10. Yargı Paketi'ne dair çarpıcı kulisler!
Dikkat çeken 'umut hakkı' iddiası… Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, “Yargı paketine açılım rötuşu” başlıklı yazısında, yeni açılım sürecinin 10. Yargı Paketi'nde etkili olacağını belirterek "Bu süreç ya 2012’deki gibi hüsranla sonuçlanacak ya da yıl sonuna doğru genel affı, umut hakkını filan konuşmaya başlayacağız" ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin mimarı olduğu, iktidarın 'Terörsüz Türkiye' adını verdiği yeni açılım süreci yargı reformunda atılacak adımları da şekilleniyor.
Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, “Yargı paketine açılım rötuşu” başlıklı yazısında, DEM Parti ile Adalet Bakanlığı arasında gerçekleşen kritik görüşmenin ayrıntılarını ve olası etkilerini değerlendirdi.
10. YARGI PAKETİ: ŞARTLI BİR GENİŞLEME BEKLENTİSİ
Nuray Babacan’ın aktardığına göre, önümüzdeki günlerde TBMM gündemine gelmesi beklenen 10. Yargı Paketi, ilk aşamada mevcut haliyle sunulacak. Ancak Babacan, "Bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, paket çok farklı bir şeye dönüşecek" diyerek önemli bir ihtimale işaret etti.
Süreçte kilit rol oynayacak gelişmelerin başında ise terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesi ve silahların bırakılması geliyor.
Babacan’ın ifadesiyle, "Yakın zamanda yapılması beklenen PKK kongresi, örgütün kendini feshetmesi ve silahların teslim edilmesi..." sürecin seyrini belirleyecek.
Söz konusu adımların atılması durumunda 10. Yargı Paketi'nin kapsamı genişleyecek ve içinde çok daha kapsamlı düzenlemelerin yer alması bekleniyor. Aksi halde, sadece pandemi affı kapsamında denetimli serbestlik düzenlemesiyle sınırlı bir değişiklik yapılacak.
DEM PARTİ’NİN TALEPLERİ PAKETİ ŞEKİLLENDİREBİLİR
Babacan'ın aktardığına göre, DEM Parti İmralı Heyeti'nin Adalet Bakanlığı ile yaptığı temaslarda özellikle şu konular ön plana çıktı:
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları ile Adli Tıp uygulamalarındaki standart eksikliği. Babacan, "Bu iki yapının kararlarında cezaevinden cezaevine farklılık bulunduğu biliniyor." diyerek mevcut düzensizliğe dikkat çekti. Standart karar mekanizmalarının getirilmesi öneriliyor.
Hasta mahkumlara yönelik düzenlemelerin genişletilmesi. Hâlihazırda pakette yer alan bu maddenin, talepler doğrultusunda daha da esnetilmesi gündemde.
Örgüt üyeliği tanımındaki hukuki garabetin giderilmesi. Babacan, "Örgüt üyesi olmadığı halde örgüt üyesi gibi ceza verilmesine olanak sağlayan madde"nin değiştirilebileceğini vurguluyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bu hükmün tamamen yasadan çıkarılması söz konusu.
Örgütlü suçlarda ceza artırımı uygulamasının değiştirilmesi ise daha düşük bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.
SÜRECİN İKİ OLASI SONUCU: YA HÜSRAN YA BÜYÜK DEĞİŞİM
Babacan yazısını "Bu süreç ya 2012’deki gibi hüsranla sonuçlanacak ya da yıl sonuna doğru genel affı, umut hakkını filan konuşmaya başlayacağız…" sözleriyle noktaladı.
Yazıdan ilgili bölüm şöyle:
"Bizi ilgilendiren, Adalet Bakanlığı yönetimiyle, DEM temsilcilerinin yaptığı görüşmeden sonra bu pakete girme olasılığı ortaya çıkan yeni hükümler. DEM’in talepleri yazıldı- çizildi. Bunun iktidardaki karşılığına baktık…
1-Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları ve Adi Tıp uygulamalarından gelen şikayetler. Konu iktidar açısından da sorunlu bir alan. Bu iki yapının kararlarında ve çalışmalarında bir standart olmadığı anlatılıyor. Verdikleri kararlarda cezaevinden cezaevine farklılık bulunduğu biliniyor.
Hasta mahkumlarının tedavilerinin engellenmesi, tedavilerinin cezaevi dışında yapılmasına izin verilmemesi, kazanılan bazı yasal indirimlerin farklı gerekçelerle işleme konulmaması gibi.
Bu kurulların, farklı cezaevlerinde farklı uygulamaları herkesi bezdirmiş, şikayeti olmayan yok. Hatta bazı mahkumların, bu kurulların daha insancıl karar aldığını bildiği cezaevlerine transfer istemesi gibi olaylara sık sık rastlandığı anlatılıyor. Kurumların daha standart karar almalarını sağlayacak hükümlerin önerge ile bu pakete girme olasılığından söz ediliyor.
İki yapının, sadece Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen işlemleri hayata geçirdikleri, onun dışında inisiyatif kullanmadıkları, yasal sorumluluklarını yerine getirmedikleri de şikayetler arasında.
2- Hasta mahkumlarla ilgili uygulamaların daha da yumuşatılması ile ilgili yargı paketinde madde bulunuyor. Ancak bu düzenlemenin talepler üzerine daha genişletilmesi de gündemde.
3-Örgüt üyesi olmadığı halde örgüt üyesi gibi ceza verilmesine olanak sağlayan ve yıllardan beri tartışılan garabet madde de bu paketle değiştirilebilecek. Hukuki olmadığını herkesin kabul ettiği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bu hüküm yasadan çıkarılabilir.
4-Örgütlü suçlarda, cezanın yüzde 50 fazlasıyla uygulanmasına ilişkin maddenin değiştirilmesi taleplerine ise pek sıcak bakılmıyor. Bu maddenin pakete girme olasılığı diğerleri kadar olasılık dahilinde değil. Ama tartışmaya açık.
Kısaca, 10. Yargı Paketi’nin eni-boyu, geleceği ve genişliği açılım sürecine bağlı.
Ya şimdiye kadar yazılanlarla sınırlı kalıp, sadece pandemi affına bağlı denetimli serbestliğin genişletilmesi sağlanacak. Ya da içinde herkesi şaşırtacak düzenlemeler yer alacak.
Tabi, PKK feshedilip, silahların bırakılması sorunsuz halledilirse…
O zaman bu yargı paketi tarihi bir rol üstlenecek.
Bütün bunların içinde yer alan siyasiler, sonuç olarak iki cümleyle durumu özetliyorlar;
'Bu süreç ya 2012’deki gibi hüsranla sonuçlanacak ya da yıl sonuna doğru genel affı, umut hakkını filan konuşmaya başlayacağız…'
İçinde hem endişe hem umut barındırıyor…"
YORUMLAR