BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK

Yıllarca babalarından uzak kaldılar. Çocukluklarını bir kumpasa kurban verdiler. Annelerinin omuzlarına yaslandılar, onlar üzülmesin diye kedilerine, oyuncak bebeklerine sarılıp ağladılar.

BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK
31 Temmuz 2016 - 10:20
Arkadaşlarını almaya gelen başka babaları uzaktan seyrettiler. Erken büyümek zorunda kaldılar. Bisiklete bineceklerine ‘sessiz çığlık nöbetleri’ne katıldılar. Sünnet elbiseleri, pastalarıyla cezaevi yolunu tuttular, sırf o mumları babalarıyla üflesinler diye... Dik durmayı öğrendiler... 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana babaları televizyonda, önceden defalarca söyledikleri cemaat yapılanmasının içyüzünü anlatıyor. Peki evlatları ne yapıyor, o günleri nasıl geçirdiler? Ne kaybettiler? Balyoz mağdurlarının çocuklarıyla buluştuk...

Galeriyi Paylaş





BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



İpek ÖZBEY

Yıllarca babalarından uzak kaldılar. Çocukluklarını bir kumpasa kurban verdiler. Annelerinin omuzlarına yaslandılar, onlar üzülmesin diye kedilerine, oyuncak bebeklerine sarılıp ağladılar. Arkadaşlarını almaya gelen başka babaları uzaktan seyrettiler. Erken büyümek zorunda kaldılar. Bisiklete bineceklerine ‘sessiz çığlık nöbetleri’ne katıldılar. Sünnet elbiseleri, pastalarıyla cezaevi yolunu tuttular, sırf o mumları babalarıyla üflesinler diye... Dik durmayı öğrendiler... 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana babaları televizyonda, önceden defalarca söyledikleri cemaat yapılanmasının içyüzünü anlatıyor. Peki evlatları ne yapıyor, o günleri nasıl geçirdiler? Ne kaybettiler? Balyoz mağdurlarının çocuklarıyla buluştuk...




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Anneler, babalar, çocuklar... Hepimiz rol yapıyorduk

Elif- Ege Türker

Ben Ege, 13 yaşındayım. Babam emekli Kurmay Albay Ali Yasin Türker, Balyoz Davası’ndan 33 ay cezaevindeydi. Babamı ziyarete gittiğimde öğrendim nerede olduğunu, çünkü girdiğimiz kapının üzerinde ‘cezaevi’ yazıyordu. Daha üçüncü sınıfa başlamıştım, çok küçüktüm. Arkadaşlarım babalarıyla oyun oynuyordu, ben onları izlerken çok üzülüyordum. Doğum günlerimi cezaevinde kutladım, sünnetten sonra babamı ziyarete gittim. Hiçbir zaman kötü bir şey yaptığına, yapacağına inanmadım. Suçsuz olduğunu biliyordum. Bu süreçte okul başarım etkilendi, özellikle beşinci sınıfta bir düşüş yaşadım. Herkes rol yaptı aslında. Anneler, babalar, çocuklar. Hepimiz moralli görünüyorduk. Birbirimizi ayakta tutmaya çalışıyorduk. Arkadaşlarımdan zihin olarak daha öndeydim. Demokrasi falan konuşuyordum derslerde. Benim hayatımda babamla geçireceğim zamanı aldılar. Onu geri veremezler. 



(Fotoğraf: Selçuk Şamiloğlu)




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Ben Elif, 11 yaşındayım. Ege’nin kardeşiyim. Babam cezaevine girdiğinde ben 6 yaşındaydım. Cezaevine gitmiştim ama nerede olduğumu, ne olduğunu çok iyi hatırlamıyorum. İkinci sene daha farkına varmaya başladım. İnsan alışıyor ya da alışıyor gibi rol yapıyor. Haftada bir gün telefonla konuşuyorduk, o telefon zamanı çok heyecanlanıyordum. Babama resimler yapıyordum. Resimlerde annemi, babamı, abimi ve kendimi mutlu çiziyordum. Piknik yapıyorduk o resimlerde. Babamla ders çalışamadım. Çalışsaydım daha başarılı olurdum. 



** Ege sünnet olduğunda babası cezaevindeydi. Doğum günlerinde de... Ama bu özel günlerini her zaman babalarının yanında kutladılar. 



** Elif’in babasına gönderdiği resimde, anne ve babası camdan bakıyor, Ege ile kendisi piknik yapıyor.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Babamın bana aldığı oyuncakla konuşuyordum

Göksun Deniz Taşçı

10 yaşındayım. Babam Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı, Balyoz Davası’ndan 21 ay cezaevinde kaldı. Tutuklandığı gün, beni kucağına alıp “Kızım, bazı kötü insanlar bana kötülük yaptığı için bir süre burada olmayacağım, sen annenle arada beni ziyarete geleceksin’’ dediğinde pek bir şey anlamamıştım. Birkaç ay sonra okuma yazma öğrendiğimde, koltukta unutulan bir gazeteden babamın cezaevine girdiğini öğrendim. Onun bana aldığı oyuncak ile uyuyor, onunla konuşuyordum. Çıkınca onunla yapacağımız şeylerle ilgili hayal kuruyordum. Her gece uyumadan önce onun eve dönmesi için dua ediyordum. Annemi, “Babamın adı Özgür, gör bak özgür olacak” diye teselli edecek kadar erken büyüdüm ben. 6 yaşından bu yaşıma babasız geçirdim zamanımı. Cezaevinden çıkınca başka bir şehre tayin ettiler onu. Toplamda 4 yıldır yanımda yok, şimdi Kosova’da. Eylül sonunda Doğu görevine gidecek, iki yıl da orada kalacak. Onunla gitmemiz tehlikeli. Böylelikle 6 yıl babamdan ayrı geçirmiş olacağım. Galiba bu durumda olan tek ‘Balyoz çocuğu’ benim şu an.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



En çok okuma bayramında yanımda olmasını isterdim. Doğum günlerimde de... 10 yaşındayım, babamla sadece üç doğum günümü kutladım, çok üzülüyorum. Bize bunları yaşatan herkese çok kızgınım. Yeniden tutuklanacak diye çok korkuyorum, bu korkuyu atamıyorum. O üzülmesin diye hep içimden ağlıyorum. Bize bunu yapanlar suçlu. Hepimizi çok üzdüler. Ama onların çocukları benim yaşadıklarımı yaşamasın, babaları suçlu olsa bile... Yaşıtlarımdan daha erken bir yaşta, adalet için mücadele etmeyi öğrendim. Mahkeme, cezaevi, tahliye gibi kelimelerin ne anlama geldiğini öğrendim.

Ben de artık babamın akşam eve geldiği, hafta sonları birlikte kahvaltı edip gezdiğimiz normal bir ailem olsun istiyorum.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Bisiklete binmek yerine görüş günü bekliyorduk

Melis Çağla Aslan 

17 yaşındayım. Babam, emekli Gazi Albay Hasan Basri Aslan Balyoz Davası’ndan üç yıl cezaevinde kaldı. Babam tutuklandığında annem ilk başta bunu benden saklamaya çalıştı. Ama eve gelen yüzlerce misafir ve annemin şiş gözlerinden kötü bir şeyler olduğunu seziyordum. Her şeyi bir sabah annemin masanın üzerinde unuttuğu gazeteden öğrendim. Her zaman kahraman bildiğim, gurur duyduğum, bu ülke için gözünü bile kırpmadan ölüme yürüdüğünü ve bir gazi olduğunu bildiğim devlet övünç madalyalı babam, vatan haini olmakla suçlanıyordu. 10 yaşındaydım. Kendimi çok yalnız hissettim. Eminim bunların hepsini göğüslemek zorunda kalan annem de aynı şekilde hissetmiştir. Bu yalnızlık duygusuyla başa çıkmama yardımcı olan tek şey yaptığım spordu, yani buz pateni. Doğrusunu söylemek gerekirse mücadele ederken arkadaşlarımdan pek yardım alamadım. Küçük yaşıma rağmen babamın durumundan dolayı siyasete ilgi duymaya başladım ancak yaşıtlarımın ilgi alanları çok farklıydı. Duyarsız yaşıtlarıma karşı tahammülsüzlük yaşıyordum. Koskoca ortaokul hayatımı babasız geçirdim.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Hafta sonlarında piknik yapmak ya da bisiklet sürmek yerine görüş günlerini bekler oldum. Babama sarılacağım ve bir saati bir dakika geçmeyen görüş günlerine hasret oldum. Bu yüzden hâlâ ikimize vakit yaratmaya çalışırım. Babam yokken fazlaca kâbus gördüm. Döndükten sonra da geçmedi. Bu süreçte arkadaşlarımın arasında tepki gösterenler maalesef ki hep asker çocuklarıydı. En yakın arkadaşım dediğim kişilere dert yanmak isteyip babamı anlatınca hemen tek bir cümleyle susturuldum. “Melis bunları telefonda konuşmayalım, annemler özellikle tembihledi...” Bugün 17 yaşındayım. Bu kumpası hazırlayanlar için tek temennim: Umarım bize çok gördüğünüz adaleti size çok görmezler ve adil bir şekilde yargılanırsınız. Balyoz benim için her zaman göğsümde gururla taşıyacağım bir rozet olacaktır; ancak sizler, işlediğiniz suçlar, aldığınız canların vebali altında ezileceksiniz.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Kardeşimle odamıza çekilip sessiz sessiz ağlardık

Mehmet Yıldırım

16 yaşındayım. Babam emekli Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, Balyoz kumpasından 45 ay cezaevinde yattı. Üç kere tutuklanıp tahliye edildi. İlk tutuklandığında annem operasyonda olduğunu söyledi. İkinci tutuklama haberi geldiğinde açıkladılar, kardeşimle odamıza çekildik ve sessiz bir şekilde ağladık. 10-14 yaş aralığı, babama en çok ihtiyaç duyduğum dönemde yoktu. Okuma motivasyonum düştü. Tenise başlamıştım, babam tutuklanınca onu da bıraktım. Güçlü olmak zorundaydım, hayatımda korkulara yer vermemeyi öğrendim. Okuldayken arkadaşlarımın babaları onları arayıp uzunca görüşünce ben mutsuz oluyordum. Çünkü ben babamla haftanın belirli günleri ve sınırlı süreyle görüşebiliyordum. Hatta çoğu zaman vedalaşamadan telefon süresi biter ve kapanırdı. Rüyalarım babama dairdi, çıkıyordu ve birlikte oturup sohbet ediyorduk.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Bugün suçsuz oldukları ortaya çıktığı için çok mutluyuz. Ben ve ikiz kardeşim Mert, 11’inci sınıfa geçtik, babam emekli oldu, annem hâlâ çalışıyor. Çok zor günlerdi, bize bunu yaşatanların cezasını çekmesini istiyorum. 



**Mehmet ve Mert ikizler. Fotoğraf, baba Hanifi Yıldırım cezaevine girmeden önce çekilmiş. Şimdi ailece eski günleri unutup mutlu olmaya çalışıyorlar. Babalarının terörle mücadeledeki başarısını bildiklerini söylüyorlar. Hanifi Yıldırım, onların gözünde her zaman güçlü ve korkusuz bir kahraman.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Rüyalarımda babamla aramızda duvar yoktu

İnci Kılıç

21 yaşındayım. Babam emekli Deniz Kurmay Kıdemli Albay Engin Kılıç, Balyoz Davası’ndan iki yıl hapis yattı. Günlerden pazardı. Çocukluk aşkım babam, belki bir daha dönmemek üzere gidiyordu ama ben bir ablaydım ve kardeşime örnek olmam gerekiyordu. İlk başlarda kabullenmek zordu. Her akşam evin dışına çıkıyor, ağlıyordum. Babamın varlığında yokluğunu yaşattılar. Belki de en çok babama ihtiyacım olduğu zamanda yanımda değildi. Üniversite sınavına hazırlanıyordum. Bu süreçte babaları yargılanan arkadaşlarım ve ailemden başka kimse yoktu yanımda. 16 yıl denizaltıda görev yaptı. Küçüklüğüm seyirlerden dönmesini ve gençliğim hapisten çıkmasını beklemekle geçti. Çok fazla uyuyor ve rüya görüyordum. Orada babam özgürdü ve aramızda duvar yoktu. Şimdilerde, o günlerden kalan yalnız kalma korkusunu aşmaya çalışıyorum. 




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



16 yıl hapisle yargılandı ancak biz ailece sanki her an eve geri dönebilecekmiş gibi yaşadık. Her akşam babamın sevdiği yemekler yapılır, kıyafetleri hazır bekletilirdi. Hapisten çıkacağı gün okuldaydım ve annem aradı. “İnci babanlar çıkıyor. Çabuk Mamak Cezaevi’ne gel” dedi. Heyecandan elimdeki bütün kitapları düşürdüm, hâlâ gerçek olduğuna inanamıyorum. İki arkadaşımla birlikte cezaevine gittik. Babam araba kullanmayı bile unutmuştu. O gün ailece zaman geçirdik. Ertesi gün babam ve arkadaşları Anıtkabir’e Atatürk’ün gerçek onurlu askerleri olarak ziyarete gitti. Şimdi üniversitede okuyorum. 

İnsanoğlu yaşanan olayları çabuk unutabiliyor. Bazı şeylerden ders çıkarmak lazım. Bugün biz vatansever gençlerin yaşanan vahim olaylardan sonra daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Aileme, vatanıma ve sevdiklerime layık olmaya çalışıyorum.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Annem üzülmesin diye kedimle dertleşiyordum

Benan Eryaşa

19 yaşındayım. Babam emekli Kurmay Albay Koray Eryaşa, Balyoz Davası’ndan 40 ay hapis yattı. Bu başımıza geldiğinde, daha 14 yaşındaydım. Babam iyi miydi, bunu düşünmek dışında hiçbir şey yapmıyordum. Evet çok zordu ama annem ve ben dik durmak zorundaydık. Babamı daha fazla üzemezdik. Akşamları gizli gizli ağlıyordum. Babam liseye girdiğim ilk günü ve liseden mezuniyetimi görebildi sadece. Arası yok. Artık sevindirici ya da berbat olaylara tepki veremiyorum. O kadar kötü şeyler yaşadık ki, tam mutlu olacakken daha kötü şeyler geldi başımıza. Umut etmekten vazgeçtim. Nasılsa birkaç hafta sonra beteri olacaktı. Ailemden birine bir şey olacak diye çok korkuyordum. Haftada 4-5 kez kâbus görüyordum. Bana iyi gelen, kedimle beraber olmak ve resim yapmaktı.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



En çok annemleydim. Onun da ilgilenmesi gereken sorunlar vardı elbet. Bu yüzden ‘Serseri’ adındaki kedime ağlayıp, onunla dertleşiyordum. Babam idolümdü. Belki bu olayların sonunda dik durmayı ve direnmeyi öğrendim ama yine de keşke bedeli bu kadar ağır olmasaydı. Ailem eğitim sistemimize pek güvenmiyor. Elindeki avcundaki her şeyi beni Viyana’da okutmak için verdiler.

** Benan, yarışmasında bu resimle ikinci oldu. Gözdeki çapa, cezaevinde bulunan denizciler için Piri Reis’in döktüğü gözyaşı...





BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Onunla geçireceğim 4 yıl, 9 ay, 10 günümü çaldılar

Nazlı Üçok 

19 yaşındayım. Babam eski Hava Kuvvetleri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, sahte çürük raporu, Ergenekon, Balyoz ve Kayseri davalarından toplam dört kez tutuklanarak 5 yıla yakın cezaevinde kaldı. Bir gece, sabaha karşı babamı tutukladılar. Şaşkınlık, korku, üzüntü... Birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Babamın asla yanlış bir şey yapmadığından emindim, bu yüzden hiç ağlamadım. Bu süreci yaşayan her çocuk gibi ben de erken büyüdüm. Yaşıtlarımızın orada burada gezdiği zamanlarda bizler cezaevinde ya da duruşma salonundaydık. Bizler babalarını her görüş sonrası haksız yere tutuklanarak kondukları o parmaklıkların ardında bırakarak dönmüş çocuklarız. Tutuklandığında sekizinci sınıfa yeni başlamıştım. Tahliye olduğunda ise o sene üniversiteye başlıyordum. Yani ortaokul ve lise mezuniyetime katılamadı. Bu süreç, babamla geçireceğim 4 yıl, 9 ay, 10 günümü çaldı benden. Söylerken kolay çıkıyor ağızdan ama çok zordu. O yaşlardaki anılarımda babam hep eksik.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Bale gösterilerimi izlesin istiyordum, olmadı!

Eylül Erakyol

12 yaşındayım. Babam emekli Deniz Kurmay Albay Mücahit Erakyol, Kafes ve Balyoz Davası’ndan toplam 4 yıl cezaevinde kaldı. O zaman beş yaşındaydım. Gitmeden önceki gece yanıma yattı, sarılıp uyuduk, o gece oynadık. Ama hiçbir şey anlatılmadı bana. Ancak Afganistan’da görevde olduğunu söyledi. Uzun zaman göremedim, sonra beni cezaevine götürdüler, yine bu konuyu konuşmuyorduk. Bir akrabamıza “Biliyor musun, babam yaşıyor” demişim. Demek ki öldü zannediyordum. Ziyarete gittiğimde babam bana gazetelerin bulmacalarından kesip oyunlar yapıyordu eğlenmem için. Birlikte boyama yapıyorduk. İlk kez biri babamın cezaevinde olduğunu dile getirip, ağzından kaçırdığında tepki gösterdim: Benim babam cezaevinde değil! Ve annem karşıma geçti, her şeyi anlattı. Biraz ağladım. Sonra biraz daha kabullendim.




BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK







BİZ HEP BABAMIZI ÖZLEDİK



Babamı görememek bana çok acı veriyordu. Ailece, ben etkilenmeyeyim diye 4 yıla yakın çizgi film izledik. Bale yapıyordum, babam gösterilerimi izlesin istiyordum ama olmuyordu. Anneme her zaman bunu sordum: Babam beni ne zaman izleyecek? O benim oyun arkadaşımdı, benden babamla oynayacağım oyun zamanlarını çaldılar. Ona şiirler yazdım, resimler yaptım. Bana kimseye kin duymamayı öğrettiler. Evet, bunu yapanlara kızgınım ama kimse bizim yaşadıklarımızı yaşamasın.
















































YORUMLAR

  • 0 Yorum