Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

Karanlık madde parçacığına dair izler bulunabilir ve bu parçacık keşfedilirse…

13 Eylül 2019 - 09:15

Yeni basılan “Herkes İçin Parçacık Fiziği” kitabının yazarı tanınmış fizikçi Pauline Gagnon, Burhaniye Sır Academy tarafından 7-8 Eylül’de gerçekleşen “CERN ve Evren” sempozyumuna katıldı. Gagnon, yaptığı konuşmada hem parçacık fiziğine ışık tuttu hem de CERN’de yapılan ünlü deneyler, kara delikler, kuantum teorileri ve evrenin oluşumu hakkında sunumlar yaptı. Sunumu sonrası Mete Kızık’la Türkiye’deki ilk röportajını yapıp, ODATV'nin sorularını yanıtladı.

 - Türkiye'ye ilk gelişiniz mi? Edremit körfezini nasıl buldunuz?

Daha önce iki kez İstanbul’a gelmiştim, Ege bölgesine ilk kez geliyorum. Bu şekilde gelmiş olmaktan ayrıca mutluyum çünkü Sır Academy'nin kurucuları Serkan Kılıç ve Dr. Sinem Şalva ile 3 yıl önce Cern Kütüphanesi’nde tanıştım ve bana kitabımın Türkçe’ye çevrilmesine yardımcı olmayı önerdiklerinde çok sevindim. Sempozyumdaki imza gününde kitabıma olan ilgi beni ayrıca mutlu etti. Bilim felsefesi konuşmak, leziz yemeklerden tatmak, bu muhteşem doğa karşısında olmak bir ayrıcalıktı.

- Fizikçi, feminist ve bilim insanı olarak kadınların bilimsel çalışmalardaki yeri hakkında neler dersiniz?

ABD Fizik Enstitüsü’nce 15 binden fazla fizikçi arasında yapılan bir araştırmaya göre kadınlara halen kendi alanımızda bile haksız, cinsiyetçi davranıldığı ortaya çıkıyor. Daha az kazanıyorlar, laboratuarları yetersiz ve araştırma gruplarında daha az sayıda çalışıyorlar. Şu anda CERN’de bile çalışanların yüzde 19,5 kadın. Bunun nedeni toplumlarda “ erkekler yapar”, “erkek güçlü” algısı nedeniyle kadınların sesini duyuramaması ve toplumsal yaşamda eşit yer alamaması. Bu sadece fizik alanında değil, diğer alanlarda doktorluk, mühendislik, elektronik, öğretim üyeliği gibi mesleklerde de yaşanıyor. Toplumlardaki cinsiyetçi, ayırımcı yapı böylesine duruma yol açıyor. Bu karamsar tabloya karşın iyi haberler de var. Dünyanın her yerinde insanlar ve kamuoyu buna karşı çıkıyor ve mücadele ediyor. Bu tür konuları daha sık ve geniş ölçekte tartışırsak artık bir mayın tarlası olmaz. İhtiyacımız olan dostane ve açık bir tartışma ortamı.

 - Bu anlamda Nobel Barış Ödülü’nün 55 yıl sonra bir kadın fizikçiye verilmesizine ne dersiniz?

 

Bu yılın Nobel Fizik Ödülü geçen yıl aralarında bir kadın fizikçinin de yer aldığı üç bilim insanına verildi. Donna Strickland, 55 yıldır bu ödülü kazanan ilk bilim insanı oldu. Bu eşitsizlik en çok da fizik ödülünde görülüyor. Artık kadın fizikçilerin farkına varılması gerekiyor Çünkü biz varız ve umuyoruz ki gelecekte daha da çoğalacağız Az önce bahsettiğim gibi olumlu gelişmeler var.

 - CERN’de ki çalışmaların bizlere sunduğu etkilerden bahsedersek ilk akla gelenler neler olur?

CERN’in günlük yaşantımıza katkılarının en başında “www.” nin bulunması gelir. 1989 da Cern çalışanı Tim Bernes-Lee ve ekibi tarafından bulundu. Oradaki çalışmalarda fen bilimcilerinin bilgi değiş tokuşu için binlerce sayfanın getirilip götürülesi, incelenmesi gerekiyordu. Bu gereklikten “ www.” bulunarak en hızlı, en güvenilir biçimde çözüme kavuşturuldu. Bu buluş günümüzde milyarı aşkın kişi tarafından kullanılıyor. Elektronikten, bilgisayarlara, cep telefonlara, kanser tedavisinden, güneş enerjisinden yararlanmaya, nükleer santrallerin radyoaktif atık madde çıkartmadan daha temiz ve güvenli enerji kullanılmasına yol açacak ADS ( Accelerator Drivig System) çalışmaları var. Her ne kadar nükleer endüstrisi, santral şirketleri bu çalışmalardan hoşnut olmasa bile insanlık ve doğa için olumlu olacak araştırmaların motor gücünü oluşturuyor bu çabalar. Genel anlamda özetlersem bu çalışmalar yalnızca bilgimizi artırmaya, insanların ve doğanın kökeni ve yazgıları hakkında derin sorunları yanıtlamaya değil, aynı zamanda da 101 ülkeden binlerce çalışanı bir araya getirerek dünya barışına katkı koyuyor.



- Fizik dünyasının son 10 yıldaki en önemli gelişme nedir ve şu anki çalışmalardan ne bekliyorsunuz?

2012'de Higgs bozonunun CERN'de keşfi ile, temel parçacıkları açıklayan Standard Model'in son eksik parçası da bulunmuş oldu. Bu arada keşfe adını veren Peter Higgs halen yaşayan bir bilim adamı. Fizikte ki bu model ise temel kuvvet ve parçacıklarını; yani “görünür madde”yi yıldızlarda ve galaksilerde gördüğümüz her şeyi açıklıyor. Şu anda evrenin anlamaya çalıştığımız yüzde 95’lik kısmı daha var: Bu dilimi “karanlık madde” ve “karanlık enerji” dediğimiz kısımlar oluşturuyor. Karanlık dememizin nedeni aslında ışık yaymamasından kaynaklanıyor. Bunların varlığını kütle çekimsel etkilerinden ve evrenin ivmelenerek genişlemesinden dolayı biliyoruz. Cern'de devam eden bu çalışmalardan özellikle karanlık madde parçacığına dair izler bulunabilir ve bu parçacık keşfedilirse, gelişmekte olan standard model ötesi yeni fiziğe çok büyük katkıları olacak ve evreni çok daha iyi anlayabilme şansımız doğacak.

-Türkçede ilk kitabınız kısa süre önce yayımlandı. Bu kitabınızı neden yazdınız?

 İngilizceden Türkçeye yeni çevrilen “Herkes İçin Parçacık Fiziği” sadece fiziği, bilimi ve Cern çalışmalarını anlatan bir kitap değil, aynı zamanda sosyolojik bir kitap. Kadının bu alandaki yerini, çalışmalarını da kapsıyor. Bu kitap sadece fizikçiler için değil, dolayısıyla okuyucunun matematik bilmesi de gerekmiyor, konuya ilgisi varsa, bu yeterli. Kitabımda Cern’de neden bu kadar insan özverili ve başarılı çalışıyor, buradaki çalışmaların içeriği nelerdir, bunlardan bahsediyorum. İnsanlığa yararlı olmak amacıyla bu kitabı yazdım. Aynı zamanda kitabımın içinde Albert Einstein ile birlikte çalışan eşi Milava’nın aslında ne kadar geri planda bırakıldığından ve fazla göz önüne çıkartılmadığından bahsediyorum. Bu arada hayalimi de açıklayayım. Milava Maric ile ilgili bir film yapmak…

Mete Kızık

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum