ABD, Ay'a Kaç İnsanlı İniş Gerçekleştirdi?

ABD, Ay'a Kaç İnsanlı İniş Gerçekleştirdi? Hepsi Başarılı Mı Oldu? Şu Anda Neden İnsan Gönderilmiyor?

ABD, Ay'a Kaç İnsanlı İniş Gerçekleştirdi?
11 Ocak 2020 - 12:40 - Güncelleme: 11 Ocak 2020 - 12:59
ABD'nin, Ay'a gönderdiği 8 insanlı araçta, toplamda 24 astronot vardı ve bunların 12 tanesi Ay'a ayak basarak yürümüştür; geri kalanları ya iniş yapılması planlanmayan (Apollo 8 ve 10) görevlerle gitmiştir ya da başarısız bir görev nedeniyle ayak basamadan geri dönmek zorunda kalmıştır (Apollo 13).

Ay'a iniş yapan görevlerde yer alan astronotlar şu şekilde sıralanabilir:


  • Apollo 11, 1969, Neil Armstrong, Buzz Aldrin, Michael Collins 

  • Apollo 12, 1969, Charles (Pete) Conrad, Alan Bean, Richard Francis Gordon 

  • Apollo 14, 1971, Alan Shepard, Edgar Mitchell, Stuart Roosa 

  • Apollo 15, 1971, David Scott, James Irwin, Alfred Worden 

  • Apollo 16, 1972, John Young, Charles Duke, Thomas Mattingly 

  • Apollo 17, 1972, Eugene Cernan, Harrison Schmitt, Ronald Evans 



Dolayısıyla "Ay'a neden 1 defa gidildi?" sorusu tamamen hatalı bir sorudur; çünkü Ay'a yalnızca 1 defa insanlı görev yapılmamıştır. 1966-2013 arası Ay görevlerini aşağıdaki görselden inceleyebilirsiniz:

Ay'a İniş Yapılan Bölgeler ve Ülkeler
Ay'a İniş Yapılan Bölgeler ve Ülkeler
Wikipedia

ABD'nin Her Uzay Girişimi Başarılı Oldu mu?



Bir diğer sık sorulan soru da "Nasıl tüm Ay görevleri başarılı oldu, bu kadar başarılı mı ABD?" sorusu... Sorunun kısa cevabı: Evet, ABD bilim konusunda açık ara farkla lider olan ve çok başarılı olan bir ülke; ancak hayır, tüm denemeleri başarılı olmadı ve Ay'a ilk seferde tam isabet yapamadılar.

 

Tam tersine, ilk başlarda yüzde 50'lerde gezen bir başarı oranına sahiplerdi, ilk 5-10 insansız denemenin hepsi (%100'ü) başarısızlıkla sonuçlandı! Ancak sonradan bu işi çok ciddiye alarak uzay programlarını birçok hatadan arındırdılar, Dünya'nın en iyi bilim insanlarıyla çalıştılar, bir yarış olduğunun farkındalardı; ancak yaptıklarının "bilim" olduğunu da asla unutmadılar (belki de Sovyetler Birliği ve diğer ülkelere fark atmayı başarma nedenleri, bu ayrımı iyi tespit edebilmiş olmalarıydı).

Tüm bunlara rağmen, insanlı Ay uçuşları da kusursuz değildi: ABD Ay'a 9 insanlı görev gönderdi: Apollo 8, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17. İlk 2'sinde Ay'a inmeyi başaramadılar. İlk denemelerin hedefinde Ay'a inmek yoktu zaten; ama sonuç olarak Ay'a insan indirme hedeflerinde ilk atışları isabet olmadı. Ayrıca sonrakilerden de Apollo 13, Ay'a inmesi gerekirken arıza sebebiyle inemedi, dolayısıyla içerisinde insanlar olmasına rağmen yörüngede turlayıp geri getirilmek zorunda kalındı. Dolayısıyla ABD'nin Ay görevlerinin başarı yüzdesi yüzde 100 değil.

Ayrıca ABD, Ay'a insan göndermeden 30 insansız görev göndererek neler yapabileceklerini görmeye çalıştılar. Bu 30 görevden 16 tanesi ya tamamen, ya kısmen başarısızlıkla sonuçlandı.

 

Ay
Ay
Mehmet Ergün

Ay'a Şimdi Neden İnsan Göndermiyoruz?



Çünkü bu, çok gereksiz bir girişim olurdu. Bir insanı uzaya göndermek için psikolojik, fizyolojik, anatomik olarak eğitmeniz gerekir. İnsanlar için uzay gemisi içerisinde yiyecek, içecek, oksijen ve en azından bir miktar konfor ortamı sağlamanız gerekir. Tüm normal uzay görevi masraflarının üzerine, bir de yüz binlerce dolar para ödeyip hem maaş bağlamanız, hem de olası bir sorunda kendisine ve ailesine milyonlarca dolar değerinde sigortalar yapmanız gerekir. Tüm bunlar ne için? İki insan Ay'da dolaşıp, taş toplayacak, uzay gemisinde tuşlara basacak diye!

Bunların hepsini ve çok çok daha fazlasını, hiçbir ücret/sigorta talep etmeden, beslenmeden, su içmeden, nefes almadan yapan robotlarımız var. Kolonizasyon veya ilk temel temas gibi çok spesifik uzay görevleri haricinde, insanın gönderilmesine tek bir neden bile yok. Hem masraflı, hem robotlara göre çok daha az güvenilir, hem etik bin bir sorunu var, hem daha isabetsiz, hem de sorunlu... 

Robotlar ise en kötü ihtimalle bozulurlar, olur biter. Evet, masrafları vardır; ancak o masrafların karşılığını da kat kat fazlasıyla verirler. Sayısız analizi bir arada yapabilirler, nazlanmazlar, hastalanmazlar, yorulmazlar, korkmazlar, isabetlidirler, yedek devreleri vardır, an bean kontrol edilebilirler, insanî hatalara ve zaaflara sahip değillerdir, her an komutlara uyarlar, duygularına yenik düşmezler (çünkü duyguları yoktur), götürülmeden önce ve geri getirildikten sonra aylarca süren eğitimlere ihtiyaç duymazlar, hatta geri getirilmelerine bile gerek yoktur. Bunlar gibi binlerce neden sayılabilir!

Bir zamanlar bilimsel gelişmeler Türkiye'de de 1. sayfadan duyurulacak kadar önemsenirken... Yalansavar ekibinden sevgili Işıl Arıcan ve Cüneyt Özdaş tarafından Florida'da bulunan Kennedy Uzay İstasyonu'nda çekildi.
Bir zamanlar bilimsel gelişmeler Türkiye'de de 1. sayfadan duyurulacak kadar önemsenirken... Yalansavar ekibinden sevgili Işıl Arıcan ve Cüneyt Özdaş tarafından Florida'da bulunan Kennedy Uzay İstasyonu'nda çekildi.


O Zaman Neden Ay'a İnsan Gönderdik?



Ay'a gönderilen insanlar, muazzam bir yarışın ürünüydüler. Ay'a insan indirmek bilimsel bir başarıdan öte, bir "statü ilanı" olacaktı. ABD, bu konuda farkını tartışmasız olarak ortaya koydu. Karşısında hiçbir rakip kalmadığında, bu riskleri almasının da bir anlamı kalmadı ve insan gönderme işi bırakıldı, tamamen robotlara odaklanıldı.

Ay Kraterleri
Ay Kraterleri
Mehmet Ergün

ABD Nefreti, Bilimsel Gerçeklerle Karıştırılmamalı!



ABD'nin dış işleriyle ilgili uyguladığı saldırgan politikalardan ötürü, bu ülkeye yönelik derin bir nefret bulunmakta. Bu nefret, bilimsel ve sıradan gerçekleri görmelerine engel oluyor.

 

Halbuki bu konuda derin bir iki yüzlülük de söz konusu: Herhangi bir nedenle, örneğin 45 derece ateşle hastaneye ölmek üzere kaldırıldığınızda, sizi hayatta tutmak için verilecek ilaçların ezici çoğunluğu ABD'de üretilen ilaçlardır (hatrı sayılır bir oranı, ABD'li olmayan ama ABD'de çalışan kişilerce üretilir). Bunları sorgusuz sualsiz kabul eden insanlar, internet ve klavye başında astrofizikçi, uzay mühendisi, ışık/ses/görüntü mühendisi kesilip ABD'nin Ay'a inişini "çürütmektedir".

Halbuki Soğuk Savaş döneminde uzay konusunda yaşananlar, bilimsel açıdan kıran kırana ve nefes kesen bir yarıştan ibaretti ve kazanan ABD oldu. Bu kadar basit. Sovyetler Birliği bile hiçbir zaman "ABD hile yaptı." gibi çirkef bir yalana sarılmamışken, bu insanların iddialarına anlam vermek gerçekten çok güç. Bu Ay Görevleri'ne yönelik komplo teorilerinin ve iddiaların hatalarını tüm detaylarıyla burada işlemiştik.

Uzay Yarışını Kim Kazandı?



Bu uzay yarışının güzel tarafı, kim kazanırsa kazansın, insanlığın kazanacak olmasıydı. ABD'nin 1969 senesinde mühürlediği zafer, diğer ülkelerin uzay araştırmalarını bırakması anlamına gelmiyordu. Tam tersine, hepsine ilham oldu.

Avrupa Uzay Ajansı 30 Mayıs 1975 yılında kuruldu. Çin, Japonya, Hindistan ve hatta İran uzay yarışına girdi. Rusya, bu yarıştan çekilip köşesinde ağlamadı; kendi iç meselelerini çözdükten sonra tekrardan bu araştırmalara dahil oldu. Türkiye bile, 2019 yılında ilk uzay ajansını resmen kurdu.

 

ABD'nin zaferi, Uluslararası Uzay İstasyonu'nu, Mars görevlerini, Europa görevlerini ve nice uzay başarısının önünü açmıştır. Özellikle ABD'nin katkı ve çabalarıyla; ancak birçok ülkenin el birliği ile inşa edilen Uluslararası Uzay İstasyonu'nda 2019 itibariyle 51 Amerikalı, 39 Rus, 6 Japon, 3 Alman, 3 İtalyan, 2 Fransız, 2 Kanadalı, 1 Belçikalı, 1 Hollandalı ve 1 İngiliz'den oluşan toplamda 109 kişi ve 59 ekip görev almıştır.

Dediğimiz gibi, birkaç on yıl önce yarışı kaybeden Rusya işin peşini bırakmamıştır. Tam tersine, Uluslararası Uzay İstasyonu'na sayısız defa uzay aracı göndermiş, 1993 yılında ABD ile birlikte Uzay İstasyonu'nun en önemli parçaları olan Mir-2 ve Freedom'ı birlikte yerleştirmiş, uzay araştırmalarını sürdürmüştür. Bu bilimsel rekabet, tüm insanlığa yaramaktadır.

Sonuç



Sonuç olarak, ABD'nin bu uzay yarışında kazanmak için Hollywood hileleri yaptığını iddia etmek, insan genomu yarışını çözmek konusunda uluslararası bir konsey ile Craig Venter'ın başında olduğu Celera firması arasında rekabet var diye, uyduruk bir genom haritası çıkarıldığını veya genom haritasının aslında gerçek olmadığını iddia etmeye benzer. Bu tarz iddialar tamamen asılsızdır.

Bir ülkeyi sevmek zorunda değilsiniz, bizi ilgilendirmez. Ancak bilim, bir ülkeden çıktığı zaman geçici olarak o ülkenin gururu olsa da, kısa bir süre içerisinde tüm Dünya'nın bilimi ve gururu olur. ABD'nin müthiş zaferi, her birimizin övünç kaynağı olmalıdır. "Bize tanınan" sınırların ötesine aşmamızın, diğer gezegenlere gidebilmemizin kapılarını aralayan bu başarılar olmuştur.

Bu uğurda canını veren, ömrünü adayan, uzay projeleri sırasında hayatını kaybeden onlarca bilim insanını saygı ve özlemle anıyoruz.

KAYNAK EVRİM AGACI

Çağrı Mert Bakırcı

YORUMLAR

  • 0 Yorum