Mustafa ÖZBEY

Mustafa ÖZBEY

[email protected]

Zengin şeyhler, fakir yurttaş, AB ve kız çocukları!

16 Temmuz 2023 - 15:19

Geçen haftadan bu yana Türkiye birbiriyle çelişik konuları tartışıyor.
Önce Menzil Tarikatı şeyhinin cenaze törenini izledik. Hınca hınç kalabalık… Çakarlı araçlar, depremde dahi konulmayan ek uçak seferleri, liderlerin övgü dolu mesajları…
Sonra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'inA Haber canlı yayınında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin "Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum" gerekçesini öne sürdüğünü söylemesi…
Peki neydi ‘Milli’ Eğitim Bakanı’nın çözümü… Şöyle dedi bakan bey: "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli…"
Konumuz yine muhafazakarlık mı peki… Araştırmalar kız çocuklarının okula gönderilmemesinin sebebinin altında büyük ölçüde muhafazakarlık olmadığını söylüyor.
Yani bunun altında da iktidarın dinselleştirme ajandasının olma ihtimali büyük.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e göre, toplumun eğitimden beklentileri Batılı ülkelerden farklı… Bakan görevini şöyle tarif ediyor: Okullaşma oranını artırmak!
Peki bu mudur çözüm. Bugüne kadar okullaşma oranını artırmak için sözüm ona birçok formül ortaya atıldı. 2012’de ‘her şeyin başlangıcı’ kabul edilen 4+4+4 sistemine göre eğer siz çocuğunuzu okula göndermezseniz günde 15 TL para cezasına ve 5 yıla kadar da hapis cezasına çarptırılıyorsunuz.
İşe yaradı mı?
Hayır!
Sadece 2022 verileri, 570 bin civarında çocuğun okula gitmediğini söylüyor.
Peki ceza uygulanıyor mu? Cevabı belli bir soru bu…
Aslında seçimden önce TBMM’nin bu dönemi hakkında bazı siyasetçiler, siyaset bilimciler uyarılarda bulundu… Bu dönem evet en büyük sorunumuz ekonomi olabilir ama üzerinde durmamız gereken en önemli mesele laikliği korumak olacaktır.
Milli Eğitim Bakanı’nın bu çağdışı çözümüne kimlerin destek verdiğine bakalım…
MHP, HÜDAPAR, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi…
Şaşırdınız mı, hayır…
Dünyanın Batı da dahil tüm ülkelerinde kız okulları var. Ama bugün iktidarın 21 yılda verdiği sınav bunun toplumsal taleplerden değil, tamamen laiklik karşıtı ajandadan kaynaklandığı endişesi yaratmasından daha doğal hiçbir şey olamaz.
Peki kız çocukları neden okul dışında bırakılıyor…
Ev içinde ya da dışında çalıştırılıyorlar.
Erken yaşta evlendiriliyorlar.
Beslenme çantalarını dolduramıyorlar. Bir erkek bir kız çocuğu olan aile eğer ikisini birden okula gönderecek bütçeye sahip değilse erkeği okutmayı tercih ediyor. Kızlar nasıl olsa bir eş bulur ve hayatları kurtulur!!!
Okula ve öğretmene güvensizlik, okullarda şiddet de sebeplerden birkaçı.
Türkiye’de birçok nitelikli okulun İmam Hatiplere çevrilmesinin ardından yaşananları hepimiz biliyoruz. İmam Hatipler boş kaldı… Muhafazakar aileler bile çocuklarını göndermedi. Sonra başka düzenlemelerle mahallede normal okul kalmadığından oraya göndermek zorunda kalan aileler oldu. Sırf İmam Hatip’te okumasın diye aileler birikimlerini satıp çocuklarını özel okullarda okutmak zorunda kaldı.
Acilen siyasetin kız çocuklarının üzerinden elini çekmesi gerekiyor. Hayatın normal akışına baksalar, kız çocuklarının başarı oranlarını inceleseler gurur duyabilecekleri tablo bile ilham olmuyorsa ne yazık.

Ama heyhat…
Menzil Tarikatı şeyhinin cenazesi nasıl bir biat kültürünün beslendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yoksulluğu yönetmek için orta sınıfı yok eden iktidar, uzunca bir süredir şeyhler aracılığıyla insanların beynini de kiralamaya başladı. Üstelik epey karlı bir alışveriş. Seçim dönemlerinde kiraladıkları o akıllar, onlara oy olarak da dönüyor.
Yoksulluk yine şatafat içinde yaşayan şeyhler tarafından yüceltiliyor, evine ekmek girmeyenler ‘çok şükür’ demeyi kuraldan sayıyor…
Kimse “Ya hocam bu yoksulluk bu kadar kutsal bir şey de, sen niye en lüksünden bir hayat sürüyorsun” diye sormuyor.

Çelişki nerede diyeceksiniz!
Çelişki batılı değerlerle bu kadar zıt, insan haklarından, kadın, çocuk haklarından, asgari yaşam standardından bu kadar uzaklaşan bir ülkenin cumhurbaşkanı NATO toplantısına giderken Türkiye’nin yerinin Batı olduğunu söyleyebiliyor.
Hatta AB’ye girmeyi büyük ve başarılı bir pazarlık gibi sunan medyası sayesinde algı yaratabiliyor.
Ne güzel değil mi?
Değil, güzel değil… Allah akıl, fikir versin…
MUSTAFA ÖZBEY


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum