Abdurrahman Dilipak ...Nasreddin Hoca ve para

Nasreddin hocaya bir karı-koca gelmiş. Kavga etmişler ve hocadan hakem olmasını istemişler.

Abdurrahman Dilipak ...Nasreddin Hoca ve para
24 Aralık 2021 - 10:40 - Güncelleme: 24 Aralık 2021 - 21:16

Kavga sebebi, doğan çocuklarını nüfusa büyük mü yazdıralım, küçük mü yazdıralım hesabı. Baba büyük yazdıralım diyor, çabucak askere gitsin, gelsin evlendirelim düşüncesinde, anne, küçük yazdıralım, ezilmesin, aklı başına gelsin öyle gitsin askere. O zamana kadar da evde babasına yardım etsin, meslek öğrensin.

Nasreddin hoca sormuş:

- Çocuğu zamanında nüfusa kaydını yaptırmak hiç mi aklınıza gelmedi.

Demişler;

- O aklımıza hiç gelmedi hocam, Allah razı olsun..

Hocanın fıkralarında bilgi de vardır, hikmet de. Güzel sözle, nükteyle anlatır anlatmak istediğini. “Parayı verenin düdüğü çaldığını” o da bilir.

Nasreddin Hocanın iki oğlu vardır. Düşünün biri Dolara yatırsın parasını, biri TL’ye. MetaVerse’de böyle hikâyeler de olacak. Bunlardan birinin anası ağlayacak. Ama kimin anası ağlarsa ağlasın hocanın hanımı ağlayacak. 

Kumarhane işletmecisi örneğinde olduğu gibi suyu bulandıran hep kazanacak, milletse hep kaybedecek. Ta ki bu tezgâh bozulana kadar.

Hoca Nasreddin anlatıyor: Nasreddin Hoca’nın iki oğlu varmış. Oğullarından biri çömlekçilik yaparak geçimini sağlarmış. Hoca bir gün oğlunun yanına onu ziyarete gitmiş. Oğlu dertli bir şekilde:

– Baba çok heyecanlıyım çünkü bütün paramı bu çömleklere yatırdım. Hava güneşli olur da kururlarsa zengin olacağım. Yağmur yağarsa hepsi çatlayacak ve anam ağlayacak, demiş.

Hoca dertli bir şekilde diğer oğluna gitmiş. 

Oğlu o sırada tarlasında oturmuş düşünüyormuş:

– Ah baba hoş geldin. Bütün paramı bu tarlaya yatırdım. Eğer yağmur yağarsa zenginim ama kuraklık olursa her şeyimi kaybederim ve anam ağlar, demiş.

Nasreddin Hoca eve dönmüş. Sıkıntılı olduğunu gören karısı:

– Ne oldu Hoca canın sıkkın, demiş.

– Asıl dert senin, halini düşün. Çünkü yağmur yağsa da yağmasa da oğlanlardan birinin anası ağlayacak.

Sosyal medyada bir aforizma dolaşıyor: 

Geçen gün 1 milyar dolar satan biri bir gün sonra o para ile 1 milyar 340 milyon dolar aldı. Bir günde dolar bazında % 34 kâr etmiş oldu. Nasıl oldu bu iş. Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl” demeyin bana. Bu oyun ilk kez oynanmıyor ki! Hep sonunda geliyor, aynı çukura düşüyoruz.

Buyurun size post modern bir Nasreddin Hoca fıkrası: 

Geçen gün Nasreddin isimli bir Bulgar Türkü Edirne’ye gelmiş. Cebinde 1000 Euro. Bozdurmuş 17.000 lira vermişler. Gitmiş biraz alışveriş yapmış. Otelde gecelemiş, lokantada yemiş, 3000 lira harcamış cebinde kalan 14.000 lirasına Euro almış. Kendine 1000 Euro vermişler. Bizim Nasreddin’in aklına Hoca Nasreddin gelmiş, “Bu kedi ise ciğer nerede, bu ciğerse kedi nerde.” Bizim Nasreddin’in endişesi şu: “Kim kaybetti de ben buldum.”

Hani meşhur fıkradır; kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndertmiş. Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağa koymuş. O arada komşuya geçmiş. Ama sohbete dalmış ve ateşte yemek olduğunu unutmuş. Birden hatırlayıp telaşla eve dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş. Telaşla “şimdi hocaya ne diyeceğim” derken, hoca etrafında birkaç kişiyle çıka gelmiş. Hanım sofra hazır mı demiş. 

Kadıncağız ne desin, ‘‘Hoca efendi, ciğerleri kedi yedi’’ demiş.. 

Hoca, bakmış kedi yalanıp duruyor.. Aldığı gibi teraziye koymuş. Kedi 2 okka etmiyor. 

‘‘Hanım söyle bakalım’’ demiş, “Eğer bu kediyse, ciğer nerede? Yok, bu ciğerse, kedi nerede?’’

Grip’19’u konuşa konuşa grip uzmanı olduk diyeceğim ama, durum ortada. Kaç yıl oldu, hâlâ başladığımız noktadayız. 

İklimi mi konuşacağız, MetaVerse’yi mi, ya da Chip’i mi konuşacağız, sentetik eti mi? Bir de üstüne üstlük, buyurun Döviz, Kur, Enflasyon, FED, LIBOR, IMF, Dünya Bankası, Kripto Para, Bretton Woods.

Seçimlere 1,5 yıl kaldı. Bu tartışma böyle daha 10 gün sürer, sonra rota belli olur. Zaten Ocak, Şubat, Mart dünya ve bölge açısından kritik dönem. Kaldı 3 ay, ne zaman Anayasa konuşacağız, ne zaman Siyasi Partiler, seçim yasasını konuşacağız. Erken seçim filan olmasa da, zaten 1 yıl kala tartışmalar başlar. Bu arada 2 milletvekili daha bir şekilde hayatını kaybederse, 3 ay sonra memleket ara seçime gider. O zaman da seçim alelacele bir yıl sonrasına yapılır. Çünkü seçimlere bir yıl kala ara seçim yapılmaz. Bir de, bugün seçimlerle ilgili yapacağınız yasa değişikliği bir yıl sonra yürürlüğe giriyor. Yani seçime giden yolda yasa değişikliğini bir yıldan erken halletmeniz gerek.

Görünen o ki, 3 ay ekonomi konuşacağız, sonra 3 ay seçim yasasında, siyasi partiler yasasında, anayasada yapacağımız değişiklikleri konuşacağız, sonra da seçim tartışması. İyi mi!

Fıkralarla başladık ve ülkemizin sıcak gündemi ile noktalıyorum bugünkü yazımı. 

Selam ve dua ile. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum