GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Yolsuzluk için ne yaptın Türkiye?

21 Mayıs 2025 - 19:41

Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi'nde 12 yıl boyunca toplam 16 puan kaybetmesindeki en önemli faktörler arasında, bağımsız bir yolsuzlukla mücadele kurumunun bulunmaması, denetim süreçlerindeki zayıflıklar, rüşvet ve yolsuzluk konularında sonuçlanmış davalar olmayışı sayılıyor. Yolsuzluk konusunda elinden geleni ardına koymayan bir siyasal iktidar, yönettiği ülkeyi 180 ülke arasında 107'nci sıraya düşürmezdi öyle değil mi?

yolsuzluk

Türkiye’nin, uluslararası ölçekte, Zambia, Gambia ve Lesoto’dan daha geride olduğu bir saha var desem tahminde bulunabilir misiniz?

Bekletmeden cevabı yazayım: Yolsuzluk. Evet ülkemiz, her yıl düzenli olarak raporlanıp yayımlanan Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’nin son verilerine göre; Zambia, Gambia ve Lesoto’dan daha kötü bir puana sahip.  

Bu noktada bir not düşmek yararlı: 180 ülke arasında, 34 puan ile 107 sırada yer alan Türkiye, vatandaşına pek de gurur vermeyen bu sıralamadaki yerine 19 Mart 2025’ten sonra oturmadı.

Uzun yıllardır, konuşmalarında ve hitaplarında “yolsuzluk” kelimesini duymadığımız iktidar mahfillerinden, İBB’ye yapılan operasyon ve soruşturma dolayısıyla birkaç aydır bol bol işittiğimiz bir kelimeye dönüşen yolsuzluk alanında ülkemizin kötü karnesi, 2013 yılına uzanıyor. 12 yıl öncesine yani.

Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki yeri düzenli olarak geriliyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nce yayımlanan söz konusu endeks ve ona bağlı raporu göre Türkiye, 2013 yılından bu yana 16 puan kaybederek, “AB üyelik sürecinde yer alan ülkeler arasındaki en düşük puanlardan birine sahip oldu.” Üstelik 2024 yılı endeksine ilişkin bu puan ve yerdeki temel belirleyicinin, “gri listeden çıkış” ve “ekonomik reformlar” olduğu öngörülüyor. Reformdan kastedilense Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibinin, makroekonomik görünüme ve para politikalarına dair uygulamaları.

“Temiz bir kamu sektörü”nü ifade eden 100 puana sahip bir ülke, dünyada mevcut değil. Buna en yakın üç ülke; 90 puanla Danimarka, 88 puanla Finlandiya, 84 puanla da Singapur Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki yerini almış durumda.

Nasıl oluşuyor?

Türkiye’nin, 12 yıl boyunca toplam 16 puan kaybettiği Yolsuzluk Algı Endeksi, titiz bir çalışmayla oluşturuluyor. Yolsuzluk algısını son iki yıl içinde ölçen 12 kuruma ait 13 farklı veri kaynağı kullanılıyor. Türkiye’nin puan kaybındaki en önemli faktörler arasında, bağımsız bir yolsuzlukla mücadele kurumunun bulunmaması, denetim süreçlerindeki zayıflıklar, rüşvet ve yolsuzluk konularında sonuçlanmış davalar olmayışı sayılıyor.

Gerçekten de özellikle kısa adı GRECO olan Avrupa Konseyi’nin yolsuzlukla mücadele organının Türkiye’ye ilişkin raporlarında, yolsuzluk konusunda sonuçlanmış bir dava, etkili soruşturmaların yapılmayışı önemli eksiklikler olarak gösteriliyordu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile başlayan ve dün “üçüncü dalga” gözaltı operasyonları, uluslararası ölçekte raporlanan ve Türkiye için eksiklik olarak gösterilen “yolsuzluk davaları”na dönüşür mü, bilinmez. Ancak kesin olan bir şey varsa o da 19 Mart 2025 tarihine gelinceye kadar, bugün yolsuzluk kelimesini dilinden düşürmeyen yöneticilerin pekâlâ önleyebilecekleri, pekala denetim talimatını verebilecekleri yüzlerce, belki de binlerce yolsuzluk soruşturmasının hiç açılmamış oluşudur.

Yolsuzluk konusunda elinden geleni ardına koymayan bir siyasal iktidar, yönettiği ülkeyi uluslararası bir arenada bu kadar gurur kırıcı bir yere düşürmezdi öyle değil mi?

Elbette ki tanık olduğumuz içinde devindiğimiz “zamanın ruhu”, bir iktidardan “samimiyet” beklentisinin lafını dahi gülünç kılıyor. Böyle bir beklenti yok. Yeter ki, suç duyurusuna dönüşmemiş binlerce tespit içeren Sayıştay raporları orada dururken, kimseyi az akıllı yerine koymasınlar yeter.

Ama koyuyorlar. Hem de eskiden beri. Misal, CHP Kurultayı'nda dağıtıldığı itiraf edilen cep telefonunun, Kurultay tarihinden 10 ay sonra piyasaya çıktığını işin meraklıları anında çözdü. “Biraz ciddiyet” diyecek olurken, hatırlıyorsunuz ki bu ülke 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen Balyoz darbe planında da olmayan bir yazı fontu dolayısıyla, belgelerin daha sonra üretildiğinin anlaşıldığı zamanları da gördü. Yargılamanın yapıldığı mahkeme, Microsoft’tan durumu sorunca Calibri fontunun 2007 yılında piyasaya çıktığı tescillenmişti. Olan çalınan hayatlara oldu.

Yolsuzluk için birden çok tanım bulunuyor. Yaygın kabul göreni, “emanet edilen gücün özel çıkarlar için kötü kullanımı.”

Evet yolsuzluk varsa, kamu güveni, kamu kaynakları kötüye kullanılmışsa sonuna kadar gidilip yaptırım uygulanmalı.

Ama aynı yasaları herkese eşit uygulayarak. Kimsenin hayatından çalmadan. Aksi takdirde onun adı yolsuzlukla mücadele olmaz.
 

Çiğdem Toker

@cigdemtoker[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum