.”

”Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu

kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım

var

”Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can

sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikây eler anlatabilmem için

ağzıma ihtiyacım var.”

”Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan

gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını

kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem,

merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin – gençliğinde

senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım

var.”

”Ama seni benden daha fazla seven biri varsa,

evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir

tanem.”

Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer

dağılıyordu.

Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.

”Mektubu okuduysan ve kalbin

ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütlekapıda bekliyorum.”

Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde

sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.

Artık çok iyibiliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçe ği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim

Bu gerçek aşktı

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

Hayat tam da böyle bir şeydir.....


YORUMLAR

  • 0 Yorum