Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

MB BAŞKANIYLA AYNI KADERİ PAYLAŞMAK

18 Aralık 2023 - 10:59


Türkiye, birkaç gündür Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ‘gerçek sorular’la
karşılaşmamak için röportaj vermeyi seçtiği iktidara yakın
gazete Hürriyet’teki sözlerini tartışıyor.
İstanbul’daki evlerin kira bedellerinin yüksekliği nedeniyle ev
kiralayamadığını ve annesinin yanına yerleştiklerini açıklayan
Hafize Gaye Hanım’a yıllardır pahalılığın, gelir
adaletsizliğinin, zamların altında ezilen yurttaşta büyük bir
tepkiye sebep oldu. Haklı bir tepki tabii ki…
İktidarın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in
kiraların düştüğüne dair açıklamasının hemen ardına gelmesi
de kendisi açısından talihsizlik olan Hafize Hanım’ın
apartman yöneticisinden aldığı bilgiler de cabası.
Sorumlusu kim?
Bu sorunun cevabını herkes biliyor.
Yaklaşık 2 yıldır televizyonlarda, gazetelerde haber üstüne
haber, tartışma üzerine tartışma yapılıyor. Bu sorunun
Türkiye’nin en büyük sorunu olacağı söyleniyor. Mavi
Karadeniz TV’deki ilk programımda Barınamıyoruz
platformunun sözcüsünü çıkardığımda da bu konunun
yıkıcılığını enine boyuna ele almıştık. İstanbul’da ortalama
kira 18 bin lira olmuş. 18 bin lira olan kiralık ev, barınma
hakkına hizmet etmiyor. Penceresi olmayan, yıkık dökük,
depreme dayanıksız bir ev bulabiliyorsunuz ancak bu fiyata.
Bireylerin insan onuruna yakışan bir yaşam sürebilmeleri için

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve
birtakım sözleşmeler, barınma ve konut hakkından
bahsetmiştir. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana, orta ve alt
gelir gruplarının desteklenmesi ve korunması olgusu vardır.
Hatta 1961 ve 1982 Anayasalarında, konut hakkını ifade eden
maddeler vardır. TOKİ de tam olarak bu yüzden kurulmuştur.
Uygun fiyata, uzun vadeli taksitlerle satın alabileceğiniz
evlere sahip olmak için… Bunun ilk örneğini de aslında
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’yken Murat Karayalçın
Batıkent’le hayata geçirmiştir.
Ancak AKP iktidarında hak olan konut, bir yatırım aracına
döndü. Öyle ki 400 bin lira veren herkes aynı zamanda
yurttaşlık elde etti. Türkler, kendi vatanlarında barınamaz hale
geldi. Döviz, faiz gibi yatırımlardan umudunu kesen, güveni
kaybolan zenginler yatırımlarını konuta yapmaya başladı.
Onca para ödedikleri konutlardan da yüksek gelir elde etmek
istediler. Üstüne Erdoğan’ın bugün tedavülden kaldırdığı Nas
politikası eklenince mağduriyet üstüne mağduriyet yaşandı.
Bugün neredeyse ev sahibiyle davalık olmayan kiracı yok gibi.
Kimsenin maaşına bu kadar zam gelmezken, o ev kiraları nasıl
ödenecekti, kimse bunu düşünmedi.
Oysa bu sosyolojiyi de çok etkiledi. Yok olan orta sınıf büyük
kentleri terk etmeye başladı. Orta sınıfın olmadığı yerde
demokrasiden bahsedilemeyeceğini artık hepimiz biliyoruz.
Kimdi orta sınıf, okumuş, beyaz yakalı, ortalama maaşa sahip,
seçim yapabilen kesim. Bankacılar, öğretmenler, memurlar
aldıkları maaşı yettirememeye başladı. Çareyi nispeten

geçinebilecekleri başka şehirlerde aramaya başladılar. Orta
sınıfın terk ettiği kent, bir kent midir sahiden, bunu düşünmek
gerekir.
İnanılmaz paralara evler satılmaya başladı. Bu evleri alanlar,
lüks konutlara talip olanlar ya büyük iş insanları ya da adını
son günlerde sıkça duyduğumuz kara paracılar oldu. Koca
kent namusuyla para kazananlar için kabus halini aldı.
İşte böyle bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
Başkanı Hafize Gaye Erkan bu çarpıcı açıklamayı yaptı.
“İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu” deyiverdi. Olur
Gaye Hanım, olur. Siz de bilirsiniz ki bu izlenen politikalar
sebebiyle olur. Uyaran uzmanların mandacı ilan edildiği bir
ülkede bal gibi olur.
2 bin lira ile girdiği eve 14 bin lira kira isteniyor. 7 bin lira
kira verenden 60 bin lira ev kirası isteyen ev sahipleri
tanıyorum.
Adalet Bakanı açıklama yapıyor, diyor ki, “1 Eylül tarihinden
itibaren başlattığımız kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk
sistemine 76.780 başvuru oldu bu başvurulardan 32.098’i
anlaşmayla sonuçlandı böylece 64.000 kiracı ve kiralayandan
oluşan vatandaşımız dava yoluna gitmeden dostane bir şekilde
uyuşmazlığı çözdüler. Tarafların anlaşması, tahliyeleri ve yeni
kiralama ihtiyacını azaltarak kira fiyatlarının düşmesine de
katkı sağladı. Ağustos ayında 20.000 kira davası açıldığını
düşündüğümüzde 3,5 ayda yaklaşık 70.000 dava açılması
muhtemel iken dava sayısının 13.923’te kalması yargının iş

yükünün de azalmasını sağladı. En önemlisi de kiracı ev sahibi
tartışmalarını aza indirerek toplumsal barışa da hizmet etti.”
Toplumsal barışa hizmet etti dediğiniz noktada haberlerde her
gün birbirini en iyi ihtimalle tekme tokat döven ev sahipleri ve
kiracılarla karşılaşıyoruz. Cinayet işleniyor, bunun neresi
toplumsal barış.
Yüzde 25 zam sınırına uyan ev sahibi tanıyor musunuz?
Ev sahipleri kira hesaplarını kapatıp, kiracının kirayı
ödemediğini iddia edecek kadar ileri gitmeye başladı.
Ev sahipleri de haklı, onca yatırım yaptılar, gelir elde etmek
istiyorlar belki. Ama dedim ya kimsenin geliri böyle artmadığı
sürece, eğer havadan para gelmiyorsa ödemek de mümkün
değil.
Bunun sorumlusu ne ev sahibi, ne kiracı.
Bunun sorumlusu ekonomiyi yönetemeyen, algıyla iş yapmaya
çalışan iktidar.
Bu sorun çözülmezse toplumsal barış bir yana, çok kaotik bir
ortamla karşı karşıya kalabiliriz.
Aman dikkat diyeyim. Gaye Hanım başta olmak üzere herkese
oturabilecekleri bir konut hakkı vermeniz anayasal
görevinizdir. Görevinizi yapın.
MUSTAFA ÖZBEY

YORUMLAR

  • 0 Yorum