Alaattin Çakıcı'dan Cumhurbaşkanı'na mesaj: İşte o raporlar

Kırıkkale Keskin T tipi kapalı cezaevinde kalan ve rahatsızlığı nedeni ile Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde tedavi gören Alaattin Çakıcı Kamuoyuna çok önemli açıklamaları basın danışmanı Gazeteci Ferhat Aydoğan aracılığı ile yaptı.

Alaattin Çakıcı'dan Cumhurbaşkanı'na mesaj: İşte o raporlar
26 Temmuz 2018 - 20:06 - Güncelleme: 26 Temmuz 2018 - 20:25
Kamuoyuna saygılarımla arz ederim,

Sayın Cumhurbaşkanım;

Bir evvelki yazımda bazı şeyleri dile getirmiştim, ülkemizde sosyal devlet, hukukun üstünlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, devletin direğinin “ adalet kavramı olduğunu sürekli dile getirdiniz. Ve ben bazı yazılarımda “adalet çökerse devlet yıkılır” sözünü defalarca söyledim. Dünyanın her yerinde adaletin olmadığı yapılanmalarda ya ihtilal olmuştur ya da işgal edilmiştir. Bu söylemleri zaman zaman ülkemiz ve dünyada söz ile dile getirmiştiniz. 15 Temmuz gibi bir kasırga devletin her kurumunda deprem yaratan bir 15 Temmuzu yaşadığımızı her fırsatta dile getirdiniz. Getirirken de yukarıda bahsettiğim insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasiye hep vurgu yaptınız. 

 

Ülkelerin vatandaşları olur kulları olmaz. Kulluk sadece Allah'adır. Fazla uzatmama gerek yok, bana ne bitmeyen kininiz var! Bu can bedende olduğu sürece teslimiyetim Allah'a, sadakatim devletimedir. Nefsi kabaran dünyada kim olursa olsun, Allah dışında kimseye secde etmem. Kişinin makamına saygı duyarım. Öyle bir adamım ki öpülecek eli hak etmişse öperim, tükürülecek ele de tükürürüm.

 

İnsanı düşündürüyor. Dünyayı yöneten AB ve ABD'nin ülkemizi paramparça etmek istediğini ne çabuk unuttun. Afrin ve Fırat Kalkanı Operasyonunda, IŞİD,PYD VE PKK'yı silahlandırıp, ülkemizi ve coğrafyamızı kan gölüne çeviren, ABD ve Siyonist üst aklın bu son haçlı seferini unuttun mu yoksa ? 

 

Sizden hiçbir zaman için “AF” talebim olmadı. İktidara geldiğinizden itibaren her cezaevi ve hastanede bana zulüm uyguladınız.  Ama her cezaevini ve hastaneyi ters çevirdim. Benimle derdiniz ne ? Hastane ve hapishanelerde ya kiralık katil kullanarak ya da bazı doktorları kullanarak beni öldürtmek istediniz ! Bunu mahkemelerde de dile getirdim.

16 hastalığım var. Daha evvel dile getirmiştim. 2 gün önce “peşpeşe 3 tane kalp krizi” geçirdim. Geçirdiğim tüm kalp krizleri cezaevi ve hastanede toplam 10 tane ! Sevenlerimi ve ailemi üzmemek için hep gizledim. 7 yıldır “kolon kanseri”yim. Sizin emriniz ile hiçbir cezaevi ve hastanede bana söylemediler !

Böbreklerimi kaybettim. Boyun ve bel fıtığım, prostatım, hipertansiyonum, en yüksek düzeyde KOAH hastasıyım. Şeker hastalığı, böbreküstü bezlerimde adenom, troidlerimde nodül var. Kalp krizlerim sonrası tutulan 24.07.2018 tarihli raporda da belirtildiği üzere gece saat 02.28'de ağzımdan burnumdan kanlar geldi. Bunların hepsi tutanak altında. Mesai başladıktan sonra sabah her an ölüm riskini taşıyan süresiz kurul raporum 24.07.2018 tarihli barkod nosu üzerinde olan rapor vardır.

Yine söylüyorum. Sayın Kralım. Ama senin kulun değilim. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım. Asla hastalıklarımdan dolayı tahliye talebim yok. Yoksa bu raporumdan dolayı anında beni tahliye ederler. Ama sizin bilginiz var mı yok mu bilmiyorum. Bu raporda İl Sağlık Müdürünün de imzası var. Başsavcıyı iyi araştırdın mı ? Gizli Fetöcü diyorlar. Ordu İli'nde ülkücüyüm görünümü veriyor, burada da AKP'li havası yaratıyor. Bunun da senin temizleyemediğin gizli Fetöcülerden olduğunu düşündün mü ? Belki vali beyin haberi var belki yok bilemem. Ama il müdürü, valinin ve başsavcının emriyle hastalığımla ilgili tüm doktorları tehdit etmektedir. 

15 Temmuz'un mimarlarından biri olan CIA ajanı, İzmir'deki rahibi hiçbir hastalığı olmadan tahliye ettiriyorsun. Senin emrin ile mi ? Yoksa gizli Fetöcülerin emri ile mi ? 

Daha evvel de söyledim. Allah'tan gelen bu hastalıklarıma şükrediyorum. Allah'ın ölüm meleğinin dışında bu canı kimse alamaz. İnsanın kolu kırılır, bacağı kırılır, gözü kör olur, sakat kalır ama can almak Allah'a mahsustur. Kul sadece vesiledir. Daha evvel de söyledim bizim memleketimizin insanına doğu Karadeniz ve Karadeniz'de yiğidine herif denir. Şimdi düşünüyorum yoksa büyüklerimiz herif kelimesini yanlış mı anlatmış. Bu şehirde ve Türkiye'de otorite sen misin, AKP il başkanı mı ? Devlete değil de şahıslara hizmet eden Cumhuriyet Başsavcısı mı ?

Eğer hastanelere, doktorlara Cumhuriyet Savcıları tehdit ve baskı uygulayacaksa Sağlık Bakanlığı'nı lağvedin. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı bir genel müdürlük haline getirin. Tıp fakültelerinde okuyan doktor olanların diplomaları Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca verilsin. O zaman böyle bir yasa varsa vatandaş olarak hiçbirimizin söz söylemeye hakkı olmaz.

Sayın Kralım. Dalga geçti olarak algılamayın. Devlet Başkanlığı; temel hak ve insan özgürlüğü, yaşam, beslenme ve korunma hakkı, adalet, sosyal güvenceden mahrumsa başkanlığın karşılığı krallıktır. Ama ben kul değilim. Yukarıda bahsettiğim gibi Rabbim'in kuluyum, devletimin vatandaşıyım. Sözlerim sizi rahatsız etse de bu sözlerim yaşadıklarımın karşılığıdır. Adaletsizliğin karşısında gözlerini kapatan, kulaklarına ağırlık koyan, susan, insan şeklindeki dilsiz şeytandır. 

Bu söylediklerimden belki hiç haberiniz yok ama bu ülkede sizin adınızla hareket eden binlerce sahte Erdoğancıyı kontrol edemezseniz, Fetöcü 15 Temmuzcuları da unutursunuz. İnanın 15 Temmuz'dan da ileri gidecektim bu konuşmalarımda. Cumhur İttifakında sizinle yol arkadaşlığı yapan sayın Devlet Bahçeli'ye ölene kadar söz verdiğim için daha fazlasını söylemiyorum devletin bekası söz konusu olduğu için yazımı burada noktalıyorum. Arife tarif gerekmez. Eğer Arif isen bazı şeyleri benim söylememe gerek yok. Bu yazıma bir gün evvel alınan süresiz doktorlar kanaat raporumu ekliyorum. Yanında da gece geçirmiş olduğum kalp krizi raporumu ekliyorum. Şahsınıza ve yol arkadaşınız sayın Bahçeli'ye, Aziz Türk Milleti'ne saygılarımla arz ederim.

 

 25.07.2018 

ALAATTİN ÇAKICI








YORUMLAR

  • 0 Yorum