Antarktika, İnsanlığın Geleceği ve Bilim İçin Neden Önemlidir?

25 Şubat'ta 2019'da Türkiye, Antarktika'da geçici bir üs açan 36. ülke oldu. "7. Kıta" üzerinde üssü olan diğerler ülkeler arasında ABD, Rusya, Çin ve İngiltere gibi bazı olağan şüpheliler ve Pakistan, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan ve Belarus gibi beklenmedik bazı diğer ülkeler var.

Antarktika, İnsanlığın Geleceği ve Bilim İçin Neden Önemlidir?
27 Kasım 2019 - 20:19
İyi de bu ülkeler neden Antarktika'da bu kadar zorlu ve zor şartlar altında araştırma yapmaya çalışıyorlar? Yedinci kıta, bilim insanlarına ne öğretebilir? Buz kırıcı gemiler kullanarak kamp malzemelerini ve ekstrem hava koşullarında bile çalışabilecek pahalı araştırma ekipmanlarının taşınmasını gerektiren bu zor seferleri nasıl gerekçelendirebiliriz?

Antarktika Nedir?



Antarktika, Dünya üzerindeki en soğuk, en boş, en rüzgarlı ve en kuru yerdir. Kıta, 14.000.000 kilometre kare üzerine kuruludur. Yani Türkiye'nin 18 katı büyüklüktedir. Bunun %97.6'sı buzla kaplıdır. En kalın olduğu yerde buz tabakası 4776 metre kalılıktadır! Ortalaması 2160 metredir. Bu buzlar, Dünya'daki tüm buzların %90'ıdır ve gezegendeki bütün tatlı suların %70'ini içerir. Dünya'daki tüm suların yalnızca %3'ünün tatlı su olduğunu hatırlatmak isteriz.

Bu bölgede çok sayıda penguen, balina, fok ve benzeri denizel memeliler ve kuşlar bulunur. Bilinen hiçbir karasal hayvan yoktur. Az sonra değineceğimiz araştırma ekipleri hariç, insan da dahil olmak üzere...

Antarktika ile ilgili sık yapılan yanlışları da düzeltelim: Hayır, Eskimolar ve kutup ayıları Kuzey Kutup Dairesi'ndeki buzullarda yaşarlar, Güney Kutbu'nda bulunan Antarktika'da değil! Daha kolay akılda tutmak için, kutup ayıları daha iridir, dolayısıyla daha "üstte" yaşarlar (Kuzey Kutbu'nda). Penguenler daha ufaktır, o sebeple Güney Kutbu'nda yaşarlar (Bu bilimsel bir ilişkilendirme değildir, sadece hatırlamanızı kolaylaştırabilir).

Güney Kutbu'ndaki ortalama sıcaklık sıfırın altında 48.9 santigrat derecedir. Ancak bu sadece "ortalama" bir sayıdır. Örneğin Antarktika, 2013 Ağustos ayı içerisinde -93.2 santigrat derecelik sıcaklığa düşerek kayda geçen en düşük sıcaklığını görmüştür! Bundan önceki rekor, -89.2 santigrat dereceydi!

Bunu şöyle izah etmemize izin verin: Bugüne kadar Türkiye sınırları dahilinde, resmi kayıtlara geçen en soğuk hava sıcaklığı, -46.4 santigrat derece ile Van'ın Çaldıran ilçesinde 9 Ocak 1990 gününde görülmüştür. Ankara'nın gördüğü rekor en düşük sıcaklık 22 Şubat 1985 günü görülen -21.5 santigrat derece sıcaklıktır. İstanbul'un gördüğü rekor en düşük sıcaklık 28 Ocak 1969 günü kaydedilen -6.8 santigrat derece sıcaklıktır. İzmir'in gördüğü rekor en düşük sıcaklık 18 Ocak 1964 günü görülen -6.4 santigrat derece sıcaklıktır. -93.2 derecenin yanında bunların hepsi ılık bir ilkbahar günü gibi kalmaktadır.

