Bu köşemde defalarca Beşiktaş'lı olmanın nasıl duygular yarattığını yazmıştım, "ŞEREFİNLE OYNA HAKKI'INLA KAZAN" sözünün ne kadar önemli bir anlamı olduğuru büyüklerimden öğrendiğimi ve bu güzel sözün bir spor karakteri yarattığına vurgu yapmıştım. Kendimi bildim bileli de bu duygu her Beşiktaş'lıda olduğu gibi hiç kaybolmadı.
Ancak son birkaç yılda, takımdaki hızlı ama ne yazıkki negatif değişim bütün dengeleri bozdu, sık sık değişen Başkanlar, Yöneticiler, Hocalar ve tabiki sayısız Futbolcu ile Beşiktaş'lılık ruhu kayboldu ve tam anlamıyla bir karambol oluştu. Sürekli dibe doğru giden bu büyük kulüp çok üzücüdürki, değerlerini kaybetmeye başladı, bardağı taşıran ve kulüp ruhuna uymayan şeyler bile artık normal kabul edilir hale geldi. Asla kabul edilemeyecek olaylar, göz ardı edilmeye başlandı. En kabul edilemeyen ve cezasız kalan bir durum, yalnız Beşiktaş'lı olanlarda değil, tüm Sporseverlerde tepki uyandırdı. Centilmenliğe ve futbol ahlakına kesinlikle uymayan bir olay yaşandı, Kaleci Ersin denilen ahlak yoksunu, utanmaz kişinin, maç esnasında takım arkadaşlarına ettiği rezilce küfürler, milyonlarca insan tarafından nefretle izlendi. Çok yazıktırki, Hocasından torpilli olan bu kaleci bozuntusu hiç kimseden özür dilemedi, Hocası suskun kaldı ve Beşiktaş yönetimi bu oyuncuyu kadro dışı bırakmadı. Kulüp tarihinde benzeri yaşanmamış bu affedilmez olayın kahramanı Ersin, kulüp tarihine ve Türk futbol tarihine kara bir leke olarak geçti, sporun dostluk, kardeşlik, ahlak ve barış olduğunu öğrenememiş bu kişi Beşiktaş formasını haketmeyen bir duruma düşmüştür, Yönetim bu lekeyi şanlı Beşiktaş tarihinden temizlemek zorundadır ! Unutulmamalıdırki kaleci Ersinin bu yaptığı rezillik ilk değildir. Geçen sezonda aynı küfürleri başka bir takım arkadaşına maç esnasında etmişti. Bu genç yaşta öfke kontrolü olmayan bir oyuncunun mutlaka bir psikolog tarafından denetime alınması gerer.
Ayrıca birçok Beşiktaş'lı gibi bende aynı soruyu soruyorum, Sergen Hoca'nın yerinde yabancı bir Hoca olsaydı acaba hala Sergen gibi görevinin başında kalabilirmiydi, koca Beşiktaş Sergen Yalçın'ın elinde darmaduman oldu, kim ve nezaman bu gidişe dur diyecek ?!
Yorumculuk yaparken Sergen Yalçın'ın kesinlikle futbolcudan hiç anlamadığı heryerde konuşuluyordu, dünyanın bir numaralı santraforu HAALAND'ı bile beğenmeyen ve gol atsada o bir yetenek değil diyen Yalçın, takımın başında da bu bilgisizliğini sürdürdü ve Beşiktaş büyük bir düşüş içine girdi, artık yeter ve bu Hoca Beşiktaş'ı seviyorsa takımdan ayrılmalıdır. Süperligin en dinamik sağ beklerinden biri olan Svenssonu, Beşiktaş oyuncusu olmayan sürekli hata yapan Emirhanı oynatıp, ondan üç misli iyi olan Uduokhai'yi futboldan soğutan, Jota Silva gibi önemli birini kulübeden çıkarmayan, Milli takımın değerli kalecisi Mert'in üstünü çizen, Trabzonda harikalar yaratan Muçi'yi takımdan gönderen, ve şu an takımın tek Starı olan Rafa Silva'yı küstüren bir Teknik direktör bu kadar yanlıştan sonra, dünyanın hiçbir takıkında görevine devam edemez.
Hiç kimse Beşiktaş kulübünün üstünde değildir ve olamaz. Kulübün Başkanı ve Yöneticileri artık taşın altına ellerini koymalıdırlar ve hiç düşünmeden harekete geçmelidirler, her geçen gün Beşiktaş Sergen Yalçın'ile kan kaybediyor. Sezon sonunda takım ilk beşin dışında kalırsa, bu durumun tek suçlusu doğru karar alamayan Beşiktaş Başkanı ve yönetimi olacaktır.
Televizyonda bol keseden atıp yorumculuk yapmakla, büyük kulüp Hocası olmanın arasındaki farkı sanırım geçte olsa Sergen Hoca anlayabilmiştir.
Tolga Güneş

YORUMLAR