Allah tırlatmasın.. Sıfırlatmasın..

Reyiz, 3. cumayı da en ön safta kıldı. (Arkasında namaza durmayan 4 koruma.) Yanında da Erbaş.

Allah tırlatmasın.. Sıfırlatmasın..
09 Ağustos 2020 - 10:17
Kılıcı ve minberi Ayasofya’nın yeni başimamı Mehmet Boynukalın devraldı.

Hutbeyi de o okudu.

Ama kaleme alan/aldıran yine Diyanet Başkanı Erbaş’tı.

Bu hutbe yine ülkemizin 90 bin dolayındaki camisinde aynı anda okundu.

Bu kez lanet ve gıybet yoktu.

Ne yazık ki İslamın bin dört yüz yıllık hutbe adabına pek uygun değildi.

*

Tereciye tere satacak halimiz yok.

Reyiz imam hatipli.

Gözü gibi sakındığı Diyanet Başkanı da ilahiyat profesörü.

Adap, erkânı mülkiyede öğrenmedik.

Nuruosmaniye Camii Kuran kursunda, hafız Hasan Akkuş da bu konulara girmezdi.

Sultanahmet’in 33 yıllık efsane imamı Emrullah Hoca ise sadece hutbenin insanların yüreğinde Allah korkusu yerine Allah sevgisi uyandırmasıyla ilgiliydi.

*

Evet, son hutbe Hz. Muhammed’in öngördüğü ölçülere pek uymuyordu.

Elimizdeki en sağlam kılavuz Erbaş’ın yönettiği Türkiye Diyanet Vakfı yayını İslam Ansiklopedisi’dir.

(44 cilt ve düzenli olarak ek ciltleri de yayımlanmakta.)

Hutbe özü ile şöyle analtılıyor:

1- “Hutbeler maddi ve manevi hayatın ihtiyaçlarıyla yakından ilgili” olmalıdır.

2- “Bireysel ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik” bir içerikte olmalıdır.

*

Bu iki ölçüt, Hz. Muhammed’in hutbelerine dayandırılıyor.

Buna göre, hutbenin dünyevi gerçeklerden kopuk olmaması, ülkenin ve halkın (cemaatin) sorunlarına ve gereksinmelerine ışık tutması gerekiyor.

Oysa, son hutbede “Covid 19 salgınında mesafe, maske ve temizliğe çok dikkat edilmelidir!” dışında, “yaşadığımız hayatın gerçekleri” ve “bireysel- toplumsal sorunlar” konusunda en küçük bir nokta yok.

Ne her geçen gün katlanan pahalılık ve işsizlikten ne de dövizdeki yangından söz ediliyor.

Bunun nedeni dileyelim cemaatin arasında Reyiz’in bulunması ve medyadaki “otosansür”ün Diyanet’e de sirayet etmesi değildir.

*

Reyiz birkaç yıl önce “Twitter en büyük başbelasıdır” demişti.

Danışmanları 7/24 bir çaba ile dileyelim milletin başına bela olmak için izleyici sayısını 16.4 milyona çıkarmadı.

Şimdi de Saray tam kadro “#BeratAlbayrakınYanındayız” seferberliği başlattı.

Neden TL’nin demeyelim.

Ama neden “HazineMaliyeBakanı’nınyanındayız ” değil de Berat Albayrak’ın yanında?

Bakanlık fani, “damatlık” baki de ondan mı?

Sağlık Bakanı Koca dahil, koca koca bakanlar geçmişler mavi kuş Twitter’ın başına koro halinde “AlbayrakınYanındayız” diye ötüp duruyorlar. (“kuş beyin” falan iması yok valla; “tweet” malum ingilizce de “cıvıldamak” demek.)

*

Dileyelim İslam Ansiklopedisi’nin DAMAD’a çok geniş yer ayırması hayırlara vesile olsun:

“Padişah soyundan kız alanlar için kullanılan bir sıfattır. Farsçadır. ‘Ana babaya göre kızlarının kocası’ anlamındadır. Tarihi açısından değeri ‘hanedandan kız alınması’dır. Damadın ağırlık ve hediyeleri sağlayabilmesi için gerekirse hazineden para yardımı yapılır, çeyizler de hazineden karşılanır. (..)

Damada ayrıca, İstanbul’un çeşitli yerlerinde arazi ve köşkler verilir, rütbesi de yükseltilerek vezirlik, müşirlik (mareşal) gibi görevlere getirilirlerdi.”

Çok şükür cumhuriyet ve demokrasi var. Artık Damad’a Hazine’den para yerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kendisi veriliyor..

*

Şanslıyız. Bakanlığı kabul etti ama kayınpederinin bağışlayacağı arazide, köşkte gözü yok.

Kendi göbeğini kendi kesebiliyor.

Kanalİstanbul’un çevresinde tarlalar satın alıyor. Birkaç yıl sonra da bu tarlalar proje uygulama ve imar planlarıyla “konut + ticaret alanı” oluyor.

Aynı beceriyi günlerdir hoplamaya zıplamaya doymayan döviz ile altını zapturapt altına almakta da gösterse keşke.

*

Tarihe geçmek için Damad’ın önünde ikisi vasat, biri de berbat üç adet damat numunesi var:

Kanuni’nin Rüstem Paşası, 2. Selim’i Sokollu Mehmet Paşası ve Abdülmecid’in “Damat Ferit”i..

Sonuncusu evlerden ırak; en berbat damatlar bile yanında melaike kalır.

Kurtuluş Savaşı ordularına karşı “Hilafet Ordusu” kurdu. Mustafa Kemal için idam fermanı çıkardı. Eniştesi Vahdettin ile yurtdışına kaçıp Nice’de (1923) ölmüştür.

Mezarını Türkiye’ye getirmeye kalkacak birisi çıkmaz diyelim.

*

Damadını çocuklarından daha çok sevdiğini yazanlar var. Biri de bendeniz..

Reyiz, çocuklarını hepsini Amerika’larda okutup, vakıflar, dernekler kurdurup, gemilere ve şirketlere mükerreren sahip kılmış şefkatli bir babadır.

Ama nedense gül gibi dört öz evladı dururken, devletin hazinesini - maliyesini sonuçta elin oğlu olan Damad’a teslim etti.

Acaba kimilerinde babalık damarı, kayınpederlik damarı kadar sağlam değil mi?

Yine de ilk fırsatta Ayasofya’ya gidip iki rekât namaz kılarak dua edelim..

Zalim kaderin Bilal’e sordurduğu o hain “sıfırladın mı oğlum” kumpas sorusunu Reyiz, devletin hazine ve maliyesi için de Damad’a sormasın!

Ahmet Tan-Cumhuriyet

YORUMLAR

  • 0 Yorum