Adrenalin tutkunu bir nesil

Rafting yaparak başladık, yamaç paraşütü ile sürdürdük. Bugün uçlarda yaşama hayali kuran son “on yılda ‘yaratılmış’ on milyonlarca genç var, her yaştan”(!), kadın-erkek, ya da ne cins olduğu bilinmeyen ne idüğü belirsiz bir nesil!?.

Adrenalin tutkunu bir nesil
22 Temmuz 2020 - 09:12
Anlayacağınız “az zamanda çok işler başardık”!? Survivor ile bu işin üzerine tüy diktik!

Heyecan kovalama hissiyatı risk ve tehlike endişesini bastırıyor, kendi için heyecan verici olan yanında başkasını endişelendirmek ve ondan daha cesur olduğunu kanıtlamak, cesaret gösterisi ve ondan üstün olma şuuraltı. Başkalarının yapamadığını yapmak ve bu konuda yarışmak. Genel olarak genç ve erkek işi, yeni nesil merak ve tecrübe, haz tutkunu, başka şeyleri de test ediyorlar. Alkol, uyuşturucu eğilimi, böcek yemek, tehlikeyi umursamama, ani hareket, fevri tepki, serseri/kendi kendine bir mizaç, tehlikeyle başa çıkma bir yaşam tarzı, gezgin, sabitesi yok, ekstrem sporlar, uçlarda yaşama, seküler, din ve gelenekten uzak, kural tanımama, anarşist bir eğilim, sistematik bir ideolojiden ve hiyerarşiden sıkılma, neşeli görünme, yenilikçi, T tipi kişilikte sex ve kumar eğilimi yüksek.

En basitinden Lunaparklardaki jumping dedikleri yukarıdan atlama, korku tüneli, macera parklar, ray üzerinden dalgalı hareket, sanal gerçeklikle hava ve deniz macerası, hepsi bu havuza akan kanallar.

İnsan ve hayvanda bu davranış biçimi iki çeşit protein üzerinden insan davranışını yönlendiriyor. İnsanlarda ve hayvanlarda belli bir seviyede bu proteinler var. Bu az ya da çok da olabiliyor. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla bu protein var. Ancak aşırı olarak bu proteini yüklenir ve psikolojik faktörlere dayalı olarak insan vücudunda bu proteinleri harekete geçirirseniz, ya da damardan/ağızdan alınan kimyasal veya organik solisyonlarla da bu durumu kışkırtabilirsiniz. 

Daha doğrusu Zero kanalına Strex protein zinciri aktığında vücud adrenalin salgılamaya başlar. O zaman bu adrenalin insan psikolojisini yönlendirmeye başlar. Artık bu kişileri macera filmleri, bilgisayar oyunlarındaki şiddet tutkusu, içinde merak, şiddet ve heyecan olan her şey ilgilerini çekmeye başlar. Bu süreklilik halinde bağımlılık yapar ve psikolojik bir hastalığa dönüşür. Bu kişiler politika, iş dünyası, istihbarat dünyasında zaman zaman başarılı olabilirler, ama her şeyi bir anda bozabilirler ve sorun yumağına dönüşebilirler de. Çünki pek sabiteleri yoktur. Bunlarla başetmek kolay da olmayabilir. Fayda kadar zarar da verebilirler. Mesela Bill Gates, ya da Elon Musk, Trump ya da bizdeki politikacıların bazıları birer adrenalin tutkunu karakterlere örnek gösterilebilir.

Şu “Performans” dediğiniz şey bu konuyla ilgilidir. “Başarı” odaklı davranışların, pragmatizmin sınırlarını aşıp, oportünizme dayanması ile ortaya çıkan Makyavelist karakter, siyasi ve askeri alanda kaçınılmaz olarak bir adrenalin tutkusuna yol açacaktır.

Heyecan duymak, ya da heyecanlı işlere merak salmak, haddi aşmadıkça anlaşılır bir durum. Ancak bu aşırıya kaçınca, alışkanlıktan “tutku’ya, bağımlılığa dönüşür. Her bağımlılık tehlikelidir.

Dünyayı değiştirenler risk alanlardır. Kaşifler de öyle. Kızılderilileri yok eden, zencileri köleleştiren, ABD’nin beyazları, batı medeniyetini kuranlar hep adrenalin bağımlısı kişilerdi. Haçlılar da öyle. Tehlike ve heyecan onlar için bir hayat tarzı idi. Mitolojideki tanrılar, Promete, hemen hepsi adrenalin tutkunu karakterlerdir. Kaşifler, devrimciler, bazı siyasi ve askeri liderler, istihbarat görevlileri onlar da bunlar arasından çıkar. Orman Parklarda artık biz de “Macera parkları” kuruyoruz. Okulların gençlik kampları, sportif karşılaşmalarda aslında giderek artan bir macera sözkonusu. Filmi, okulu, sporu, oyunu, eğlencesi ile “maceraperest” bir nesil yetiştiriyoruz. Bir “uyuşturucu” türü olan adrenalin bağımlılığı artık uç noktaya geldi. Survivor bunun “misyoner mektebi” oldu adeta, hemen her kesime bu hastalık bir şekilde bulaştırıldı.

Adrenalin bağımlılığının yorgunluğunu bu “T tipi” kişiler, meditasyon, yoga, sauna ve masajlarda, esrarla atıyorlar. Maceraya soyunurken, enerji içecekleri ve hafif esrar ve afrodizyak alıyorlar.

Gladyatörler, Süper NATO’nun Gladyatörleri, bütün darbeciler, Mafya babaları, Derin devlet adamları, Pankreas güreşi tutkuları, Horoz dövüşçüleri ya da Rus ruleti oynayanlar, Boğa güreşinden keyf alanlar hepsi bu gruptaki insanlardır. Survivor tiplemesi, post modern bağımlılık tipidir.

Olimpiyatlarda, o en hızlı, en yüksek, geldim, gördüm anlayışının farklı bir versiyonudur bu. Ve giderek kendi kıyafetini, cinsiyetini, müziğini, kıyafetini, yaşam tarzını, üreten bir sektöre döndü. İlginç bir şekilde bu oyunda kadın-erkek birlikte yarışıyor. Hepsi vücud yapmaya, değişen zor şartlara karşı direnç kazanmaya çalışan bir kişilik sergiliyorlar. Ve doğal (!) bir ortamda tarzan gibi yaşıyorlar. Bunun başka versiyonunda canlı böcek yiyenler, vahşi hayvanlarla oynayanlar da var. “Kural dışı”lık bir meziyet. Hadi olimpiyatlardan esinlenmelerini anladık da bu gelinen süreçte DSÖ selam çakmalarını anlayamadık. Çünkü bunlar üzerinden 5G’ciler, Chip’çiler, Starlinkçiler, Neurolinkçiler sanki birilerine bir mesaj vermeye çalışıyorlar.

Evet biliyoruz artık enerji içeceğine gerek yok, biorezonans ile de T tipi bu “birey”ler, Elon Musk abilerinin desteğinde Strex kanallarını açıp, daha yüksek hazza ulaşabiliyorlar. Yüksek haz ve aynı zamanda aynı kanallardan beslenen sex bağımlısı insanların unisex kişiliklerinin modellenmesi ile cinsiyetsizleştirme operasyonu hakkında bizim “yöneticilerimiz” ne düşünüyorlar aceba!

Şüphesiz heyecan da fıtri ve güzel bir duygudur, merak da ama her şeyin aşırısı tehlikelidir. Hüzün ve çile de anlamlı ve değerlidir. Dünya bir “oyun ve eğlence yeri” olmadığı için “mütrefinler”, yani zevk ve refah peşinde koşanlar kınanırlar. Macera yaşayabilir insan, ama maceraperest olmak risklidir.

Sağlık Bakanlığı, Gençlik, Aile, Kültür Milli Eğitim, Gıda Tarım ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri hedonist bir nesil üzerinden geleceğin mütrefin toplumu inşa etmek üzere yola çıkan ve artık bir bağımlılık düzeyine gelecek toplumun geleceği için tehdit noktasına gelen bu “salgın” karşısında bir şey yapmayı düşünüyorlar mı aceba! Selâm ve dua ile. 

Abdurrahman Dilipak-AKİT

YORUMLAR

  • 0 Yorum