Yıldızlardan medet ummak

Cep telefonunun size elektromanyetik ve kütle çekimi etkisi Plüton’un etkisinden çok daha fazladır. Yüzlerce ışık yılı uzaklıktaki yıldızların ve binlerce kilometre uzaktaki gezegenlerin üzerindeki fiziksel etkileri anlamsızdır.

Yıldızlardan medet ummak
19 Mayıs 2024 - 10:35

Prof. Dr. Sertaç Öztürk - @Sertac_Oztrk

Seçim sonuçları ne olacak, hangi aday kazanacak, yeni salgınlar ne zaman başlayacak, yüksek enflasyon ne zaman azalacak, savaşlar ne zaman bitecek, Fenerbahçe ne zaman şampiyon olacak? İster ekonomi ister siyaset ister tıp ister spor olsun fark etmez.

Öyle bir disiplin var ki sorduğunuz sorunun uzmanlık alanından bağımsız olarak her zaman net bir cevabı ve öngörüsü vardır. Her şey hakkında çok şey bilen bu güzide alan astrolojidir.  

Latince yıldız anlamına gelen “astro” kelimesinden türetilen astroloji yeryüzündeki olaylar ile gökyüzündeki olaylar arasında bir korelasyon olduğunu varsayar.

Yapılan şey bir tür yıldız falıdır. Eskiden hükümdarların kahinleri olurdu ve bu kahinler gelecekteki olaylarla ilgili öngörülerde bulunurdu. Bu öngörüler tanrıların amaçlarına ve isteklerine hazırlıklı olmak için gönderilen işaretlerin yorumlanmasıyla yapılırdı. Kahinlerin gördükleri işaretler kurban edilen canlıların kanından, görülen rüyalardan veya eldeki çizgilerden gelebilirdi. Eğer gökyüzünün her zaman açık olduğu bir coğrafyada yaşıyorsanız tanrı işaretlerini yıldızlar ile gönderirdi. Gökyüzündeki değişiklik yeryüzündeki değişiklerin habercisiydi. Örneğin ay ve güneş tutulmaları ölümü haber verirken, kuyruklu yıldızlar kıtlığın ve salgının habercisiydi. Güneş yaşamın kaynağı, ay ise geceleri rehberdi. Dolayısıyla ay ve güneş eski uygarlıklarda birer tanrı ile özdeşleştirildiler. Benzer durum Babiller için de geçerliydi ve gökyüzünün tanrılardan haber veren işaretler barındırdığını düşünüyorlardı. Sistematik gözlemler yaparak kendi astronomi sistemlerini geliştirdiler. Bir yıl içerisinden yaklaşık 12 tane yeni ay vardı. Gökyüzünden güneşin yolunu izleyip 12 parçaya böldüler ve bu parçalarda semboller aradılar. Yıldızların oluşturduğu bu sembollerde bazen hayvanlar bazen de insanlar gördüler. Böylelikle 2700 yıl önce burçlar dediğimiz bir göksel sistem doğmuş oldu. Yani 12 burç fikri binlerce yıl öncesinden gelen Babil astronomisinden başka bir şey değildir. 

Astroloji 

Babiller tarafından ortaya atılan ve daha sonraları diğer uygarlıklar tarafından kendi inanç sistemlerine göre tekrar şekillenen astroloji dediğimiz bu sisteme göre her gök cismi yaşamınız boyunca kişiliğinizin ve ilişkilerinizin belirli bir yönüne hitap eder. Örneğin Venüs aşk ve güzelliğin gezegeni iken Mars cinsel dürtü, saldırganlık ve öfkenin gezegenidir. Yüzeyi paslı demirle kaplı olduğu için kızılımsı bir renkte olan Mars renginden dolayı kan, savaş ve saldırganlıkla özdeşleştirilmiş ve böyle yorumlanmıştır. Eğer Mars demir oksit ile kaplı olmak yerine derin mavi okyanuslarla kaplı olsaydı antik uygarlıklar Mars’ı çok daha farklı yorumlayacak ve bugünkü astrolojik yorumlarda Mars çok daha farklı bir konumda olacaktı. Astrolojiye göre ilk dünyaya geldiğimiz andaki gökyüzünü durumu kişiliğimizi, potansiyelimizi, ilişkilerimizi, hezeyanlarımızı, tutkularımızı, bizi biz yapan her şeyi belirler. Kaderimiz yıldızlardan gelir. Kişisel şemamız hayatımızın farklı alanlarıyla ilgilenen 12 eve bölünür. Doğduğumuz anda gökyüzünde yıldızların, ayın, güneşin ve gezegenlerin birbirleri ile olan açılarına ve hangi evlerde yer aldıklarına bakılarak kişiliğimiz ve geleceğimiz belirlenir. Kısaca astroloji denilen disiplinin temeli ve tarihi budur. Asıl dikkat çekilmesi gereken en önemli husus tüm bu kabuller dünya merkezli evren modeli çerçevesinde şekillenmiştir. Dünya ve dolayısıyla insan tüm evrenin merkezidir inancı ve kabulü astrolojinin başlangıç noktasıdır.  

Akıl ve bilim yoksunluğu 

Şimdi astrolojinin neden mantıktan, akıldan ve bilimden yoksun olduğuna gelelim. Astrolojide yıldızlar ve gezegenler insan üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ama bu etki hangi kuvvet aracılığıyla nasıl etki eder belli değildir. Doğada dört temel kuvvet vardır. Bunlardan zayıf etkileşim ve güçlü etkileşim ancak atom çekirdeği içerisinde etkisini gösteren kuvvetlerdir ve erimleri çok kısadır. Yüklü cisimlerin etkileşimden sorumlu olan elektromanyetik kuvvet diğer bir etkileşim aracıdır. En son ve diğer kuvvetlere göre en zayıf olan kuvvet ise kütle çekimi kuvvetidir. Gezegenlerin manyetik alanları çok düşük olduğundan dünyaya yegâne etkileri ancak kütle çekimi kuvveti ile olabilir. Burada “bilmediğimiz başka kuvvetler aracılığıyla üzerimizde etkileri var!” diye itiraz edenlere biraz temel fizik öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Ayın üzerinizde oluşturduğu yerçekimi etkisine 1 birim dersek, güneşinki 0.4 birim, Venüs’ünki 0.00006 birim, Jüpiter’inki 0.000003 birim ve Mars’ınki de 0.00000005 birim olurdu. Örneğin elinizde tuttuğunuz cep telefonunun üzerinizdeki elektromanyetik ve kütle çekimi etkisi Plüton’un etkisinden çok daha fazladır. Dolayısıyla yüzlerce ışık yılı uzaklıktaki yıldızların ve binlerce kilometre uzaktaki gezegenlerin dünya üzerindeki fiziksel etkileri çok anlamsızdır. Mantıktan uzak diğer bir konu ise astrolojideki kabullerin tamamen keyfi olmasıdır. Örneğin evlerin temsil ettiği özellikler hangi mantık çerçevesinde nasıl seçildi? Neden ilişkileri 3. ev yönetiyor da 7. ev yönetmiyor? Evlerdeki yönetici gezegenler hangi rasyonel mantık çerçevesinde seçildi? Mars’ın saldırganlık etkisi sadece demir oksitten mi geliyor? Merkür retrosu Norveç’teki ve Afganistan’daki kova burcu kadınının aşk hayatını nasıl aynı şekilde etkiliyor? Bu soruların rasyonel çerçevede cevapları yoktur. Sadece sorgulanmayan kabuller vardır. Tıpkı diğer fallarda veya rüya tabirlerinde olduğu gibi kısıtlı bakış açısıyla yapılan benzetmeler ve kabullerdir bunlar. 

Barnum etkisi 

Peki nasıl oluyor da burçlar veya astrologların söyledikleri bir şekilde özelliklerimizi ve olacakları tanımlıyor gibi görünüyor? Aslında söylenilen şeyler bize uymuyor, biz kendimizi onlara uydurmaya çabalıyoruz ve buna Barnum etkisi deniyor. Forer etkisi olarak da bilinen Barnum etkisi, bireyler herkes için geçerli olabilecek genel ifadelerin ve özelliklerin kendileri için geçerli olduğuna inandıklarında ortaya çıkar. Astrologlar belirsiz, muğlak ve net olmayan bir sürü şeyler söylerler ve bu ifadeler bize uyuyormuş gibi görünür. Barnum etkisini bu yazı sonrasında araştırmanızı öneririm. Bu arada günümüzde yapay zekâ tabanlı, her bilginize erişim izni verdiğiniz astroloji uygulamaları sizi doğru bir şekilde öngörüyorsa bunun sebebi yıldızlar değil, sadece gelişen teknolojidir. Astrolojiye diğer bir eleştiri istatistik tarafında gelir. California Üniversitesi Berkeley’de fizik profesörü olan Shawn Carlson Nature dergisinde yayınladığı çift-kör (double-blind) astroloji testinde sadece yıldızları okuyarak bir kişinin karakterini analiz edebileceklerini ve hayatın gidişatını tahmin edebileceklerini iddia eden astrologların insanları kandırdıkları sonucuna istatistik bilimi aracılığıyla vardı. Okumak isteyenler için makalenin bilgilerini aşağıya bırakıyorum. 

Babillerden bu yana dünyanın devinim hareketinde dolayı gök yüzünde takım yıldızların zamansal yerleri değişti. Artık kabul edilen burçların zamanları bile günümüzde geçerli değil. Kopernik devrimi ile dünya merkezli evren modeli terk edildi. Hubble ve James Webb Teleskopları görünmez yıldızları görünür yaptı. Her geçen gün evreni, doğayı ve insanı akıl ve bilim yoluyla daha iyi anlıyoruz, anlamaya çalışıyoruz. Kopernik devriminden etkilen Kant aydınlanmanın parolası olarak “Sapere aude!” (“Aklını kullanma cesaretini göster!”) der. Yaşadığımız bu bilgi çağında bilgisizliğin ürünü olan mantıktan uzak demode düşüncelere ve bunları gelir kapısı yapanlara karşı aklınızı kullanma cesaretini göstebilir misiniz? 
Birgün Gazetesi

YORUMLAR

  • 0 Yorum