TOLGA GÜNEŞ

TOLGA GÜNEŞ

GOL VURUŞU
[email protected]

BÖYLE  BİTMEMELİYDİ....

17 Ocak 2022 - 09:04

Birkaç gündür spor gazetelerine dikkatle bakıyorum, bugün Sözcü gazetesinin spor sayfasında, yazılarını herzaman beğenerek okuduğum, Bahadır Çokişlerin duygusal ve Futbol mantığına pek uymayan yazısı, açıkça beni hem şaşırttı hemde üzdü. Fatih Hoca, Şenol ve Mustafa Hoca'lar için, evet pes edecekleri noktayı tam kestiremediler ama yinede böyle olmamalıydı, itibarları korunmalıydı tarzında görüş bildirmiş. Emekliye ayrılan bu üç Hoca'da, yıllardır bu Ülkede büyük itibar gördüler, hemde hiç kimsenin kolaylıkla elde edemeyeceği derecede. İsimleri Futbol tarihine geçti, heryerde saygı gördüler ve Futbol stadlarına onların adı verildi. Merak ediyorum daha ne olmalıydı diye, bence asıl yanlış herzaman savunduğum bir düşüncenin maalesef Ülkemizde tam oturmamış olmasından kaynaklanıyor. "FUTBOLDA DÜN YOKTUR, BUGÜN VARDIR''  ve  ''ŞAHISLAR KULÜPLERİNDEN BÜYÜK DEĞİLDİR." İşte bu benim tam dört yıldır köşemde yazdığım futbol'un değişmez gerçeğidir. Mustafa Hoca uzun zamandır zaten emekliye ayrılmıştı, lakabına yakışır şekilde BÜYÜK’lüğünü gösterdi, kollarını sıvadı, gitti birinci lige, büyük bir başarı ile doğup büyüdüğü takımını aldı ve uzun yıllar sonra Süperlige taşıdı. Şenol Hoca ve Fatih Hoca ise çalışmaya devam ediyorlardı ama her ikisindede oluşan yorgunluk, motivasyon eksikliği ve dünyada hızla gelişen futbolun çok gerisinde kaldıkları, kendini açıkça göstermeye başlamıştı. Yazılarımı okuyan değerli insanlar çok iyi  biliyorlar, ben tam üç yıldır bu gerceği ortaya koyan ilk ve tek kişiyim. Şenol Hoca, Beşiktaş'taki başarısız son iki sezondan sonra, alkışlar arasında kendini emekliye ayırabilirdi ve Milli Takımımızın Avrupa Kupasındaki maçlar sonunda yaşadığı tarihi facianın baş sorumlusu olmazdı, ne yapsaydık acaba, Hocam sen güçlü kariyere sahipsin boşver üzülme ve ömür boyu işine devam et diyemi söyleseydik Ülke olarak. Dünyada değişmez kural budur, ister Hoca olun ister Futbolcu, eğer dibe vurmuşsanız, ya kramponlarınızı duvara asarsınız yada bağlı olduğunuz ve sizden çok büyük olan kurumlar sizi, çok üzücü ama kapının önüne koyarlar. Böyle durumlarda yüksek ego'dan kurtulup büyük tecrübeye sahip insanların kendi biletlerini kendilerinin kesmesi gerekir. İnanıyorumki bu benim Fatih Hoca ile ilgili son yazım olacaktır. Çünkü “Ben kimseyi satmadım ama beni sattılar” diyen Fatih Hoca gibi, Cimbom ile özdeşleşmiş birinin üç dakikada takımdan gönderilmesine en çok üzülen benim. Nedenini detayı ile tekrar dile getirmek istiyorum. Fatih Hoca asla bu şekilde gitmemeliydi yani ''BÖYLE BİTMEMELİYDİ'' Tekrar ediyorum, tam üç sezon önce Fatih Hoca'nın kariyerine olan saygımı ve onun Futbol Tarihinde artık önemli bir yerinin olduğunu ama Galatasaray'a bundan sonra verecek bir şeyinin kalmadığını, omuzlarda ve alkışlarla Hoca'lığa veda edip torunlarına vakit ayırmasının vakti geldiğini yazmıştım ve sonrasında aynı görüşü defalarca tekrar etmiştim. Çünkü son yıllarda Fatih Hoca bildiğimiz Fatih Hoca değildi artık. Büyük golcü Gomis gol kralı Cimbom şampiyon olduğunda Hoca noktayı koymalıydı ama ne yazıkki bunu yapamadı ve Futbola vedası olmaması gereken bir şekilde gerçekleşti. İki sezon önce takımı Şampiyon olamadı, Avrupa Hayal oldu ve Türkiye kupasında adı bile geçmedi. Bu sezona bakarsak tam bir facia, yine Türkiye kupasında olmayış, liderle arasındaki tarihi puan farkı, ilk üç değil ilk beşe girememe tehlikesi ve şimdiden gelecek sezonu bile tehlikeye atmak, futbolda affı olmayan en ciddi sorundur. Düşünceme göre, Fatih Hoca'yı bence kimse satmamış, tam tersi tüm bu başarısızlık karşısında Hoca'ya yönetim tarafından zaman tanınmış ve sabır gösterilmiş. Fatih Hoca'nın sanırım, ben istediğim sürece çalışırım düşüncesinin karşısında yönetim böyle bir karar almıştır. Hoca gönderildiği günün akşamı yeni Hoca'nın isminin açıklanması çok açık ve net olarak, Başkan ve yönetimin kafalarında Fatih Hoca'yı bitirdiklerini gösteriyor bize. İşte aynı Şenol Hoca gibi Fatih Hoca'da hırsının ve inadının kurbanı oldu, Hoca büyük tecrübesiyle bu tatsız durumu önceden hissetmeli ve gereğini yapmalıydı. Böylesine bitiş açıkçası benim içimi acıttı. Her iki hocamız, hiçbir zaman ikinci ligde çalışıp bir şehir takımını süperlige taşımadılar, yada düşme mücadelesi içindeki bir takımda görev almadılar, aslında son demlerinde büyük tecrübelerini ve bilgilerini bu şekilde kullansalar kesinlikle Hoca'lıklarını tam anlamıyla taçlandırmış olurlar. Yine defalarca dile getirdiğim başka bir sorunu, kısa olarak tekrar dile getirerek yazıma son vermek istiyorum. Spor mert ve dürüst insanların işidir, kapalı kapılar ardında başka konuşup Tv ekranlarında başka konuşmak olmaz, yada spor sayfalarında bazı gereksiz kişilerin yağdanlık olarak yazı yazmaları hiç olmaz. Sorunu ve tehlikeyi göremiyorsanız o koltuklarda ne işiniz var, veyahut da gördükleri halde, aman birilerini kızdırmayalım düşüncesiyle sorunları halının altına süpürüyorlarsa hiçmi hiç Futbol dünyasında böyle kişiler yer almamalıdır. Bir yarısı Beşiktaş'lı diğer yarısı Karagümrük'lü olan ama zamanında Cimbomun zaferlerinde Almanya'da sarı kırmızılı bayrağı sallamış, eski bir futbolcu olarak, saygıyı aşmadan zaman zaman eleştirdiğim Fatih Hoca'ya Türk Futbol'una verdiği emekleri için kendi adıma Teşekkürü bir borç bilirim. Tolga Güneş

YORUMLAR

  • 0 Yorum