Aldatmaya 'Vazopressin' ve 'Oksitosin' Hormonları Karar Veriyor

Yapılan araştırmalar, her iki cinsiyette de bulunan vazopressin ve oksitosin hormonlarının ‘aldatma’ üzerinde etkisi olduğunu gösterdi. Psikiyatrist Onur Okan Demirci, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Aldatmaya 'Vazopressin' ve 'Oksitosin' Hormonları Karar Veriyor
07 Ağustos 2019 - 09:46 - Güncelleme: 07 Ağustos 2019 - 18:29
Aldatmanın altında psikolojik ve biyolojik nedenler yatar. Aldatmak, insanın doğasında olan bir durum değildir. Aldatmanın zaten kendisine has bir doğası bulunmaktadır. Bu doğanın içinde ise kişinin geçmişinde yaşadığı bağlanma sorunları yer almaktadır. Aslında aldatma fikri tam da bağlanmanın gerçekleşeceği an ortaya çıkmaktadır.



Sadakat hormonuna dikkat!

Aldatma üzerine birçok araştırma yapılıyor. Bu araştırmalardan nörobiyolojik olanlar son yıllarda dikkat çekiyor. Her iki cinsiyette de yer alan vazopressin ve oksitosin hormonları bulunuyor. Bu hormonlara bağlılık, sadakat hormonları gibi isimler de verilmektedir. Bu hormonların seviyeleri normal ve üzeri olan kişilerin yapılan araştırmalarda tek eşli olarak yaşadıkları görülmüş, seviyeleri düşük olan kişilerin ise aldatma eğilimlerinde artış olduğu gösterilmiştir.

Tek eşli erkekler romantik uyarılara daha fazla tepki veriyor

Tek eşli olan ve çok eşli olan erkeklerde seksüel uyaranlara karşı beyinde (özellikle oksipital bölgede) aynı derecede uyarılma gerçekleşirken, romantik uyaranlara karşı tepkilerde farklılık görülmüştür. Tek eşli erkeklerin beyinlerinin romantik uyaranlara daha fazla tepki verdiği gösterilmiştir. Bu araştırmalar ışığında birlikte olacağınız insana beyin görüntüleme ve hormon tahlilleri yaparak ilişkinizin geleceği hakkında fikir edinebilirsiniz. Fakat bu tamamen doğru bir tahmin olacak mıdır? Elbette olmayacaktır. Aksi halde ilişki falı gibi bir hal alabilir bu tahliller.



Çocukluk dönemi süreci etkiliyor

İlişkilerde aldatmanın doğasını sadece hormonlar ve beyin belirlemez. İlişkinin öncesi, başlangıcı, gidişatı hepsi bu sürecin birer parçasıdır. Kişinin çocukluk yaşamından bu yana edindiği tecrübeler, karşılaştığı yaşam olayları gelecekteki tüm ilişkilerini psikolojik anlamda etkileyecektir. Geçmişinde kendi ailesinde aldatma durumlarına şahit olan bir çocuğun, büyüdüğünde kendi ilişkilerinde sağlıklı ilerleyebilmesi o kadar da kolay olmayacaktır. Daha önce aldatılma travması yaşamış bir kişinin sonraki ilişkilerinde şüpheci bir tavır alması oldukça olasıdır. Aldatma insan doğası mıdır? Yoksa aldatılma korkusu mu bizi bu doğaya iter? Varoluşumuz bizleri yalnız kalmamak adına ilişkiler yaşamaya, bağlanabilme doğasına sürüklemektedir.

Bağlanma korkusu aldatmayı tetikliyor

Terkedilmek, bağlanma korkusunu getirir; bağlanma korkusu kaybetme korkusunu doğurur; kaybetme korkusu ile karşılaşmak istemeyen kişi bağlanmayı reddeder ve sonuç olarak bağlanma gerçekleşmeden önce o ilişkiden kendisini ruhsal olarak koparmaya çalışır. Böylece aldatma eylemi gerçekleşir. Bu açıdan baktığımız zaman aldatma eylemi o an için geçerli bir eylem değildir.

Psikiyatrist Onur Okan Demirci

YORUMLAR

  • 0 Yorum