Aile Yılı başladı Yetiş Zahide

TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplanıyor.

Aile Yılı başladı Yetiş Zahide
14 Şubat 2025 - 10:43

Komisyonda, gündüz kuşağında yayınlanan “Yeniden Başlasak” programının sunucusu Zahide Yetiş, Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi (TİAK) ve Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) temsilcileri sunum yapıyor.

Komisyon Başkanı Cevizoğlu, Yeni Yol Grubu Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, komisyonla ilgili, “Bu sene aile yılı, komisyonda Zahide Yetiş’ten ne öğreneceğiz?” dediğini aktarıyor.

Komisyonda mikrofon gizemli sesiyle Zahide Yetiş için açılınca, şöyle diyor: Tam da bu sebeple konuşmak üzere gelmişken anlıyorum ki buna, burada bazı vekillerden mi başlamak gerekiyor acaba? Ben herkesten bir şey öğrenmek üzere yetiştirildim. Kadına şiddetin nereden başladığını görüyoruz. Burada herkesin annesi var. Hayatımızda bazı erkekleri seçiyor, bazılarını seçemiyoruz. En çok kadınlar, baba, evlat, kocalarından şiddet görüyor. Buna, kadına yönelik şiddet desek de bazen kadınlar da bunu yapıyor.

Cevizoğlu, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın kaynaklarında medyanın rolüne değinildiğini, şiddetin artmasında medyanın rolünün tartışıldığını belirtiyor, “Suçluların da hükümlülerin de patolojik ve sosyolojik durumunu araştırmak bu komisyonun görevi. Bizim amacımız, Genel Kurul’a laf yetiştirmek değil, ama bütün arkadaşları davet ettik. Soru sormak isteyenlere gelip sorunuzu sorun dedik. Programlara eleştiri yapılabilir, ancak bunların hepsinin konuşulması gerekiyor. Biz burada toplumsal bir sorunun kaynaklarına inmeye çalışıyoruz. Çalışmadan, tembelce açıklama yapmak yanlış bir tavır. Konformist koltuklarınızdan kalkıp gelip burada soru sormanız gerekiyor. Genel Kurul’da oturup ahkam kesmek tembel bir iş” diyor.

Yetiş’in sözlerine tepki gösteren DEM Partili milletvekilleri Özgül Saki, Sevilay Çelenk ve Adalet Kaya, “Komisyona kimi çağıracağınızı iyi seçin. ‘Kadınlar da şiddet uyguluyor’ denmesi çok büyük problem. Bir milletvekilinin sizi eleştirmesine de hemen tepki göstermeyin. Biz buraya ön yargısız bir şekilde sizi dinlemeye geldik ama çok cinsiyetçisiniz” diyor, sonra da salonu terk ediyor.

Yetiş, vekilin neden gittiğini anlamadığını söylüyor.

Yeni Yol Grubu Milletvekili Elif Esen de “Ben aslında çok objektif bir şekilde sizi katılıp dinlemek istedim, komisyon üyesi de değilim ama benzer görüşlerim daha da pekişti” diyerek komisyondan ayrılıyor.

CHP’li komisyon üyesi milletvekilleri zaten komisyona hiç katılmıyor.

Şu ülkede aileyi, kadını, şiddeti, ayrımcılığı konuşacağınız o kadar çok bilim insanı var ki...

Siz bula bula üstelik RTÜK’ten bile ceza yemiş Zahide Yetiş’i mi buldunuz?

Zahide Hanım, bu kadına şiddet değil.

Bu tamamen yıllardır üzerine basa basa yaptığımız ‘liyakat tartışmasının’ ta kendisi.

Siz 30 yıllık bir profesyonel olduğunuzu söylüyorsunuz.

Yahu siz 30 yıllık profesyonel olarak daha yayında neyi
yapıp yapmayacağınızı bilmiyorsunuz.

Siz değil misiniz?

Geçtiğimiz günlerde Adana’da otobüste eşi tarafından bıçaklanan Mehmet’i yayına çıkaran...

Siz değil misiniz, Mehmet’e karısına ait olduğu iddia edilen cinsel içerikli görüntüleri göstererek teşhis etmesini isteyen?

Siz değil misiniz adamın yüzüne bakarak, “Bu kadın Sabriye mi, bakman zor biliyorum ama biz emin olamadık” diyerek adama zorla görüntüleri izlettiren?

(5 aylık hamile olan 26 yaşındaki kadına ait olduğu iddia edilen görüntülerin Sabriye olmadığı iddiası da var ama bu konu dışı olduğu için geçiyorum...)

Allah aşkına Zahide Hanım!

Herkesten bir şey öğrenmek üzere yetiştirilen Zahide Hanım!

Bunu kimden öğrendiniz?

Hadi öğrendiniz diyelim, biz sizden bunu öğrenmek zorunda mıyız?

Zahide Hanım, bu ülkede bilim insanları var...

Size düşen, gelen teklifi kibarca reddedip, “daha yetkin insanlarla konuşun” diyebilmekti.

Herkesten bir şey öğrenmek üzere yetiştirilen Zahide Hanım, bunu da benden öğrenmiş olun.

Komisyonun sosyolog başkanının sözlerine gelince.

Kendisini tartışmayı uzun zaman önce bıraktık, çok şükür.

Bu gidişle aile yılı da emekli yılına benzeyecek korkarım.

AİLE YILI AMA BOŞANIYORUZ

Sürekli yoksulluk diyorum. Bunun bir sebebi var. Hayat herkesi öyle bir aynı yerden sıkıştırıyor ki... Yurttaş borçla yaşamaya çalışıyor. Sonrasında o borcu ödeyemiyor, icra gelmeye başlıyor. Aileler dağılıyor. Herkese “Evlenin, 3 çocuk yapın” demek kadar kolay yürümüyor işler. İcra takibindeki borçlar 187 milyar lirayı bulmuş. Evlenenlerin sayısında düşüş var, boşanmalar katlanmış, sadece geçen yıl 210 bin çift boşanmış. Aile yılında ailelerin çöküşünün durdurulması ekonomik krizin aşılmasıyla doğru orantılı. Evlenmek için verilen kredilerden bahsetmiyorum. Tümden bir iyileşme gerekiyor. Bunun emareleri var mı, hayır yok! Ama önemli değil, her devlet başkanına TOGG hediye edebilen bir ülkeyiz biz, gerisi lafügüzaf.

Nisan yağmuru altında yürümeye bayılırım Bir de yağmur sonrası çıkan güneşe

Bugün ‘Apolitik’ soruları Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu yanıtladı.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Spor salonunda direnç antrenmanı sonrası kahvaltıda gazeteleri okurum.

- En son hangi kitabı okudunuz?

“Tamamlanmamış Devlet” -Ali Mezghani

- En son hangi filmi izlediniz?

“Hüzün Üçgeni/Triangle of Sadness”.

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Ormanda esen rüzgârın yaprak hışırtılarıyla karışan sesi, bana hep doğanın diyaloğu gibi gelir.

- En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Bob Dylan “Knockin’ On Heavens Door”, Pink Floyd “Wish You Were Here”, Sezen Aksu “Git”.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

“Sensiz Olmaz” -Bülent Ortaçgil.

- Aşka inanır mısınız?

Doğrusu aşka “inanmak” değil de “yaşamak” gerekir, ben yaşadım ve 3 çocukla taçlandırdım.

- Kırmızı çizginiz nedir?

Ailem. Kırmızı çizgiyle çember içine aldığım ailem.

- En sevdiğiniz yemek?

Patlıcan musakkaya bayılırım, bir de her türlü balık.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Galiba yok. Hep değişik tatlara ve yeni deneyimlere açık, hazır biri olduğumdan...

Sizi ne heyecanlandırır?

Herhangi bir çocuğun gülümsemeyle süslü mutluluğu ve bir de yeni yerlere çıkılan yolculuklar.

- Yağmur mu, güneş mi?

Nisan yağmuru altında yürümeye bayılırım bir de yağmur sonrası çıkan güneşe.

- Güz mü, ilkbahar mı?

Güzün (1 Eylül) doğduğum halde, ilkbaharın doğurduğu tazelenmenin umut vericiliği bambaşkadır bende.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Kıskançlık/hasetlik, yalancılık ve yapmacıklık, kibir.

- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Anneme “Onu ne kadar çok sevdiğimi” -tekraren-söyleyerek; kırdığım, üzdüğüm anlar olduysa onlar için özür dilemek.

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Çocuklarımla Doğu Karadeniz’de bir yayla tatili yapmak. (Ki yapmışlığımız var).

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Lütfen narsistlik olarak anlaşılmasın, sadece kendimle barışık olduğum -ve deneyimlenmiş bir yaşantı olduğundan- yine kendim olmak isterdim.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Tek hayıflandığım şey budur, keşke bir enstrüman çalabilseydim, ne yazık ki hayır.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Hiç kimseye yük olmadan ayakta ölecek kadar; 105 yaşına kadar ayakta kalabilmeyi diliyorum:))


İpek Özbey
korkusuz.com


YORUMLAR

  • 0 Yorum