Altı cihat, ortası siyasal İslam, üstü mafya

Geçen yaz Haziran ayının son günü Yunan Sahil Muhafaza Güçleri, ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nin işbirliğiyle Attika açıklarında bir gemide piyasa değeri 500 milyon dolardan fazla olan 22 milyon Captagon tableti ele geçirdi..

Altı cihat, ortası siyasal İslam, üstü mafya
19 Ocak 2020 - 22:23 - Güncelleme: 20 Ocak 2020 - 11:36
Geçen yaz Haziran ayının son günü Yunan Sahil Muhafaza Güçleri,  ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’nin işbirliğiyle Attika açıklarında bir gemide piyasa değeri 500 milyon dolardan fazla olan 22 milyon Captagon tableti ele geçirdi. Gemideki belgelerde ürünün menşei Letonya ve varış yeri Çin olarak gösteriliyordu ama tabii ki asıl hedef Suriye ve sonrasında tüm Ortadoğu’ydu ve işin içinde Karadeniz mafyası ve Lübnan Hizbullahı işbirliği olduğu sanılmaktaydı.

İDLİB CAPTAGON İSLAMCILIĞI

Suriye’de 2011’de başlayan ve kimilerinin büyük bir hevesle körükledikleri iç savaş sonucu bu ülkenin bir uyuşturucu transit merkezi haline geldiği ve hatta son 3 yıldır İdlib’de de Captagon üretiminin başladığı iddia ediliyor. Yunanistan’da yakalanan Captagon sevkiyatı “ticaretin” küçük bir bölümüydü, bu olaydan birkaç gün sonra Lübnan’da da operasyonlar başlamıştı. Nisan ayında ise ucu Suudi hanedanına kadar uzanan dev bir şebeke ortaya çıkarılmıştı.

Captagon uyarıcı, korkuyu giderici ve geçici olarak güç verdiği düşünülen ve Arap şekeri olarak adlandırılan bir amfetamin türevidir. Geçen yıl Şark El Evsat gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre önceleri yerel olarak Lübnan’da Şii Hizbullah’ın faaliyet alanına giren Captagon,  Arap Baharı ile birlikte Sünni İslamcı teröristlerin asıl geçim kaynağı olmuş. İdlib bölgesini uzun bir süredir yöneten El Kaide’nin (Heyet Tahrir El Şam-HTŞ) bunu organize ettiği destek sağlamakta ve Türkiye’deki bazı odaklardan da destek aldığı yazılıp çiziliyor.

Arap medyasına göre Suriye ve komşu ülkelerde çok sayıda açılan restoran ve kafeler kara para aklamada kullanılıyor. Birçok işletmenin “Godfather”  vs gibi adlar taşıması manidar ve Türk mafya kültürünün Arap ülkelerindeki kötü etkisi olarak değerlendiriliyor. Son 3 yılda İdlib’de üretimi gittikçe artan Captagon hammaddesinin Türkiye üzerinden getirilmesi ve Karadeniz mafyası tarafından Ortadoğu’da dağıtılması da İdlib’de terörün neden bu kadar zaman devam edebildiği sorusunun güzel bir yanıtı olmakta.

HAPÇILIK KÜLTÜRÜ

 

CNN Health Sitesinde geçen yıl 24 Ocak’ta yayınlanan bir araştırmada Suriye’de başka bir hapın, Türkiye’deki Suriyelilerin de çoğunun bağımlısı olduğu Tramadol’ün öyküsü anlatıyor. BBC, VOA gibi birçok küresel medya kuruluşunun ve üstü örtülü biçimde Türk medyasının da üzerine durduğu bu dram çok ucuz bir hapın aşırı kullanımla bir uyuşturucu düzeyine yükselmesidir.

İdlib’de Tramadol o kadar yaygındır ki 10 yaşında çocuklara kadar hemen herkes kullanmaktadır. Cihatçı terör örgütleri imamlarının da kullanımı için fetva verdikleri bu hapın bölgeye Türkiye’den getirildiği söyleniyor. Başlangıçta sonsuz cesaret, güçlü olma ve mutluluk hissi veren hap İdlib halkı ve İslamcı savaşçılar tarafından güne 50, 100 hatta 150 tane alınmakta, kısa zamanda bağımlılık yaratarak kullananın sağlığını tamamıyla bozmaktadır.

ZAVALLI İSLAM DÜNYASI

Tramadol son 9 yılda İdlib üzerinden Suriye, Irak, Ürdün ve Mısır’ın yoksul kesimlerine yayılmış ve halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eder hale gelmiştir. BBC’ye göre her 3 Mısırlıdan 1’i hap bağımlısı. Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve zengin Araplar Captagon kullanırken, Tramadol yoksulun hapı olarak İslamcıların da caiz görmesiyle toplumsal yapıyı yozlaştırıyor. Tramadol alabilmek için hırsızlık, gasp, fuhuş yapan, kendini satan hapçı yoksul Müslüman kadın ve erkeklerin yürekler acısı durumu Batı medyasında yer almaktadır.  

İslam dünyasında Türk mafyasının katkısıyla yaşanan bu uyuşturucu salgını, İran’da geleneksel olarak kullanılan afyon (nüfusun yüzde 10’u) ve Arapların esrarı (Hint keneviri) yanında yeni ve bilinmedik bir tehlikedir. Öte yandan, Hizbullah’ın Venezuela, Kolombiya ve Meksika üzerinden Ortadoğu’ya ulaştırdığı zengin uyuşturucusu kokaini de unutmamak gerek. Bu ürün yine Türkiye mafyası tarafından Doğu Avrupa, Rusya ve Asya’ya aktarılırken, Afganistan’dan gelen eroin de Karadeniz üzerinden Batı Avrupa’ya yollanıyor.

TERÖR, SİYASET VE MAFYA

Kim uyuşturucu derse hemen akla mafya, mafya ile işbirliği yapan terör örgütleri ve uyuşturucu parasıyla alınan silahlar ve o silahların koruduğu mafya faaliyetlerine ve yolsuzluğa bulaşmış siyasetçiler geliyor.

1993’te katledilen değerli araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu sürekli terör, mafya ve siyaset üçgeninden söz ederdi. Onun ölümüne neden olan bu gerçek, 2000’lerde Birleşmiş Milletler belgelerine girdi. İnsanlık hâlâ bu bermuda şeytan üçgeniyle uğraşıyor. İdlib’de terörün neden bitmediği belli ve Suriye’de oynanan senaryonun neden Kuzey Afrika’ya da yayılmak istendiği de ortada değil mi?

Kayahan Uygur

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum