20 yaşında bir kızla 70 yaşına girmek

BEN çok küçükken... Hani var ya, çocukların çok çocuk olduğu yaşlarda, nedense ölüm korkularına kapıldığı o yaşlardayken...

 20 yaşında bir kızla 70 yaşına girmek
09 Nisan 2017 - 12:33
Yan kapımın komşu çocuğu, mahalle arkadaşım, işte öyle çok çocuk bir yaşta öldüğünde ben de ölüm korkusuna kapılmıştım...

***

Sonra yine çok çocuk yaşta bir cümle okumuştum...

Diyordu ki: “Hayat varken ölüm yoktur...”

***

O cümle şöyle tamamlanıyordu:

“Ölüm geldiğinde, zaten hayat yoktur...”

***

Ne tuhaf... Bu tuhaf cümle beni rahatlatmıştı...

Yıllar sonra o cümlenin aslının Epikuros’a ait olduğunu öğrenmiştim.

Şöyleymiş:

“Ölüm varken ben yokum, ben varken ölüm yok...

O halde üzülecek ne var...”

O gün bugündür ölüm,  beni hep hayata davet eder...

Öyle yaşar giderim işte...

***

Dün, 70 yaşıma Tansu’yla birlikte Floransa’da, Caravaggiotablolarına bakarak girmeyi düşünmüştüm.

***

Kadere bak ki, Tansu zatürre, hastanede...

Bense faranjit gibi, daha çocukluğumda bademciklerimi alıp götürmüş vasat mı vasat bir hastalıktan evde yatakta...

***

Neticede 70 yıl önce, bir 8 Nisan sabahı dünyaya geldiğim saate, Netflix’ten “Affair” dizisinin altıncı bölümündeki şu soru ile girdim:

“Kendinizden bile sakladığınız sırlar var mı?”

***

8 Nisan sabahına ise “Oysa ben yüreğim elimde, sana bir sırrımı verecektim” diyen 20 yaşında bir kızla uyandım.

Hürriyet Cumartesi ekinde Deniz Tekin’le yapılmış mülakatını okudum.



***İçim açıldı... “İşte bana gelmiş en güzel 70 yaş hediyesi”dedim... 

Sonra o harika şarkılarını onunla birlikte söylemek istedim...

Söyleyemedim.

Sesim kısılmış, kıstırılmış....

Anladım ki, artık söyleyemiyorum...

***

Dile kolay 70 yıl...

Üç askeri darbe, üç ara rejim...

Ve bir milletin ödeye ödeye hâlâ bitiremediği bir kefaretten payıma düşenler...

***

Yine de iyiyim...

Vallahi iyiyim...

***

Bu ülke böyle kızlarını yetiştirmişse...

O kızlar hâlâ böyle şarkılar söylüyorlarsa eğer...

***

Demek ki çocukluğumun o cümlesi hâlâ doğruymuş...

Şu “Ben” var ya...

İşte o “Ben” varsa şuracığımda...

Ölüm denen şey katiyen yoktur...

20 yaşında bir kızla 70 yaşına girmekSAYIN CUMHURBAŞKANI BİZE DE TİŞÖRTLE KONUŞUN

KİM ne düşünür bilmem...                

Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın torunu ile çekilmiş tişörtlü fotoğrafını çok sevdim.

Fotoğrafa uzun uzun baktım...









“Keşke” dedim...

16 Nisan’da sonuç ne olursa olsun, 17 Nisan’dan itibaren bizimle de böyle tişörtle konuşmaya başlasa...

“Hayır” çadırına girdiği gibi, Urla’da da insanların arasına karışıp konuşsa onlarla...

Eminim...

Bir gönül verirse, on yürek alır.

70 YIL BOYUNCA DİNLEYİP DE HİÇ DİNLEMEDİĞİM ŞARKILAR

- Hayatım boyunca hiç ajandam, geleceğe ait planım olmadı. Bundan sonrası için yapmama da gerek kalmadı.

***

- Kimseye verilecek tavsiyem, gösterilecek yolum yok... Tecrübesiz insanlara güveniyorum, tecrübe denen şeyin artık çok fena bir ayak bağı olduğuna inanıyorum.

***

- Hayatta şarkısını hep dinleyip de, nasihatini hiç dinlemediğim şarkı “Uslan artık deli gönlüm” oldu.

Zaten artık uslanmasına da gerek kalmadı.

***

- Osho’nun, “İste, mutlaka gelir ve senin olur” cümlesi benim için hiçbir şey ifade etmedi, çünkü istemesi aklımdan bile geçmeyen şeyler benim oldu.

***

- Hayatım boyunca Sufilik, Şamanlık, Taoculuk, Hinduculuk, şuculuk buculuk gibi şeyler beni hep çağırdı ama hiç gitmedim.

“Kendimcilik” daha gel demeden hep gittim.

***

- İlkelerim olmadı, vicdanım oldu. Vicdanım olduğu halde, vicdansızlık yaptığım da oldu, onu da sonunda vicdanım temizledi.

***

- Verilmeyecek hesaplarım, ödenmeyecek borçlarım hep oldu, vermeye çalışmadığım hesaplarım, ödemeye çalışmadığım borçlarım hiç olmadı.

Kimini bu dünyada kendim ödedim, kimini öteki dünyada Allah’a emanet ettim.

***

- Kırmızı çizgilerim olmadı, altına inmeyeceğim, inemeyeceğim çizgilerim oldu.

***

- Hayat bana şunu öğretti: Kendine veremeyecek hesabın varsa, Allah’a veremeyeceğin hesap da vardır demektir.

***

- Babaannem küçükken bana, “Sağ omzundaki melekler sevaplarını, soldakiler günahlarını yazar” demişti.

Ona inandım, öyle yaşadım.

Maneviyat bütçem nasıl diye sorarsanız, mütevazıyım.

Haddimi bilirim, kendimi ondan da iyi tanırım.

“İnşallah denk gelir, açık vermem” derim...

20 yaşında bir kızla 70 yaşına girmekBU YAŞTA BU KADAR GÜZEL BİR İZMİR ŞARKISI YAZMAK

İZMİRLİ bir kız Deniz Tekin... Konak’ta doğmuş. Babaannesi 7 yaşına kadar onlarla birlikte yaşamış. Baba devlet memuru bir hekim. Türk müziği sanatçısı aynı zamanda. Belli ki müthiş bir baba...

Tayini çıkmış, Mardin’e gitmiş...

Deniz, Gezi olaylarını Gaziantep’te izlemiş.

Erken büyümüş bir kız... Makûs talihini bir türlü kıramayan bu ülkede erken büyütülmüş çocuklardan biri...

Daha o yaşta o harikulade şarkılar nasıl yazılır.... Nasıl böyle ta içten gelerek söylenir... Mesela şu sözler...

“Bizi, henüz embriyo yokken

bir kuluçkaya koşmuşlar

Ve onsekizimize kadar maalesef doğurmamışlar...

Bize dostum bir seçenek sunulmamış

İstikbal mahkemelerinde

Uçurtmamızı vurmuşlar

İstikbal mahkemelerinde...”

TÜRKİYE ‘KURTLAR VADİSİ’ NESLİNDEN İBARET DEĞİL

ŞİMDİ anlıyorum ki Kanat Atkaya’nın “Yeni Dalgalar” başlıklı yazısı, Türkiye’de yeni bir müziğin doğum ilanıymış.

“Kadıköy yakası çocukları” bunlar...

Jakuzi, Gaye Su Akyol, Son Feci Bisiklet, Gözyaşı Çetesi, Nilipek, Melis Danişmend, Yüzyüze Konuşuruz, Büyük Ev Ablukada ve ötekiler....

Bilin ki, şu yaşadığımız rejim, acayip itirazcı harika bir müziği yaratıyor.

***

NOT: Deniz Tekin 27 Nisan akşamı Babylon’da olacak. Vaktiniz varsa kaçırmayın. 

ŞU ŞARKILARINI ÇOK SEVDİM

- Bende Bir Problem Var

- Böyle

- İzmir’de Bir Günbatımı

- Beni Vur

20 yaşında bir kızla 70 yaşına girmekGELECEK HAFTA SİZE BU EVDEN HARİKA BİR AŞK HİKÂYESİ ANLATACAĞIM

BURASI Moskova’ya 30 kilometre uzakta bir kasaba...

Bu ev dünya tarihine geçti.

Dünyanın en ünlü aşk romanlarından biri bu evde yazıldı.

Ve bu evin olağanüstü bir hikâyesi var.

Gittik, gördük, dokunduk, oturduk...

Ben yazdım, ressam Ahmet Güneştekin belgeselini çekti.

Gelecek hafta okuyacak, seyredeceksiniz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum