Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

"Sarıyer Böreği"nin hikayesi ...

28 Haziran 2019 - 22:53

Kendi halinde bir semt börekçisiydi. Dededen ve babadan geçen bir aile mesleği olan börekçilik zanaatını sürdürüyordu. Ona sorulmamış; kendini ata yadigarı ekmek teknesinin önünde bulmuştu.

Babasının zamansız gidişine bu nedenle kızmıyor değildi. Ancak bu kızgınlık kısa sürede kendisinin ilgisizliğine; onu börek yaparken izlemeyip haylazlık ettiği vakitlere odaklanıyordu.

Aslında basit görünüyordu; un, yağ, tuz ve içine kattığı peynir, kıyma karışımı ya da patatesten oluşuyordu malzemeler... O güne kadar nasıl yapıldığına bakmaksızın sadece o güzelim lezzetleri tattığını farketti. Ki babası “gel oğlum şu işi öğren; günün birinde bu dükkanı sen açaksın” demelerine “Tamam babaaaaa... öğrenirim bir gün...” dediği kaçışlar geliyordu.

İşte o gün gelmişti. En kötüsü de ona rehberlik edecek “şunu şöyle yap; yağı şöyle erit, unu şöyle karıştır...” diyecek biri yoktu.

Herşeyi denedi. Yaptığı börekler bir türlü böreğe benzemiyordu. “Yağındandır” dediler. Yağı değiştirdi. 40 yıllık baba yadigarı yağı değiştirdi. Yeni nesil yağlardan sipariş etti. Büyük bir hayalkırıklığı oldu; işe yaramadılar.

“Tuzundandır” dediler... Yeni tuz siparişleri verdi. Yine sonuç değişmedi. Çaresizdi...

Yıllardır her sabah börek alan sadık müşterileri bile ona tavsiyelerde bulunuyor; ağız tatlarına uygun olan böreğin lezzeti ile ilgili fikirler veriyorlardı. Babadan gelen müşterilerin de bir kısmını kaybetmişti.

Olacak gibi değildi. Önce dükkanın kapısına “Tadilat nedeniyle bir süre kapalıyız!” yazısını astı. Denemeler yaptı. Hiç bir tepsi bir diğeri ile aynı lezzet değildi.

Değiştirdiği yağ ve tuz ile de olmuyordu. Başka bir püf noktası vardı bu lezzette...

Her gün onlarca tepsi börek yapıp kimse görmeden imha ederken un stoğunun gittikçe azaldığını farkedemedi.

Çuval çuval tükettiği unlar azaldıkça ümitsizliği artıyordu. Ambarda 3-5 çuval un kaldığında artık yolun sonuna yaklaştığını farketti. Belki de dükkanı kapatıp bildiği başka bir konuda hayatını kazanabilirdi.

Akşam karanlığının ilk saatlerinde saçlarının arasında un taneleri ellerinde birinci kalite börek yağı Annesi ile konuşmaya gitti. Pes ettiğini söyleyecekti.

Sevecen bir gülümsemeyle kapıyı açan annesi heyecanla böreğin lezzet ve kıvamını tutturup tutturamadığını sorduğunda “tutturamadım!” diyemedi...

Dükkanın kepengini kaldırırken gözünün önünde o güne kadarki tüm başarısız börek kalıntıları yoktu. Babasının el lezzeti börekler vardı.

Ambara girdiğinde son un çuvalını sırtladı. Tekneye boşaltırken de babasından gelen yağ ve tuzu kattı. Hamuru yoğurup peynir, kıyma ve patates ile karıştırırken içine dükkanı kapatmayacağına dair umutlarını da kattı.

Börekler fırında pişerlerken dükkanı gezdi. Etrafı temizledi. Babasının camlardaki parmak izlerini farketti. Bir kaç müşterisi tadilatın bitip bitmediğine dair dükkanın kapısından içeri doğru bakışlarından kaçtı; dükkan boşmuş gibi sansınlar istedi.

Böreklerin pişip fırından çıkma vakitleri geldiğinde heyecandan kalbi küt küt atıyordu. Kalp atışlarından başka hiç bir ses duymuyordu.

El yakan tepsilerden birini çekip dışarı çıkarttı. Tezgahtaki tepsiden dumanı tüten böreklerin görünümleri çok güzel görünüyordu.

Peynirli börek tepsiden küçük bir parça kesti. En yakınındaki tabağa koydu. Bıçak ve çatal bile bulmayı denemeden elleriyle ağzına doğru götürdü bir kısmını. Dişlerinin arasındaki çıtırtı; kalp atışlarını bastırdı. O kıyıt çıtırtıların ardından ağzının içine yayılan lezzet gözlerinden bir kaç damla yaş getirdi.

Bir lokma daha aldı. Lezzeti de mükemmeldi! Başarmış mıydı? Aceleyle kıymalı tepsisinden de bir kısım kesti. Ondaki durum da peynirlideki gibiydi. Hemen patatesli tepsiye yöneldi... Artık gözlerinden birkaç damla akmıyor; ağlıyordu...

Suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimet’in sokakta çırılçıplak koşması gibi dükkanın kapısını açık bırakarak annesinin evine doğru koştu.

Kapıyı açan annesine heyecanla; “Sonunda!” dedi. “Son unda başardım anneciğim!”

.....

İşte o gün bugündür Sarıyer’de böreği ile meşhur olan  “Sarıyer Böreği”nin hikayesi ...


Görüntünün olası içeriği: ağaç ve açık hava

HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER

YORUMLAR

  • 0 Yorum