Avrupa'yla kriz herkesin işine geliyor...

Bu krizde “haklı” olan kimse yok. Ama Avrupa’yla yaşanan dram, herkesin işine geliyor.

Avrupa'yla kriz herkesin işine geliyor...
12 Mart 2017 - 21:54 - Güncelleme: 13 Mart 2017 - 09:52
Ankara, Türk yetkililerin referandum seçim gezilerini iptal eden Avrupa’ya her geçen gün daha sert bir söylemle yüklenerek, sandığa bir ay kala milliyetçi tabanda “Evet” oyunu konsolide etme imkânı buluyor. 

Almanya’da iptal edilen her salon toplantısı, Hollanda’ya inmeyen her uçak, “Evet” kampanyasını bir tık daha güçlendiriyor. “Vur vur inlesin, Avrupa dinlesin!” sloganları arasında 15 Temmuz’dan bu yana sürekli işlenen “Bütün dünya bize karşı”, “Yedi düvel birleşti bizi yıkmaya çalışıyor” gibi temalar, kamuoyu nezdinde güncellenmiş oluyor. 

Mevcut kriz, Avrupalılar için de kazançlı! 

Hollanda’da haftaya, Almanya’da ise sonbaharda seçim var. Her iki ülkede de mülteci ve İslam karşıtı partilerin yükselişi, mevcut iktidarları zorluyor. Tayyip Erdoğan, Avrupa genelinde sevilmeyen bir figür ve Erdoğan’la polemiğe girmek “Bakın biz Türkiye’ye müsamaha göstermiyoruz” demek, sandıkta prim yapıyor. 

Nereden nereye. 2005 yılında ellerinde “Evet” pankartlarıyla Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ile tam üyelik müzakere süreci başlatan Avrupa’da bugün herkes Türkiye’den fellik fellik kaçıyor. Birlikte fotoğraf vermemek, ortak zirve yapmamak için ayak diretiyor. “Bak Türkiye’yi durdurduk” tavrıyla seçim kazanmaya çalışıyor. 

İki tarafın da kabahati olan öyle sorumsuz bir savruluş yaşanıyor ki Türkiye-Avrupa ilişkilerinde, günün birinde seçimler geride kaldığında ve yeniden konuşmak gerektiğinde, “soft landing” (yumuşak iniş) kolay olmayacak. Ankara’nın AB üyelik hayali zaten çoktan bitti. Ama üyelik yerine konması düşünülen ve iki tarafın da hararetle istediği “gümrük birliği güncellemesi” bile zora gidiyor. 

 

Yazının devamı için tıklayın >>

YORUMLAR

  • 0 Yorum