İNSAN VAR; OTURDUĞU KOLTUĞA DEĞER VERİR, KOLTUK DA VAR; İNSANIN ZAAFI İLE ERİR.

Değerli dostlar, ne mutlu ki bu haftada sizlerle beraberiz. Hepinizin malumu olduğu üzere geçen hafta futbol kamuoyu Mhk’ nin atamaları özellikle Halil Umut Meler’ in iki hafta üst üste Beşiktaş’ ın maçına atanmasıyla çalkalandı. Sıradışı bu atamaların kazanımları olduğu kadar kaybettirme riskinin de çok  yüksek olması nedeniyle geçen hafta sizlere ‘’Tatlı’ nın  Rus Ruleti’’ başlığıyla seslenmiştim. Beşiktaş camiası bu atamayı kendilerine karşı bir tehdit, uyarı veya rest olarak görüp isyan etti ve Mhk’ yi istifaya davet etti. Galatasaray ve Fenerbahçe’ ninaksine  bu sezon hakem pek konuşmayan ve sadece futbola, saha içine odaklanan bunun sonucunda liderliğe kadar yükselen Beşiktaş maalesef Fenerbahçe derbisini kazanamamasını hakeme bağlayarak kaosun fitilini ateşlemiş oldu ki,  maçın hakemi Halil Umut Meler hatasıza yakın iyi maç yönetmişti. İşte tam da bu noktada her başarısızlığa kılıf arayan aciz yöneticilerin ve teknik direktörlerin yaptığı en basit yöntem olan karşılarında kendilerine haksızlık yapan bir oluşum algısına başvuran Sergen Yalçın ve yöneticileri hatta başkanı Ahmet Nur Çebipeşpeşespekülatif ve kaotik açıklamalarına devam ettiler ve ediyorlar. Halbuki 33. Haftanın sonunda  hala lider olan takımlarına en büyük zararı bu şekilde verdiklerini bilseler, futbolcularının motivasyonunu da nasıl olsa hakkımızı yiyecekler o zaman neden mücadele edelim düşüncesiyle negatif yönde etkilediklerini bilseler, hata yapan futbolcuya hakem bahanesini kendi elleriyle verdiklerini bilseler, hiçbir hakemin özellikle günümüzde  kimseye zerre kadar kıyak, torpil, bilerek haksızlık yapmayacağını istesede yapamayacağını bilseler, bir hakem için en önemli şeyin renkler ve takımlar değil kendi kişisel kariyerleri olduğunu bilseler, böyle gereksiz polemiklere girerler miydi acaba?
    Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi, kulüpler birliği başkanlığına seçildikten sonra kulüplerin tek problemi finansal fairplay değil, pandemi de seyircisiz maç oynama değil, ödenmeyen vergi borçları değil, mali yükümlülükler değil , alt yapı sorunu değil de sadece ve sadece hakemlermiş gibi davranarak ‘’maçlarımıza yabancı hakemler istiyoruz ‘’ dedi. Bunu derken Beşiktaş’ ın hakemlerle ilgili en ufak bir sıkıntısı yoktu dikkatinizi çekerim, kendi kendilerine hakemler ve hakem camiasıyla kavga etmeye çalışan zihniyet Cervantes’ in ünlü romanındaki Don Kişot gibi yel değirmenleriyle savaşmaya kalktı. Yahu Başkan ; sen kendi işine baksana takımın lider aslanlar gibi top oynuyor maçlarını kazanıyor. Kendi elinle kendi takımını ateşe atmanın motivasyonu düşürmenin durup dururken karşında olmayan bir cephe varmış gibi algı yaratmanın sana , Beşiktaş’a ,Türk Futbolu’na,  bana, ona , buna kimseye zerre kadar faydası yok bunu bilesin. Kendin susuyormuş gibi yapıp antipatik yöneticin Emre Kocadağ 3-0 kazandığınız Alanyaspor maçı sonrası bile sevimsiz açıklamalarına devam ediyorsa siz gerçekten yabancı hakemlere layıksınız.

BRAVO TATLI , KAYBETMEYİ GÖZE ALDIĞIN İÇİN;

Sayın Ahmet Nur Çebisiz hala ‘’MHK İSTİFA’’ diye bağırıyorsunuz. Hem de Kulüpler Birliği Başkanı sıfatıyla ama okuyamadığınız mesaj şu; adam size istifayı göze aldım istifam cebimde diyor bu atamayı yaparak ki  zaten bu atama şekli  istifanın bir başka çeşididir, siz hala ‘’MHK İSTİFA’’ diye bağırıyorsunuz. Lütfen Türk Futbolu’ na gereksiz polemiklerle zarar vermeyin şapkayı önünüze koymanın zamanı geldi.
Geçen haftaki yazımda söylediğim gibi Sayın Mhk Başkanı çok büyük risk aldı ve adeta 4 mermili rus ruleti oynamaya cesaret etti, gerçekten bu hareketi yapabilen birisinin vermek istediği tek bir mesaj vardır; ‘’yanlı ,taraflı ve dürüst olmadığımızı düşünüyorsanız beni görevden alın kardeşim, elinizden geleni de ardınıza koymayın, çünkü hakemim eleştirdiğiniz gibi kötü maç yönetmedi gözlemcisinden geçer not aldı ama siz puan kaybedince benim hakemimi istenmeyen hakem ilan ettiniz, her puan kaybeden her hakemi istenmeyen hakem ilan ederse o zaman gelin siz yapın bu işi çok biliyorsanız? ‘….Bu mesajı Sergen Yalçın iyi anlamış kaybettiği Kasımpaşa maçı sonrası adeta günah çıkartarak ‘’ben ne yaptım ki’’ minvalinde yumuşak tonajda geri adım içeren sağduyulu açıklamalar yaptı ama ne yazık ki futbol yöneticiliğini kahvecilik kadar kolay sanmış olsa gerek ki Emre Kocadağ hala gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. Keskin sirke küpüne zarar verir Sayın Kocadağ……

DERNEK SEÇİMLERİ Mİ? HAKEMLERİN SEÇİMİ Mİ?
Camia‘ da yaklaşık 2 aydır yeni seçim heyecanı yaşanmakta biliyorsunuz ki hakemlerin sosyal yardımlaşma ve dayanışma platformu olan TFFHGD 81 ilde şubesi bulunan 10 bine yakın faal hakem ve gözlemciden oluşan üyesiyle faaliyette bulunan bir sivil toplum örgütü olması dolayısıyla şubelerinin olağan genel kurulları mart ayı itibariyle teker teker seçime giderek yeni başkan ve yönetim kurullarını seçtiler,fakat Tffhgd İstanbul Şubesi Bakanlar Kurulu’ nunpandemi tedbirleri kapsamında ‘’Dernek Genel Kurullarının azami kişi sayısının 300’ü geçmemek üzere yapılabileceği’’ hükmü gereği delege sayısı 300 kişiyi geçtiği içinseçime gidemedi. Eğer seçim olsaydı son 20 yıldır görmediğim şekilde dört adaylı bir seçim olacaktı. Daha önce en fazla üç sonradan bir adayın çekilmesiyle genelde iki adaylı olmasına alıştığımız İstanbul seçimleri Çakır Grubu ve Çakır Grubu’ nun karşısındakiler olarak iki zıt kutup arasında geçerdi. Şu an ki görüntü Çakır Grubunu temsil eden (son anda bir değişiklik olmazsa) şu an ki mevcut başkan ve karşısındaki grubu temsil etmeye hazırlanan eski İl Hakem Kurulu Başkanı  dışında son 5 yıldır gerek Mhk Bölge Sorumluluğu gerek Bölgesel ve İl Hakem Kurulu ‘nu elinde bulunduran Çakır karşıtı grubun ayırıcı ve kayırmacı yönetiminden mağdur olmuş, haksızlığa uğramış il hakemleri de sesini duyurmak ve düzene karşı baş kaldırmak için iki ayrı liste çıkararak seçime girmeyi planlıyorlarmış. Bunlardan biri eski hakemlerden Sertan DENİZ kardeşimdiğeride Osman YILDIZ kardeşim. Muhalefeti tek çatı altında toplama sevdasında olan eski il hakem kurulu başkanı ve destekçileri son yıllarda taraflı ve haksız uygulamalarının sonucu olarak şimdi karşılarında ciddi muhalefet bulmuş, aldığım duyumlara göre umudu Mhk’ nin tek aday ilan etmesine bağlamışlar.Eğer Mhk tek aday ilan etmezse ‘’nasıl kazanırız yoksa eski dernek başkanımız vemüteaahit hocamıza gidip destek mi istesek’’ diye düşünüyorlarmış, müteahhit hocaları geçmişte mevcut başkanın istifası sonrası seçilmeden yaptığı çok kısa başkanlık döneminde müze yaptırıp hakem marşı yazdırdığı için İstanbul Hakemlerinin çok büyük sevgisini kazanmış, müzeyi gezen genç hakemler duygulanıp büyülenip kendilerinden geçerlerken hakem marşını hep bir ağızdan söylüyorlarmış.Bu arada müze deyince aklınıza  İstanbul Modern Sanat Müzesi yada Topkapı Sarayı Müzesi gibi bişey gelmesin 10 m2 lik bir odada eski hakemlerin formaları, çorapları ve düdüğünden oluşan 1+0 junior  müze.O yüzden bu eski İl hakem kurulu başkanı , müteahhit hocamızın desteği olmadan olmaz diye hesaplar yaparken bir yandan da bu sene üst klansman olan sevgili oğlu’ nun çocukluk, gençlik ve ünv. yıllarından tanıyıp hakem yaptığı arkadaşlarıyla beraber toplantılar düzenleyip onların motivasyonu ve alkışları ile her şeyi tek başımıza halledebiliriz bizim siz olduğunuz sürece kimseye ihtiyacımız yok diyerek ekibini motive etmeye çalışıyormuş. Bu arada; diğer grup olan Çakır grubunun zeki bir hamle yaparak tek liste seçime gidelim İstanbul bölünmesin düşüncesiyle Abdurrahman ARICI’ nın da destekleyeceğini bildikleri Orhan ERDEMİR’ i ikna etmeye çalışarak, gel seni İstanbul’ a başkan yapalım dediği hakem kulislerinde konuşuluyor. .Ama Orhan Erdemir pek gönüllü değilmiş, ben Mhk üyeliği yaptım ne işim var Şube Başkanlığı’ nda diyormuş.. Hadi bakalım kolay gelsin, bütün adaylara tarafsız ve objektif  olarak eşit şekilde başarılar diliyorum. Tabi ki ne zaman olacağı henüz belli olmayan seçimde…..