 

60 derece güney enleminin daha altındaki tüm bölgeler yıl boyunca 1 uzun gece, 1 uzun gündüz yaşar. Güneş Mart'ta battıktan sonra Ekim'de doğar ve bir sonraki Mart'a kadar batmaz. 

Antarktika'da, tam Güney Kutbu üzerindeyken kuzeye gitmeniz istenseydi, ne tarafa doğru yürürdünüz? Herhangi bir tarafa! Çünkü ne yöne yürürseniz yürüyün, kuzeye doğru gidiyor olurdunuz!
Antarktika'da, tam Güney Kutbu üzerindeyken kuzeye gitmeniz istenseydi, ne tarafa doğru yürürdünüz? Herhangi bir tarafa! Çünkü ne yöne yürürseniz yürüyün, kuzeye doğru gidiyor olurdunuz!


Güney Kutbu, Antarktika'nın doğusunda, deniz seviyesinden 2835 metre yükseklikte bulunan ve en yakın su parçasından 1300 kilometre civarı uzakta bulunan bir noktadır. Bu öylesine yüksek ve izole bir noktadır ki, tam Güney Kutbu üzerinde dururken dağcıların başına gelebilen yükseklik hastalığından muzdarip olmanız muhtemeldir. Güney Kutbu'ndaki buzullar yılda yaklaşık 10 santimetre kadar kayarlar. Bu nedenle her sene, bir seremoni eşliğinde Güney Kutbu'nu belirleyen sembol 10 santimetre civarında kaydırılır.

Antarktika Araştırmalarının Tarihi



Güney Kutbu'na bir yolculuk yapma fikrini Aristoteles'e kadar takip etmek mümkün olsa da, kıtayı kendi gözleriyle görmeyi ve hatta ayak basmayı başaran ilk denizcilerin tarihi sadece 19. yüzyıla kadar gitmektedir.

Çok sayıda denizci, Dünya'nın 60. güney paralelinin ötesinde neler olduğunu merak ediyordu ve G. E. Fogg’ın Antarktika Biliminin Tarihi isimli kitabına göre, Antarktika'ya yönelik araştırmalar her zaman bir prestij olarak görülmüştür. Deniz filolarının sınırlarını zorlayan bir meydan okuma ve hatta bir güç gösterisi... Ayrıca Antarktika suları, son iki asrın balıkçılarına daha fazla balina ve fok yakalama imkanı sunuyordu. Bu da, gemilerin her seferinde Antarktik Çember'in daha da güneyindeki soğuk sulara yelken açmasına neden oluyordu.

Tarihçiler arasında, Antarktika'yı ilk gören kişinin kim olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur; ancak, 1820'lerin başlarında Amerikalılar, İngilizler veya Ruslar olması muhtemeldir. Kıtaya resmi olarak belgelenen ilk ayak basma, Norveçli kaptan Leonard Kristensen ve tam da uygun olarak isimlendirilmiş balina avı gemisi Antarktika tayfası tarafından gerçekleştirilmiştir. Ondan sonra, yeni keşfedilen kıtaya yapılan seferler, Avustralya, Belçika, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya, Norveç, İskoçya ve İsveç’in Antarktika’ya filo göndermesiyle daha da hız kazandı. Bu Antarktika Yarışı nihayet Norveç’in Roald Amundsen ve İngiltere’nin Robert F. Scott tarafından Güney Kutbu’na ilk başarılı araştırma seferlerinin yapılmasına neden oldu.

 

Kıtada yapılan bazı keşifler ve bölge üzerindeki çeşitli hak iddiaların ardından, 1957-1958 Uluslararası Jeofizik Yılı'nda, kıtada halihazırda araştırma ekibi bulunan on iki ülke, 1 Aralık 1959’da Washington’daki Antarktika Antlaşması'nı imzaladılar. Taraflar, Antarktika'nın sadece barışçıl amaçlarla kullanılmasında, bilimsel araştırmalarında işbirliği yapmakta ve tüm gözlemleri ve sonuçları kamuya açık ve ücretsiz yapmak konusunda hemfikir oldular. Ek olarak, 1988 yılında kurulan uluslararası bir dernek olan COMNAP veya Ulusal Antarktika Programları Yöneticileri Konseyi, bir Antarktika programına sahip olan ulusları birbirine bağlamanın yanı sıra Antarktika'da sürdürülen bilimsel araştırmaların yönetmeye yönelik yönergeleri geliştirmek ve uygulamaktan sorumludur. Bugün konsey, 30 program üyesi ve 6 gözlemci ülkesinden oluşuyor.

Antarktika'ya Olan İlgi Artıyor!



Son birkaç on yılda, hem bilimsel hem de halk arasında Antarktika'ya olan ilgide bir artış oldu. Ulusal Bilim Vakfı Kutup Programı Ofisi Antarktika Bilimler Bölümü'nün başkanı Alexandra R. Isern, Antarktika'ya yönelik ilginin artma sebebinin 2007-2008 yıllarının Uluslararası Kutup Yılı ilan edilmesi olabileceğini söylüyor:

İnsanlar, kutupsal sistemlerin Dünya'nın her yerindeki insanlar için önemli olan küresel sistemlere bağlı olduğunu giderek daha fazla anlıyor. Örneğin Antarktika buz tabakaları, mevcut ve gelecekteki küresel deniz seviyesi yükseliş hızının ne düzeyde olacağı konusunda kritik bir rol oynamaktadır.

Veriler de onu destekler niteliktedir. Son 50 yılda, Antarktika istasyonlarının, üslerinin ve havaalanı kamplarının sayısı, 2018'de 7.2 kat artarak 109'a ulaştı (bu, her yıl %11.6'lik bir artışa denk gelmektedir). COMNAP’a göre, bu istasyonların 98’i bugün açık, 43’ü yıl boyunca açık, diğerleri ise mevsimlik, yani sadece hava izin verdiği zaman açık.

Antarktika'daki Üslerin Sayısının Yıllara Göre Değişimi
Antarktika'daki Üslerin Sayısının Yıllara Göre Değişimi


Antarktika Araştırmaları Neden Önemlidir?



Ama neden? Neden bu kadar uzak, bu kadar düşmanca ve tamamen ıssız bir kıtayı araştıralım ki?

 

Bunun başlıca nedeni, neredeyse tüm küresel iklim sistemlerinin Antarktika'dan etkilenmesidir. Bu doğa kuvvetini görmezden gelmek, araştırmacıların iklim ve hava düzenlerini anlamalarını engeller. Isern şöyle diyor:

Antarktika kıtasının, küresel Dünya sisteminin kritik bir bileşeni olduğu konusunda giderek artan sayıda kanıt var. Bu kıta, Dünya'nın nasıl çalıştığını anlayabilmemiz konusunda son derece verimli bir araştırma sahası sunmaktadır. Ayrıca Antarktika'daki şartlar, nihayetinde uydularda, gezegenlerde veya gök cisimlerinde kullanılabilecek cihazların test edilmesi için son derece avantajlıdır.

Antarktika, gezegenimizin jeolojik bir muhasebecisi olarak da hizmet vermektedir. Jeologlar ve iklim bilimciler, buz katmanlarının derinliklerine kazılar yaparak, Dünya'nın iklimsel tarihini öğrenebilirler. Bu sayede daha iyi modeller ve tahminler geliştirebilirler

Ancak kıtada yapılan çalışmalar sadece temel araştırmalar değildir. Antarktika, küresel siyasi arenada da önemli bir rol oynamaktadır. Isern, Antarktika biliminin katkıda bulunmanın siyasi dünya sahnesine katılmanın bir yolu olduğunu söylüyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum