Televizyon izleme kültürü değişiyor

Burak Göral, dünyada TV izleme kültürünün hızlı değişimini yazdı...

Televizyon izleme kültürü değişiyor
24 Ocak 2017 - 09:27
Son birkaç yıl içerisinde evde televizyon izlemenin tanımında ciddi değişiklikler yaşandı. Bunun yansımalarını ülkemizde artık daha hızlı görmeye başladık…

kapak

 


 

Dünyanın TV izleme kültürü hızla değişiyor. Alternatif yapımlar, giderek daha nitelik kazanan diziler, süreleri kısalan ama kalitesi artan talk show'lar ve kuşkusuz teknoloji destekli kimi gelişmeler TV izleme alışkanlığını büyük değişimlere uğrattı. Smart TV'ler, TV izleme alışkanlığının TV aygıtı dışındaki başka mecrarala taşınması da bu değişimleri ciddi anlamda tetikledi. Türkiye'deki kanalların ise hâlâ son yıllardaki alışkanlıklarını ısrarla sürdürmeleri can sıkıcı. Mesela hâlâ izleyicilerinin bütün bir akşamını 180 dakikalık tek bir diziyle ya da ‘Survivor’ gibi yarışmalarla kapatma, gündüz kuşağını kadın formatı adı altında beyin öldürücü yapımlarla donatma gibi politikalardan vazgeçmediler. Tabi bir RTÜK meselemiz var. Sigaralar, içkiler bulanıklaştırılırken şimdi de argo kelimeleri çıkan ağızlar bile kapatılmaya başlandı. Ama bu değişiyor artık, değişecek çünkü internet bütün sınırları kaldırdı. Bizdeki bu son direnişlerin de bir faydası yok, göreceksiniz…

kapak2

 


1997'den itibaren evlere DVD kiralamakla iş hayatına başlayan Netflix'in internet üzerinden film yayınlamaya yarayan streaming teknolojisi üzerine kurduğu sistem öyle hızlı büyüdü ve yayıldı ki ABD televizyon kanalları hiç beklemedikleri büyük bir rakip kazanmış oldular. 2014 yılında abone sayısını dünya çapında 50 milyonun üzerine çıkarmaya başaran dev bir şirkete dönüştü Netflix. Ülkeden ülkeye yayılarak kullanıcı sayısını hızla yükseltti. Şimdilerde 90 milyona ulaştığı söyleniyor.

Aslında Türkiye'ye de daha önce, birkaç sene evvel gelmeye teşebbüs etmişti. Ancak RTÜKkanunlarındaki kimi detaylar aşılamadı. Çocukları/gençleri korumak adıyla yapılan ama giderek aşırılaşıp, absürt bir hale getirilen ‘sansür' uygulamaları Netflix'in içeriğinin titizliği ve kalitesiyle örtüşmüyordu. Sonra bu sorunun nasıl çözüldüğünü bilmiyoruz ama geçen yıl Netflix, Türkiye'nin de dahil olduğu bir grup ülkeye abonelik açtı. En başta Türkçe desteği sınırlıydı ama çok kısa bir zaman içinde arayüzü türkçeleşmiş, içeriğinin yüzde 80'i Türkçe dublaj ve altyazı destekli hale getirilmişti.

sherlock

 


NETFLIX TÜRKİYE’DE NELER VAR?

Şimdi Türkiye'de akıllı televizyonlardan, Playstation 3 ve 4 gibi oyun konsollarından, bazı markaların Blu-ray oynatıcılarından, Apple TV, iPad, iPhone başta olmak üzere pek çok akıllı telefon ve tabletten ‘reklamsız' ve ‘sansürsüz' izlenebilen koca bir içerik evreni Netflix. Menüsünde “Breaking Bad”, “Gossip Girl”, “Sherlock”, “Peaky Blinders”, “Blacklist”, “Vikings”, “Masters of Sex”, “Dexter”, “Happy Valley”, “Penny Dreadful”, “Bates Motel”, “Black Mirror” ve “Star Trek” gibi eski/yeni TV dizilerinin yanısıra kendi yapımları olan (bunlara ‘Netflix Original' deniyor) “Narcos”, “Stranger Things”, “House of Cards”, “Sense 8”, “Daredevil”, “The Crown”, “The Travelers”, “The OA”, “A Series of Unfortunate Events” gibi yıldız diziler var. Güney Kore, Brezilya, Fransa ve Japonya gibi ülkelerde işbirliği yaparak gerçekleştirilmiş orijinal yeni diziler de sözkonusu. Her ne kadar “House of Cards”, “Stranger Things”, “The Crown” ve “Narcos” platformun lokomotif yapımları olsalar da başka ülkelerden gelen Netflix dizileri de ilgi çekici. Mesela bunlardan Brezilya yapımı bilim- kurgu“3%” tüm dünyada ilgiyle izlenmekte. Japonya'dan gelen anime bilim-kurgu “Ajin”, çok sert ama türünün en iyilerinden biri. Fransız Netflix'in çıkarttığı “Marseille” başrolünde Gerard Depardieu'nun olduğu güzel bir politik dram. Lokomotif dizilerin arasında ‘keşif' de yapabileceğiniz çok iyi suç dizileri var. “Line of Duty” ve “Broadchurch” mesela…

marcos

 


Bazı Türk dizilerine de ulaşabilmek mümkün bu toplamda. “Leyla ile Mecnun”, “Ezel”, “Suskunlar”, “Karadayı” gibi başarılı yerli diziler de sezon sezon eklenmiş. Ama reklamsız da olsalar 100-120 dakikalık bölümlerle bu dizileri izlemek ömür törpüsü benim için. “Leyla ile Mecnun”a niyetlensem de içimdeki ses ‘yerli dizi yersiz uzun' dedi bana. Şahsen Netflix'in parlak dizileriyle yetinmeyip, güçlü olduğu bir diğer içerik menüsüne de dalmanızı tavsiye ederim. Neredeyse her konuda çok iyi belgeseller de abonelerine ‘gel gel' demekte. “Planet Earth”, “Human Planet” ya da “Cosmos” gibi BBC klasiklerini ya da Netflix yapımı etkileyici “Virunga”yı zaten izlemiştim. Ama muhtemel Oscar adayı “13th”, Ukrayna'daki halk ayaklanmasını anlatan “Winter on Fire”ı, internet zorbalığı üzerine yapılmış “Audrie Daisy”i ve daha nicelerini yakalayabildim. Birçok mühim konuda çok iyi belgeseller var.

yuzuklerin

 


Sinema filmleri açısından Netflix'in kendi yapımcılığını yaptığı birçok film mevcut. Bunlar belli bir kalitenin üzerinde ama yeni filmler de yok değil. Mesela muhtemelen bu sene Oscar ödüllerinde “Yabancı Dilde En İyi Film” dalında Fransa'yı temsil edecek olan “Divines” ve İran yapımı başarılı korku filmi “Under The Shadow”un yanısıra “Sapık”, “Guguk Kuşu”, “Heat”, “Geleceğe Dönüş”, “Matrix”, “Casablanca”, “Dövüş Kulübü”, “Jaws”, “Yüzüklerin Efendisi” gibi eski/yeni klasikler mevcut. “Düğün Dernek”, “Vizontele”, “Recep İvedik” ve “Eyyvah Eyvah” serileri, “Hokkabaz”, “Limonata”, “İncir Reçeli 2” gibi ana akım filmler var. En güzeli de Netflix'in “Profiller” özelliği sayesinde izlediklerinize bakarak size benzer seçenekler önerebiliyor olması. Gerçi bazen enteresan önermeler yapmıyor değil.

İnternet paketinizle ciddi bir sorun yaşamıyorsanız Netflix'le de sorun yaşamıyorsunuz. Sadece seçtiğiniz içeriğin ilk 10 saniyesi ve sinyal azalmaları sırasında yine 10 saniyeyi aşmayan hafif bulanıklaşmalar yaşanabiliyor.

Diziler Netflix'de sezon sezon paket olarak konulmaktalar ve neredeyse tamamı Türkçe destekli. Mesela benim Playstation 3 cihazımla ya da masaüstü bilgisayarımla HD kalitesiyle izleyebildiğim bütün bu içeriğin aylık ücreti 15.99 TL'den başlıyor. Standart paket fiyatı olan 27.99 TL ile HD görüntü kalitesiyle izleyebiliyorsunuz. Bu tarifede aynı aileden iki farklı kişi iki farklı cihazdan aynı anda farklı içerikler izleyebilmekteler. İlk 1 ay ücretsiz olarak deneme kullanımı yapıp devam edip etmeyeceğinize karar verebiliyorsunuz üstelik. Netflix gittiği birçok ülkede Netflix markası altında yerli orijinal üretim yapılmasına olanak sağlıyor. Yakında sadece Netflix için üretilen yerli yapım dizi veya filmler de görebilmemiz mümkün olacak gibi görünüyor. Umarım süreleri makul, hikayeleri ‘yeni' olur bu dizilerin…

amazon

 


 

AMAZON PRİME DA GELDİ

Dünyaca ünlü alışveriş sitesi Amazon.com da kendi platformu Amazon Prime'ı giderek yaygınlaştırıyor. Henüz daha bir aydır Türkiye'de. Şimdilik iOS ve Android destekli araçlardan izlenebilmekte. Yakın bir gelecekte Netflix gibi daha fazla Türkçe destekli bir açılım yapması beklenen bu platformun yıldız dizileri “The Man in the High Castle”, “Goliath” ve “Mozart in the Jungle”. “Seinfeld”i özleyenler henüz Türkçe altyazısı olmasa da Amazon Prime'a takılabilirler. Ama günbe gün türkçe desteğin arttığını da görebilirsiniz. Amazon Prime Video'nun deneme sürüşü 7 gün sadece. Ama ilk 6 ay için abonelik bedeli 2.99 Euro, sonrasında ise aylık 5.99 Euro'ya izlenebilecek.

YERLİ NETFLIX’LER GELİYOR

Doğan Grubu Blu TV ile Netflix benzeri bir platformu başlattı. Ünlü yönetmen Paolo Sorrentino'nun “The Young Pope”, sevilen sit-com klasiği “Friends”in ilk 5 sezonu, “Shameless”in da ilk 3 sezonu, “Mozart in the Jungle”, “Preacher”, “Arrow”, “Gotham” “Two and A Half Men” gibi popüler yabancı diziler var menüde. Elbette eski-yeni tüm Kanal D dizileri de mevcut. Dizi süreleri makulken yayınlanmış ve benim favori Kanal D dizim olan “Bıçak Sırtı” da listede mevcut mesela. Ama BluTV'nin güçlü olduğu yer de film menüsü. Gişe filmleri, Oscar adayları ve festivallerde gördüğümüz dünya sineması örnekleri bir arada. Hatta “imdb 250” listesine özel bir başlık bile açılmış. “Deadpool”, “Spotlight”, “Diriliş”, “Sivas”, “Hateful Eight”, “Hugo”, ”Snatch”, “Hobbit”, “Unutursam Fısılda”, “Kung Fu Panda 3”, “Muhsin Bey” gibi her türden ve zevkten filme rastlamak mümkün.

Blu TV şimdilik ayda 9,99 TL. İlk bir ay da bedeva. BluTV henüz geliştirilme aşamasında. Birtakım kullanıcı şikayetleri her gün düzeltiliyor ve yenileniyor. Kısa bir süre sonra tam bir deneme sürüşüne tabi tutup yine bu sayfalarda deneyimlerimi paylaşmayı düşünüyorum. Bu arada Doğuş grubu da Puhu TV adıyla bir platform kurmuş ve deneme yayınlarına da başlamış. Ancak henüz bahsedebilmek için biraz erken.

masum1

 


DİZİ SEKTÖRÜNDE BİR YENİLİK: MASUM

Sadece Blu TV'de yayınlanacak ilk orijinal BluTV dizisi “Masum” da yakında başlayacak. Başrollerinde Haluk Bilginer, Ali Atay, Tülin Özen, Okan Yalabık, Serkan Keskin ve Nur Sürer'den oluşan ilgi çekici bir oyuncu kadrosu var. Yönetmeni de “Çoğunluk” ve “Rüzgarda Salınan Nilüfer” filmlerinin yönetmeni Seren Yüce. Geçtiğimiz günlerde ‘Masum’un ilk iki bölümüne özel bir gala yapıldı. A sınıfı oyuncular Berkun Oya’nın kısık ateşte pişen gerilimli ve gizemli senaryosunda harikalar yaratıyorlar.. Seren Yüce’nin tertemiz yönetmenliği de dikkat çekici. Demek ki olabiliyormuş; İyi oyuncularla birer saatlik bölümlerle, iyi yönetmen ve iyi senaryo bir araya gelebiliyor, sansürsüz, reklamsız ve gizemi bol bir dizi yapılabiliyormuş. Tabi ki bütün oyuncular çok iyi ama perdede ilk gördüğüm filmi “İyi Seneler Londra”dan beri Ali Atay’ı büyük bir keyifle izliyorum. Özellikle ikinci bölümde Haluk Bilginer’le karşı karşıya olduğu bir sahneye bayıldım…

masum2

 


“Masum” 1. sınıf bir dizi olmuş, bu yüzden genel izleyicinin beğenileri düşünülünce riskli maalesef… Ama inşallah izlenir, yeterince takdir edilir ve daha nice kaliteli yapımların da yapılmasına vesile olur… Puhu TV'nin ilk orijinal dizisi de Serenay Sarıkaya'nın başrolünde olduğu çok satan roman serisi “Fi”, “Çi”, “Pi” uyarlamaları olacakmış.



 


YORUMLAR

  • 0 Yorum