Merve ÖZGÜNEŞ

Merve ÖZGÜNEŞ

Sanat ve Hayat
[email protected]

Günümüz Çağının Hikayesine Tanık Oluyoruz…

29 Aralık 2019 - 10:27

WestEnd-Batının Sonu

2019’un son haftası ve son yazısında Dasdas sahnenin oyunlarından biri olan Westend – Batının Sonu

oyunu ile karşınızdayım. Alman yazar Moritz Rinke’nin günümüzün bireysel trajedilerini komedi ile

kaleme alarak, göz önüne koyduğu Westend /Batının Sonu adlı oyun. Oyunun yönetmen koltuğunda,

Tuğsal Moğul var. Oyuncu kadrosunda ise, Mert Fırat, Tülin Özen, Naz Çağla Irmak, Evren Bingöl,

Pervin Bağdat ve Gün Koper yer alıyor. Yıllar sonra yaşanan bir arkadaşın ziyareti ile olaylar birbirini

kovalamaya başlıyor. Konuşulmaya cesaret edilemeyen konular, yaşanan dönüşümler aslında

dünyanın her yerinde geçerli olan herkesin hayatında yer alan güncel sorunlara vurgu yapan oyun

evrensel açıdan büyük önem simgeliyor diyebilirim.

Oyun, Evli çift Eduard ve Charlotte’un, şehirden uzakta lüks bir mahalledeki yeni evlerinde başlar.

Yıllar sonra evlerinde yeniden buluştukları eski bir arkadaşlarını ve komşularını ağırlarlar. Eski

arkadaşlarının ziyaretiyle, Pandora’nın Kutusu yavaş yavaş açılmaya başlar. Konuklarla birlikte

konuşulmaya cesaret edilmeyen konular, sınırların çizgisinde dolaşan konuklar, saat ve günler

ilerledikçe beklenmeyen dönüşümleriyle bu küçük grup, seyircinin bütün ön yargılarını alt üst edip

yıkıp geçiyor. Eduard ve yakın arkadaşı Michael tıp fakültesini bitirmiş iki doktordur. İki kişi, iki

farklı yol tercih etmişlerdir. Eduard batılı zenginlerin yaşlanmak ve beğenilmemek korkularını yok

ederken, Michael ise Afganistan’da batılını işkencesine, mayınlara kurban olmuş kişilere, ölümcül

çarpışmalardan çıkmış insanlara yardım örgütleri ile birlikte yardım eden bir doktordur. Ortadoğu öyle

bir mücadele içinde ki herkes bunu biliyor. En çok da bizim ülkemiz bunu biliyor. Bu hikaye bize

aslında hiçte uzak değil dimi. Charlotte karakterine Tülin Özen hayat veriyor. Oyunculuğunu çok

beğendiğim isimlerden biri kendisi. Charlotte, zengin bir galeri sahibinin kızı. Kendisi bir opera

sanatçısı ve ses tellerini kaybetmek üzerine hayati bir sınav içerisinde. Charlotte’u izlerken,

kendinizden parçalar bulacağınız bir karakter. Hayal ettiği sanatı icara edemiyor. Tam da yapmak

istediği şeyleri hayatında gerçekleştirememiş bir kadın. Aslında Eduard ile olan evliliği de kendisinin

sığındığı bir liman adeta.

Altı kişi bir çatı altında bir gece bir araya gelirler. Saat ilerledikçe her şey ortaya dökülmeye başlar.

Belki de sorunları çözmek toplum düzenini, siyasal ve sosyo- ekonomik düzeni kökten değiştirmektir.

Oyunun kurgusunda gerçekleşen Michael’in parçaladığı masa belki de düzene karşı bir baş kaldırış

olabilir diye düşünebiliriz. Eduard karakterine Mert Fırat hayat veriyor. Eduard tam çevrenizde ki yada

sizin benim gibi biri. Çağımızın en büyük hastalığına yakalananlardan. İnsanlar günümüzde sırf resim

koymak için artık tatile çıkıyor desem çokta abartmış olmam diye düşünüyorum. Eduard’da tıpkı bu

insanlar gibi. Sürekli evinin her köşesinde fotoğraflar paylaşan ve evini saray yavrusu diye

nitelendirirken, çağın en büyük hastalığına vurgu yapıyor. Gecenin konuklarının her biri gözlerini,

kulaklarını etraflarında dönen olaylara kapayan insanlardan oluşuyor. Bu olaylar silsilesinin ortasında

kalmış bir genç kız aslında onun hikayesine de pek yabancı değiliz. Sahnede ki hiçbir karakter aslında

biriyle yada birinin sorunuyla ilgilenmiyor. Her bir karakter kendi derdinin peşinde, kendi

anlatacağına odaklanmış durumda sahnedeki yerlerini alıyor. Westend oyunun dekoru oldukça yalın,

beyaz bir platform ve dört köşesi de kulis gibi kullanılıyor. Oyuncular kenardaki bölümlerinde

üstlerini değiştirirken, siz bunu fark etmeyeceksiniz bile. Seyircinin ilgisini daima diri ve canlı tutan

bir oyun. Sezonun en iyi oyunlarından biri şüphesiz ki, dekoru da muazzam. Sahne dekorunu detaylı

bir şekilde anlatma isteğim var ama bunu yapmayacağım. Seyirci dekor ile gittiği zaman buluşmalı

diye düşünüyorum.

Westend - Batının Sonu, derinlikli ve çok katmanlı bir oyun. Günümüzde yaşadığımız dünyanın

sorunlarının sade ve yalın bir dille anlatıyor. Aslında oyun sadece Batı’nın değil tüm Dünyanın iki

yüzlüğünün ve modern toplumun sorununa dem vuruyor. Bildiğimiz halde sorunların üstünü nasıl

kapattığımızın, dertlerimizi görmezden geldiğimizi, hayatta karşı yapay bir tavır takındığımızı

suratımıza tek tek çarpıyor. Westend bu yılın kaçırılmaması gereken oyunlarından biri derim. Henüz

izlemediyseniz, listenizin başına yerleştirmenizi tavsiye ederim. Oyunda emeği geçen tüm ekibin

emeğine, yüreğine sağlık. Alkışları bol, sahneleri uzun soluklu olması dileğiyle. Sanatla ve sevgiyle

kalın. Herkese Mutlu Yıllar…

Sevgilerle,

Merve ÖZGÜNEŞ

OYUNCU

YORUMLAR

  • 0 Yorum