GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Sürekli hedefte TRabzon !

22 Mayıs 2020 - 15:31

Bilinen tarih boyu Türk olan TRabzon, geçmişten günümüze Doğu Karadeniz Türk-Turani kavimlerinden; Kimmer, Gaska, İskit, Dril, Tibaren, Peçenek, Bulgar,Akhun, Hun, Hazar, Kuman ve Çepni, Avşar ... gibi bir çok Türk Budunlarından oluşur ve ''Çepni'' yanında Kıpçak kolları en fazla bilinenleridir.



Fâtih'in 1461 te fethettiği, Yavuz Sultan Selim Hanın vâlilik yaptığı ve Kânûnî Sultan Süleymân Hanın doğduğu TRabzon dört bin senelik târihe sâhiptir. Türk mü, değil mi ? diye sorgulanan Lazlar aslen diğer Türk kavimleri yanında Kafkas kökenli olup, nüfusları 200 bin olduğu tahmin edilir. Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı, Arhavi ve Hopa’da yaygın olarak yaşarlar.



395 yılında Batı Roma çöküşüyle, İstanbul merkezli Doğu İmparatorluğuna transfer olan topraklarda yaşayanlara Romalı – Rum denir. Tıpkı Mevlana Celaleddini 'Rumi' veya 'Rumeli' örnekli 'Rum' sözcüğü "Anadolulu ve/ya Osmanlı hanedanlığı" gibi anlamların karşılığıdır (eskiden tüm Anadolu'ya Diyar-ı-Rum - Roma Ülkesi denirdi).



Selçukluları zamanında Anadoluya hakim olan Türklerden bahsederken ‘Konya Rum sultanlığı, Rum sultanı, Diyarı Rum Selçuklu Devleti" gibi isimlerin yanı sıra, Eşrefoğlu Rumî, Osmanlı dönemi Yıldırım Bayezid'ın Sultan-ı İklim-i Rum ünvanını alması gibi tarihi simâların taşıdıkları adlarla anılırdı.



Tarih boyu Trabzon’da de çeşitli Türk boyları yaşamaktadır. Fatih Sultan Mehmed'in fethinden sonra Trabzona yerleştirdiği, ezici çoğunlukla tımar sahipleri 'Çepniler' Şalpazarı, Beşikdüzü, Düzköy, Vakfıkebir, Akçaabat, Çarşıbaşı, Of ve Sürmene ile Araklı ilçelerinde yaşamakta olup bazı yöreler en eski Türkmen geleneklerini hala sürdürmektedirler.



Çepni, Çebi, Hamzaçebi, Akifçebi, Çep, Çapoğlu, Çebili, Çepnioğlu, Çetmi gibi soyadları oldukça yaygındır. Bunun dışında isim ve soy isim olarak, Çepnilerin çoğunluğunun ''Bektaşi'' olmaları var sayılarak bölge halkının soy ve isimlerinin Ali, Hasan, Hüseyin olması ile alakalıdır. Osmanlı döneminde Oğuz - Avşar boyundan olan Karamanoğulları ve Halep Suriye ve Kuzey Irak bölgesinden gelen Türkmenler yerleştirilmiştir. Ordu-Giresun-Trabzon-Gümüşhane bölgesine "Sancak-ı Trabzon, Vilayet-i Çepni" de denmekteydi. Evliya Çelebi ise, eserinde Trabzon bölgesi için "20.000 Çepni Türkmen çadırının bulunduğu yer" diye bahseder.



Trabzon 1461’de Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra, Çepni Türkmenlerinin

doğuya doğru ilerlemeye, yer yer yerleşmeye başladığı görülmektedir. 1486’da,

Ze’amet-i Kürtün adlı bölgede Çepnilere, 28 dirlik verilmişti. Bu tarihte yörede 2

kale, 2 nefs, 73 köy bulunmaktaydı (Bostan, 2002a: 359-360).



Salnamelerden örneklerle: 1486 yılında, Akçaabat ve Atina kazasına ait dirliklerden birer tımar Çepnilere ait olup, tahrire göre, Araklı’nin Ayvadere (Aho) köyünde tımar sahipleri arasında Mustafa Veled-i İskender Çepni, İskender Çepni’nin oğlu Mehmet sayılmaktadır. Gahura köyünde (Araklı’ya bağlı Ortaköy civarı), Hasan Veled-i Mustafa Çepni’nin hissesi bulunduğu kayıtlıdır.



Ayoforid köyünde, İskender Çepni Veled-i Sinan, Araklı Bereketli (Mahura) köyünde Mahmut Veled-i İskender Çepni hisse sahipleri arasındadır. Yine anneannemin köyü: Mah-ı nev – Mahno (günümüz Yeniay beldesi, Sürmene Çamburnu) 25, Hüseyin Veled-i Mustafa Çepni isimli kişi tımar sahibi yazıtları ile ispatlıdır. Keza Of’un pek çok köyünde hala dahi Çepniler – Çapoğulları yaşamaktadır ve bunların pek çoğunun isminin Bayram olması, dikkat çekicidir.



Fetihten çok önce Trabzon'da ve Karadeniz Bölgesin'de Çoğunluk ve Hristiyanlaşmış Olarak Yaşayan Kuman-Kıpçak Türkleri Doğu Karadeniz bölgesinin, tarih boyu Türk yurdu haline gelmesinde Çepni Türkleri kadar Hıristiyan Kuman-Kıpçak Türklerinin de etkisi olmuştur. Gürcü kaynaklarında sarışın ve mavi gözlü ''Kıpçak'' Türklerinin Artvin üzerinden gelerek Rize ve Trabzon dolaylarına yerleştikleri belirtilmektedir.



Yine eski kilise - manastır kayıtlarına göre, Trabzon Rumları çoğunlukla Kuman-Kıpçak kökenli, çok sayıda sarışın-kumral, renkli gözlü bir yapıya sahip olan 100.000'den fazla Kuman-Kıpçak Türkleri de yerleştiğinden bahseder. Önceleri hristiyan olan Türklerin çoğu, fetih sonrası Müslümanlığa geçtiler.



Kumanların bu bölgeye girmelerinin Kafkasya üzerinden olduğunu görürüz. 1118-1124 – Atrak han' zamanında, Kuman Türkleri: Ardahan, Göle, Oltu, Tortum, Şavşat, Ardanuç, Yusufeli bölgelerine yerleşmiştir. Kubasar Beğ çocukları İkizdere’ye bağlı Cimil Merkez olmak üzere Pazar, Çamlıhemşin, Rize’de ve Sürmene’nin Cimilit köyünde yaşayan ve Osmanlı döneminde de Tımar ve nüfuz sahibi hala soy isimleri ile Kumbasaroğullarının - Kubasar’ın soyundan geldiği bilinmektedir.



Gümüşhane/Yağmurdere ye bağlı Buğalı/Boğalı köyündeki Kubasar Tepesi hala bu adı taşımaktadır. Ayrıca Osmanlı fethinden sonra bölgeye ait Tapu Tahrir Defterlerinde gerek Boğalı köyünün ve komşu Arpalı (bu gün metruk eski Arpalı) ile Bağçeçik köylerinin isimleri Türkçe olmasına rağmen Osmanlının ilk dönemine ait Tapu Tahrir Defterlerinde ''Bağu Aslan'' diye geçer.



Osmanlı'nın dağılmasından sonra Kırım Türkleri tarafından da Trabzon, yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Bölgedeki Rum nüfus 1923 yılında Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan "Nüfus Mübadelesi" ile gönderilmiştir. Gönderilenlerin çoğunluğu hristiyanlığı benimsemiş, Karadeniz kıyı ticaret dili ''eski yunanca'' konuşan Kuman-Kıpçak Türkleri olup, hala Yunanistanda ''Pontuslu - Kamana kıpha Turko'' diye adlandırılırlar.



Lehçe Yapısında Trabzon’un batısındaki konuşmalarda, genellikle Çepni ağzı yaygınken doğuya doğru gidildikçe konuşulan Türkçenin daha sert bir hal aldığını ve Kıpçak-Kuman ağzına döndüğünü görürüz. Örnek olarak: sıkça kullanılan "haçan (ne zaman, mademki), uşak (çocuk, evlat), afkurmak (boş konuşmak, çemkirmek), ula (oğlan/ulan), gız (kız), kitmek (gitmek) gibi sözcüklerin öz Türkçeden gelen sözcükler olduğu ve diğer Türk devletlerindeki Kıpçak Türkçesiyle aynen eşleştiği görülür.



Trabzon yüksek köylerinde hala dahi eski Yunancaya çok benzer, Romeika - Antik Roma Dili/Rumca konuşulur. Özellikle: Çaykara, Dernekpazarı, Tonya, Maçka ilçelerinde toplam 40 - 45 köyde bu dili konuşanların, Osmanlı'dan binlerce yıl önce yerleşen Kommenos (Kumanlar) olduğu tarihi gerçektir.



Yöresel 'Kemençe' ise orta asya kökenli öz Türk Çalgısı, Horon da Öz Türk Oyunudur. Karadeniz bölgesinin bu geleneksel çalgı ismini Kumanlar da şahıs ismi olarak kullanılmıştır. Örneğin: 1290 da Macar Kıralı IV. Laszlo’yu öldüren Kuman Türkün adı 'Kemenche' idi. Bu ismi Kuman Türklerinin yayıldığı sahalarda da görmek mümkündür (Kırım yarımadasında bile: Kemençe, Küçük Kemençe, Murzatar Kemençe isimli köyler bunlardan bazılarıdır).



Gagauzlarda Kemençe kelimesinin anlamı Keman olup Kemençe çalıp oynanan oyunun adı da Horon dur. Bunlar,Türkler'in Orta Asya'dan tekrar Anadoluya dönüşlerinde geri getirdikleri çalgılardır ve 'Horon oluşturmak, horan tepmek' gibi horanla beraber kullanılan kelimeler ile horon oyunuyla ilgili kelime ve terimlerin tamamına yakını Türkçe ve Türk kültürüyle ilgilidir. Ayrıca Gagauzlardan derlenmiş dil ve masal, bilmece, halk edebiyatı malzemesi vb., gibi halk edebiyatına ait malzemelerin bir değerlendirmesi yapıldığı zaman Trabzon bölgesi ile çok büyük bir benzerlik olduğu görülür.



Trabzon İsmi ve tarihçesi ise: Hıristiyan batı târihçileri Hıristiyan emperyalizminin gereği olarak Anadolu’da târihi şehirlerin isimlerini Yunanca veya Lâtince bir kelimeye dayandırmaktadırlar. Hıristiyan Batı eserleri, İyonların Trabzon’u kuşatan surlarına bakarak, Yunanca “dört köşeli” mânâsına gelen “Tarpezus” dediklerini kaydederler. Fakat İyonların rastladığı surları kim yaptı ? sorusuna cevap vermekten çoğu çekinir.



Trabzon tarihi üzerine pekçok araştırmalar vardır. Bunlar arasında en gerçekçi olan Alman Arkeoloji Bilgini Falmerayer’dir. 1827 Münih’te basılan Geschichte Kaiserturm Trapezont isimli eserinde araştırıcı, Trabzon târihini teferruatlı olarak inceler. Alman bilgin, târihî vesikalara dayanarak Trabzon’u Orta Asya’dan gelen Türk kavimlerinden - Turanlara bağlı “Tibarenler”in kurduğunu ifâde eder.



Tibarenler bu bölgenin ilk sâkinleri, Elizonlarla kaynaşmış ve gelişen şehir “Tibaren-Elizon” ismini almıştır. Zamanla “Tirenbun” sonra, Trapezund ve nihayet “Trabzon” olan bu ismin menşei “Tibaren-Elizon”ların yaşadığı şehir'' isminden gelmiştir. Ayrıca, eski Türk kavimi olan ve M.Ö. 8. yüzyılda bu bölgeden batıya göç etmiş Saka-İskitler'inde ''ilk yurtlarının'' Trabzon olduğu ve kilat köyünde yaşadıkları bilinmektedir.



Hısımım, R. Ömerzade Hasan (Umur) efendi – Of ve Trabzon tarihi eserinde genişce detaylandırılan geçmişimiz, 13.800 yıldır Türk yurdu Anadolu giibi, kendini bilmez ümmet diye geçmişini unutmuş, kara cahilllerin aksine TRabzon - TÜRKTÜR.



DeMaDiDeMa



Kemal Ulusoy

Fotoğraf açıklaması yok.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar