Salih tuna yazdı Nasıl bir gerginlik arzu edersiniz beyefendi

Aydın Doğan'ın kıymetlisi Taha Bey'in idare-i maslahatçılığı, manipülasyon yeteneği, en çok da (“Popper mi okuyorsunuz, ay ne kadar güzel” yollu) kompleksini dermeyan etme coşkusu öteden beri beni benden almıştır.

Salih tuna yazdı Nasıl bir gerginlik arzu edersiniz beyefendi
11 Haziran 2016 - 10:46
İlk gençlik yıllarımda…



“Biz Sünni'yiz bizde öyle devrim mevrim olmaz” diyerek, 79 İran İslam Devrimi'ne karşı “mezhebimizin” emniyet supabı olmaklığına vurgu yapan yazılar dercettiğinde (sonradan bunları kitap haline de getirmişti) dikkatini çekmişti.



Türkiye onun sayesinde “mezhebinin” bu özelliğini keşfetmişti. (Liberal aydınımızın işine geldi mi nasıl da mezhep vurgusu yaptığını görüyor musunuz?)



Gerçi, gerici Gezi kalkışmasına “devrim” demesine ramak kalmıştı. Yaşından başından (biraz da birikiminden) utanmasa, “Ay devrim buBanu... İçimden devrim demek geçiyor…” / “Devrim, evet... Benim de içimden devrim demek geçiyor Ece!” diyen Ece Temelkuran ve Banu Güven hemşirelerimiz gibi coşacaktı.



Son zamanlarda ne diyor ne yazıyor doğrusu dönüp bakmıyorum.



Neden mi?

 

Hayır, Aydın Doğan'ın Ankara'daki en önemli iş takipçisi olduğu iddiasıyla alakası yok. (Dönemin Başbakanı kahvaltıda buluştuğu milletvekillerine, Taha Akyol'un nasıl “iş takipçisi” olduğunu anlattığı yazılıp çizilmişti hani.)



Aydın Doğan'ın iş takipçisi midir bilemem, ama kıymetlisi ki, gazetesini (Milliyet) elden çıkardı, onu elden çıkarmadı.



Paralel yapıyı kör gözüm parmağına arkalaması, hele hele 17 – 25 Aralık darbe teşebbüsünü adeta eklemlenmiş gibi sahiplenmesi ikrah etmeme neden oldu...

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum