Aydın İZBUDAK

Aydın İZBUDAK

HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER
[email protected]

Bırakın doları moları... Ne oldu bize onu söyleyin..

20 Aralık 2016 - 23:37

Ne zaman, neden sonra bu hale geldik biz? Çernobil'den ya da Fukuşima ışımasından sonra mı?

İnsanlığımızdan bu kadar uzaklaşmak için kesinlikle radyasyon gibi doğaüstü bir etki gerek diye düşünüyorum. Toplumun çok büyük bir kısmı (hangi partiye oy verdiği ya da hangi okulu bitirdiği veya nerede-nasıl yaşadığı hiç önemli olmaksızın) tamamen karanlık ya da kötü tarafa geçmiş durumda...

Herke birbirine ve çevreye daha nasıl kötülük yapabilirimin derdinde...

Bunları görmek için gazete okumaya, haber izlemeye gerek bile yok. Dışarı çıkıp 1 km araba sürmeye ya da yolda yürümeye çalışmak yeterli... Kaldırımda üstünüze motosiklet ya da araba sürüyorlar. Uyardığınızda da (değil ki mahçup bir "kusura bakmayın") "NE OLMUŞ? SANA MI SORACAĞIM NERDE GİDECEĞİMİ!!!" gibi küstah bir tavırla gezinen insan görünümlüler mevcut.

TV ekranlarında (istisnasız tüm yarışmalarda hatta yarışma olmasa da evlilik gibi amaçlar edinmiş masum görünen canavar programlarda bile) kavga var.

İnsanlarımız bilgileri, görgüleri, davranışları, üretkenlikleri gibi olumlu kavramlarla ile fark yaratıp ilgi çekemediklerinden tamamen olumsuz kavramlara sarılmış durumdalar. Herkes herkesi rezil ederek batırmaya çalışıyor. Olsun, o arada o da batıyor; sorun değil...

Bu aymazlık nereye kadar gidecek? İnsanlar kendilerini daha ne kadar rezil edecekler gerçekten merak etmiyorum. Çünkü buraya kadar gelmesi bile mucize...

Nerden ve nasıl dönülecek? Onu merak ediyorum... Devamlı batıya giderek doğuyu bulmak gibi insanlık devamlı kötüye giderek iyiyi bulabileceğini ya da devamlı iyiye giderek kötüyü bulabileceğini mi sanıyor?

Eskiden televizyonda halkın canı çeker diye sucuk reklamlarının kısacık ve ballandırarak anlatılmadığı, naif reklamlar yayınlanırdı. Annelerimiz beslenme saatinde farklılık olmasın diye yanımıza muz vermezdi. Muz'u evde yerdik.

Bir yerde bir şey verilirken hakkımızı yedirmemeyi de arsız şekilde atlayıp onları rezil etmememizi de öğrettiler...

TV ekranında sözde evlenmek için gelen "tip"e bakıyorum; hem kendini hem ailesini rezil ediyor. Atasözlerimiz ne güzel demiş; "çocuk, ailenin aynasıdır" diye... Ailesinin verdiği her şey ağzından çıkan salyalarla dışarı çıkıyor. Hem de kadın-erkek farketmiyor...

Sokakta kaldırımda gidip de (ancak bizim gibi dünyanın hiper gelişmiş ülkelerinde olduğuna iddiaya girebileceğim) kaldırım vandallığı yapan insan görünümlüler de hem ailesini hem o güne kadar ona terbiye verememiş tüm öğretmenlerinin ürünü olduğunu bağırıyor.

Yazık; çok yazık... Ne zaman toplumu her gün kanser gibi ele geçiren bu virüsten koruyup hatta iyileşmeye doğru yol alacağız?


YORUMLAR

  • 0 Yorum