Kaşıkçı arbede sırasında öldü
Kayıp olan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti belli oldu. Suudi Arabistan devlet televizyonu, Kaşıkçı’nın başkonsolosluğa girdiği sırada görüştüğü kişilerle çıkan arbede sırasında öldüğünü açıkladı
20 Ekim 2018 - 09:55
2 Ekim’de gittiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’ndan sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldüğü açıklandı. Suudi Arabistan devlet televizyonu, Kaşıkçı’nın konsolosluk içinde görüştüğü kişilerle çıkan arbede neticesinde öldüğünü duyurdu. Cinayetin yaşandığı gün İstanbul’a gelen 15 kişilik Suudi ekibin bazı üyelerinin de aralarında olduğu 18 kişinin tutuklandığı, Suudi Arabistan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Tümgeneral Ahmet el Assari’nin de görevden alındığı aktarıldı. Olayla ilgili bir komisyon kurulduğu ve Kral Selman bin Abdülaziz el-Suud’un soruşturmayı derinleştirme emri verdiği belirtildi. Cinayet itirafının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kral Selman’la telefonda görüşmesinin ardından gelmesi ise dikkat çekti. Suudi yönetiminin, Kaşıkçı’nın ölümünde parmağı olan herkesten hesap sorulacağını ve adalete teslim edileceğini ifade edildi.
Öte yandan Kaşıkçı’nın, Başkonsolosluğa girdikten sonra kaybolmasının, Suudi kraliyeti içinde gerginliğe yol açtığı, Veliaht Prens’in yeterince bilgilendirilmediği Kral’ın devreye girip ipleri ele aldığı iddia edildi. Reuters ajansının, Suudi kraliyet ailesine yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla Riyad’da patlak veren krizi yönetmek için, Kral Selman’ın doğrudan devreye girmek zorunda kaldığı belirtildi. Haberde, Kral Selman’ın, Kaşıkçı olayındaki gelişmelerle ilgili veliaht Prens Muhammed’in danışmanlarından bilgi aldığı ve bu yüzden de ancak krizin uluslararası nitelik kazanmasıyla durumun ciddiyetini kavradığı kaydediliyor. Prens’in danışmanlarının, Kral’ı, bir süre Suudi televizyonlarındaki övgü dolu haberlerle oyaladığı da kaynakların verdiği bilgiler arasında.
İLİŞKİLİ HABER
Son Dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman ile telefonda görüştü
Haberler gizlenmiş
Kaynaklardan biri, “Prens Muhammed olayı Kral’dan uzak tutmaya çalışsa da başaramadı. Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili haberler Kral’ın seyrettiği tüm Arap ve Suudi kanallarında yayınlandı” dedi. Aynı kişiye göre Kral, yardımcılarına ve Prens’e olayı sormaya başladı, uluslararası tepki artınca Prens ona söylemek, müdahil olmasını istemek durumunda kaldı. Bir başka kaynak da, veliaht prens ve yardımcılarının, başta krizin geçeceğini düşündüklerini, gelen tepkileri hesap edemediklerini öne sürdü. Söz konusu kaynaklar, Kral’ın devreye girmesinin, Prens’in ülke yönetimi konusundaki yeterliliğini sorgulattığını, huzursuzlukları su yüzüne çıkarttığını savundu. Suudi yetkililerin, sert açıklamalarının da Kral’ın müdahil olması sonrasında yumuşadığı kaydediliyor.
Bununla birlikte El Cezire haber kanalı, dün, muhalif gazetecinin Suudi konsolosluğunda nerede öldürüldüğünün tespit edildiğini duyurdu. Kanal, Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında birkaç kişi tarafında saldırıyı uğradığını ve ardından öldürüldüğünü belirtti.
‘Araştırıldı’ iddiası
Bu arada ABD’li CNN kanalı, dün, Türk yetkililerin ifadelerine ve bir polis raporuna dayanarak, Kaşıkçı’nın kaybolmasının ardından geçen birkaç saatte neler olduğuna ilişkin senaryoyu haberleştirdi. Türk yetkililerin, Kaşıkçı’nın kaybolmasından sonra birkaç saat sonra öldürülmesinden endişe edip harekete geçtiği öne sürülürken, Türk İstihbarat birimlerinin, Kaşıkçı’ya suikast düzenlediğinden şüphelenen kişilerden 7’sini taşıyan ve Riyad’a gitmek üzere olan bir uçakta arama yaptığı, ancak suç teşkil edecek bulguya ulaşmadığı ifade edildi.
Diğer yandan ABD’de olayla ilgili Başkan Donald Trump’a baskı artıyor. ABD Temsilciler Meclisi’nde 40’tan fazla vekil, Kaşıkçı olayını “Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası” kapsamında soruşturması için Trump’a mektup gönderdi. “Sağlam kanıtlar, Suudi yönetiminin, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve bedeninin parçalanması talimatını verdiği şeklinde gözüküyor” diye başlayan mektupta, Trump’a “Harekete geç” çağrısı yapıldı. Mektupta, Kaşıkçı vakasında Magnitsky yasası kapsamında “ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yasa dışı infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlalleri” olup olmadığının Trump yönetimince belirlenmesi talep edildi.
Mektupta, Trump yönetiminin Kongre’ye 4 ay içinde bu konuda bir rapor sunması talebinde de bulunularak, ilgili yabancı kişi veya kişilere buna göre yaptırım getirileceği kaydedildi. Mektupta, “Paranın, adalet ve diğer Amerikan değerlerinden daha önemli olduğu yönündeki açıklamalarınızdan oldukça endişe duyduk” ifadesi de kullanıldı. Trump, bu ülkeyle ticaretin durmayacağını, Suudilere soruşturma için zaman verilmesi gerektiğini savunmuştu.
Çalışanlar ifade veriyor
Kaşıkçı olayının aydınlatılmasına ilişkin bekleyiş sürerken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında bazı konsolosluk çalışanlarının ifadeleri alındı. Aralarında Başkonsolos’un makam şoförü ile teknik bakım, muhasebe ve santral görevlilerinin de bulunduğu 15 Türk çalışan, tanık sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gitti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı’nca yürütülen soruşturma çerçevesinde söz konusu kişilerin ifadelerinin birden fazla savcı tarafından alındığı öğrenildi. Savcılık tarafından, önümüzdeki günlerde 25 çalışanın daha ifadesinin alınacağı, böylelikle toplam 45 çalışanın ifade vermiş olacağı belirtiliyor.
‘Dünyayla paylaşacağız’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması ile ilgili dün yaptığı açıklamada, “Ortada kaybolan bir şahıs var. Türkiye’de kaybolmuştur ama Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmuştur ve Kaşıkçı’nın akıbeti ne olmuştur, nasıl olmuştur, bunun sorumlusu kimdir... Elbette bu konuda elimizde bazı şu ana kadar yapılan araştırmalar, soruşturmalar neticesinde bilgiler, deliller vardır ama bunların hepsini tamamen net bir şekilde ortaya çıktıktan sonra tüm dünya kamuoyuyla paylaşacağız çünkü tüm dünya haklı olarak Kaşıkçı’ya ne oldu ve nasıl oldu bunu merak ediyor” dedi. Çavuşoğlu ayrıca ABD yönetimiyle Kaşıkçı konusunda herhangi bir ses kaydı paylaşımı yapıldığı yönündeki haberleri yalanladı. Çavuşoğlu, “Türkiye’nin (ABD Dışişleri Bakanı Mike) Pompeo ya da herhangi bir Amerikalı yetkiliye herhangi bir ses kaydı vermesi söz konusu değil” ifadesini kullandı.Öte yandan Twitter’dan açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, “Pompeo’ya Suudi Başkonsolosluğu’ndaki olayla ilgili ne bir video verildi ne de gösterildi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kaşıkçı’nın, Başkonsolosluğa girdikten sonra kaybolmasının, Suudi kraliyeti içinde gerginliğe yol açtığı, Veliaht Prens’in yeterince bilgilendirilmediği Kral’ın devreye girip ipleri ele aldığı iddia edildi. Reuters ajansının, Suudi kraliyet ailesine yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla Riyad’da patlak veren krizi yönetmek için, Kral Selman’ın doğrudan devreye girmek zorunda kaldığı belirtildi. Haberde, Kral Selman’ın, Kaşıkçı olayındaki gelişmelerle ilgili veliaht Prens Muhammed’in danışmanlarından bilgi aldığı ve bu yüzden de ancak krizin uluslararası nitelik kazanmasıyla durumun ciddiyetini kavradığı kaydediliyor. Prens’in danışmanlarının, Kral’ı, bir süre Suudi televizyonlarındaki övgü dolu haberlerle oyaladığı da kaynakların verdiği bilgiler arasında.
İLİŞKİLİ HABER
Son Dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman ile telefonda görüştü
Haberler gizlenmiş
Kaynaklardan biri, “Prens Muhammed olayı Kral’dan uzak tutmaya çalışsa da başaramadı. Kaşıkçı’nın kaybolmasıyla ilgili haberler Kral’ın seyrettiği tüm Arap ve Suudi kanallarında yayınlandı” dedi. Aynı kişiye göre Kral, yardımcılarına ve Prens’e olayı sormaya başladı, uluslararası tepki artınca Prens ona söylemek, müdahil olmasını istemek durumunda kaldı. Bir başka kaynak da, veliaht prens ve yardımcılarının, başta krizin geçeceğini düşündüklerini, gelen tepkileri hesap edemediklerini öne sürdü. Söz konusu kaynaklar, Kral’ın devreye girmesinin, Prens’in ülke yönetimi konusundaki yeterliliğini sorgulattığını, huzursuzlukları su yüzüne çıkarttığını savundu. Suudi yetkililerin, sert açıklamalarının da Kral’ın müdahil olması sonrasında yumuşadığı kaydediliyor.
Bununla birlikte El Cezire haber kanalı, dün, muhalif gazetecinin Suudi konsolosluğunda nerede öldürüldüğünün tespit edildiğini duyurdu. Kanal, Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında birkaç kişi tarafında saldırıyı uğradığını ve ardından öldürüldüğünü belirtti.
‘Araştırıldı’ iddiası
Bu arada ABD’li CNN kanalı, dün, Türk yetkililerin ifadelerine ve bir polis raporuna dayanarak, Kaşıkçı’nın kaybolmasının ardından geçen birkaç saatte neler olduğuna ilişkin senaryoyu haberleştirdi. Türk yetkililerin, Kaşıkçı’nın kaybolmasından sonra birkaç saat sonra öldürülmesinden endişe edip harekete geçtiği öne sürülürken, Türk İstihbarat birimlerinin, Kaşıkçı’ya suikast düzenlediğinden şüphelenen kişilerden 7’sini taşıyan ve Riyad’a gitmek üzere olan bir uçakta arama yaptığı, ancak suç teşkil edecek bulguya ulaşmadığı ifade edildi.
Diğer yandan ABD’de olayla ilgili Başkan Donald Trump’a baskı artıyor. ABD Temsilciler Meclisi’nde 40’tan fazla vekil, Kaşıkçı olayını “Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası” kapsamında soruşturması için Trump’a mektup gönderdi. “Sağlam kanıtlar, Suudi yönetiminin, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve bedeninin parçalanması talimatını verdiği şeklinde gözüküyor” diye başlayan mektupta, Trump’a “Harekete geç” çağrısı yapıldı. Mektupta, Kaşıkçı vakasında Magnitsky yasası kapsamında “ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yasa dışı infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlalleri” olup olmadığının Trump yönetimince belirlenmesi talep edildi.
Mektupta, Trump yönetiminin Kongre’ye 4 ay içinde bu konuda bir rapor sunması talebinde de bulunularak, ilgili yabancı kişi veya kişilere buna göre yaptırım getirileceği kaydedildi. Mektupta, “Paranın, adalet ve diğer Amerikan değerlerinden daha önemli olduğu yönündeki açıklamalarınızdan oldukça endişe duyduk” ifadesi de kullanıldı. Trump, bu ülkeyle ticaretin durmayacağını, Suudilere soruşturma için zaman verilmesi gerektiğini savunmuştu.
Çalışanlar ifade veriyor
Kaşıkçı olayının aydınlatılmasına ilişkin bekleyiş sürerken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında bazı konsolosluk çalışanlarının ifadeleri alındı. Aralarında Başkonsolos’un makam şoförü ile teknik bakım, muhasebe ve santral görevlilerinin de bulunduğu 15 Türk çalışan, tanık sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gitti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı’nca yürütülen soruşturma çerçevesinde söz konusu kişilerin ifadelerinin birden fazla savcı tarafından alındığı öğrenildi. Savcılık tarafından, önümüzdeki günlerde 25 çalışanın daha ifadesinin alınacağı, böylelikle toplam 45 çalışanın ifade vermiş olacağı belirtiliyor.
‘Dünyayla paylaşacağız’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması ile ilgili dün yaptığı açıklamada, “Ortada kaybolan bir şahıs var. Türkiye’de kaybolmuştur ama Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmuştur ve Kaşıkçı’nın akıbeti ne olmuştur, nasıl olmuştur, bunun sorumlusu kimdir... Elbette bu konuda elimizde bazı şu ana kadar yapılan araştırmalar, soruşturmalar neticesinde bilgiler, deliller vardır ama bunların hepsini tamamen net bir şekilde ortaya çıktıktan sonra tüm dünya kamuoyuyla paylaşacağız çünkü tüm dünya haklı olarak Kaşıkçı’ya ne oldu ve nasıl oldu bunu merak ediyor” dedi. Çavuşoğlu ayrıca ABD yönetimiyle Kaşıkçı konusunda herhangi bir ses kaydı paylaşımı yapıldığı yönündeki haberleri yalanladı. Çavuşoğlu, “Türkiye’nin (ABD Dışişleri Bakanı Mike) Pompeo ya da herhangi bir Amerikalı yetkiliye herhangi bir ses kaydı vermesi söz konusu değil” ifadesini kullandı.Öte yandan Twitter’dan açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, “Pompeo’ya Suudi Başkonsolosluğu’ndaki olayla ilgili ne bir video verildi ne de gösterildi” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR