Barnabas'ı kim, niye soydu Kutlu Adalı'yı kim, niye öldürdü

Bazı ayrıntıları hatırlatıp noktalayacağız 25 yıl öncesinin tarihini. Dönelim o günlere… Kutlu Adalı, St. Barnabas Kilisesi Baskını’yla ilgili bir yazı yazmıştı. O yazıdan sonra tehditler almaya başladı.

Barnabas'ı kim, niye soydu Kutlu Adalı'yı kim, niye öldürdü
31 Mayıs 2021 - 10:05

Sivil Savunma’nın aracı kullanılmıştı bu baskında. Kutlu “Sivil Savunma’nın görevi ne?” diye bir yazı daha yazdı. 3 ay sonra vuruldu…

Basılan yer, Gazimağusa’daki ikona müzesi olan 5. Yüzyıl’dan kalma Saint Barnabas Manastırı’ydı.

Kimdi bu Barnabas?

Kıbrıslı bir Yahudi olan Barnabas, dinsel kaynaklara göre Kudüs’e gidip Hz. İsa ile tanıştıktan sonra Hıristiyan olmuş… Kıbrıs’a dönerek Hıristiyanlığı yaymaya çalışırken öldürülüp, cesedi bir mağaraya ya da bataklığa atılmıştı.

5. Yüzyıl’da cesedinin üzerinde İncil’den parçalarla bulunduğuna inanılarak mezarı ve üzerine de manastır inşa edildi.

Barnabas, İslâm dünyasında da tanınmış bir isim. Barnabas’ın cesediyle birlikte bulunan İncil’in tahrif edilmemiş, orijinal İncil olduğuna inanılır. O İncil’de Hz. İsa’nın ağzından “Ben, Allah’ın resulünün yolunu hazırlamak için geldim. Bu Resul, sizden birkaç yıl sonra, İncil tahrif edilip hakiki inananların 30 kişi kadar kalacağı bir zamanda gelecektir. O zaman, Cenab-ı Hak, elçisini gönderecektir. Onun başının üzerinde beyaz bir bulut bulunur. O, putları kırar. Onun sayesinde, insanlar Allah’ı tanır ve ben de hakiki olarak tanınırım. O resul güneyden gelecektir. O resulün adı Ahmed’dir” yazdığı iddia edilir.

Dönelim baskına.

“ASKERÎ OPERASYON”

Baskını yapanlar 12-15 kişidir. Peki, sergilenen ikonalar ve Barnabas’ın mezarı dışında içinde bir şey olmayan 15 asırlık bir manastır, neden silahlı insanlar tarafından basılmıştır?

Baskın 4 saat sürmüştür. Kilit altında tutulan bekçiler saat 23.00’te serbest bırakılmışlardır. Baskın olayı polise ertesi gün sabah 0 9.00’da bildirilmiştir.

KKTC hükümetinden açıklama 5 gün sonra gelir. Başbakan Hakkı Altun, bunun bir baskın değil, “Askerî Operasyon” olduğunu söyler.

St. Barnabas operasyonu, alınan ihbarın doğruluğunun saptanması için gerçekleşmiştir. İhbara göre St. Barnabas Manastırı’na silahlar gömülmüştür.

Bu konuda en dikkat çekici yazıları Kutlu Adalı yazar.

Adalı, Türkiye’nin KKTC’nin iç işlerine müdahalelerini ve Kıbrıs’taki Sivil Savunma gibi yapıları ve karanlık ilişkileri eleştiren bir yazardır.

St. Barnabas baskını üzerine yazdığı yazılara kadar başına bir şey gelmez.

Barnabas Baskını ile ilgili ilk yazısını, KKTC Başbakanı bunun “Askeri Operasyon” olduğunu açıklamadan önce yazar:

“Polis susunca, Güvenlik Kuvvetleri konuşmayınca, hükümet ağzını kapatınca yalnız gazeteler ve halk konuşur. Halkın ağzı torba değil ki büzelim. Herkes kendine göre bir şey söylemeye başlar. Derler ki 20 Temmuz, 1974 Harekâtı’nda bir binbaşı Rumlar’ın evinden, kilisesinden, bankasından, kuyumcusundan ganimet olarak toplanan altın, gümüş, elmas, pırlanta gibi mücevherleri St. Barnabas’ın mezarının olduğu mağaraya gömdürmüş. Savaş bitince gelip almayı amaçlamış. Bu arada generalliğe yükselip emekli olmuş. Aradan 21 yıl geçtikten sonra Kıbrıs’ta bulunan güvendiği kişilere durumu anlatmış ve bu silahlı baskın operasyonunu gerçekleştirmişler... Mücevherleri alıp aynı gece uçakla Türkiye’ye kaçmışlar.”

Yazısını şöyle bitirir:

“KKTC DEVLETSE…”

“Bu olay karşısında Başbakan olarak Atun’a düşen görev şu olmalıydı: Devleti, hükümeti, yasaları hiçe sayarak girişilen bu operasyonu protesto etmek için ertesi gün uçağa atlamalı, Ankara’ya giderek TC Başbakanı, Genelkurmay Başkanı’nı, gerekirse Cumhurbaşkanı’nı görmeliydi.

Rezillik örtbas edilemez. Onlara böyle devletçilik, böyle hükümetçilik olmaz demeliydi. Siyasal parti liderlerine bu operasyonun KKTC’ye verdiği maddi ve manevi, uluslararası zararlar anlatılmalıydı. KKTC eğer bir devletse ve onunla gurur duyuluyorsa, sen de Hakkı Atun olarak hükümetin başı isen, ülkende olup bitenleri, yasaları, makamları, yetkilileri, çiğneyenleri, kendilerini yasaların üstünde görenleri, bu ülkede her şeyi sorumsuzca yapabileceklerini sananları şikâyet ve protesto etme hakkına sahipsin demektir.

Bu senin başbakan olarak görevindir. KKTC’yi rezil etmeye kimsenin hakkı yoktur. Devleti küçük düşürenler şikâyet edilmeli, cezalandırılmaları istenmelidir. Böyle açıklamalarla rezillik örtbas edilemez!”

Okudunuz.

4 Haziran 1996’da Adalı, eleştiri dozunu artırır, Türkiye ile KKTC arasındaki Anavatan-Yavru Vatan politikasını sert biçimde eleştiren yazıyı yazar.

Ve 6 Haziran 1996 gecesi Lefkoşe’de yaşadığı evin sokağında 22.30 civarında sokak lambaları aniden kesilir. Etraf karanlığa gömülür.

Ve silah sesleri duyulur. 60 yaşındaki Kutlu Adalı, sol şakak ve sol omzundaki iki kurşun yarası ile olay yerinde ölür.

Cinayetle ilgili onlarca kişi sorgulanır ama küçük adada tanınmış bir gazeteciyi öldüren katiller bulunamaz.

Adalı’nın ölümüne neden olduğu iddia edilen yazısındaki iddiasını bir kez daha hatırlayalım:

“Derler ki 20 Temmuz, 1974 Harekâtı’nda bir binbaşı Rumlar’ın evinden, kilisesinden, bankasından, kuyumcusundan ganimet olarak toplanan altın, gümüş, elmas, pırlanta gibi mücevherleri St. Barnabas’ın mezarının olduğu mağaraya gömdürmüş. Savaş bitince gelip almayı amaçlamış. Bu arada generalliğe yükselip emekli olmuş. Aradan 21 yıl geçtikten sonra Kıbrıs’ta bulunan güvendiği kişilere durumu anlatmış ve bu silahlı baskın operasyonunu gerçekleştirmişler... Mücevherleri alıp aynı gece uçakla Türkiye’ye kaçmışlar.”

St. Barnabas soygunu ile ilgili bu yaklaşımı aklıma yatıyor merhum Adalı’nın... Ama kendisi ile ilgili soru işaretleri ise 25 yıldır duruyor yerli yerinde.

BARNABAS İNCİLİ NEDİR

Barnabas İncili, İsa Mesih’in yerine bir benzerinin çarmıha gerilip öldürüldüğü yazar. Çoğu Müslüman İsa Mesih’in yerine çarmıha gerilen kişinin O’nu ele veren Yahuda İskaryot olduğunu Barnabas İncili’nden kanıtlamaya çalışır.

Barnabas İncili ilk olarak 1709 tarihinde Hollanda’da ortaya çıkmıştır. Bu kitabın dili İtalyanca’dır. Sayfalarda kötü bir Arapça’yla yazılmış dipnotlar vardır ve kaynakları bilinmez.

Müslümanlar bu kitabın gerçek ve asıl İncil olduğunu iddia ederler. Müslümanlar tarafından asıl İncil’in değiştirildiğine dair kanıt olarak sunulur.

Barnabas İncili’nin yazılma amacı Muhammed’in İsa’dan üstün olduğunu iddia etmektir. Bu kitaba göre İsa Mesih ne Tanrı’nın Oğlu ne de Tanrı’dır; ancak Muhammed’in geliş yollarını hazırlayan, “Çölde haykıranın sesi”dir. İsa, Mesih değildir. Bu noktada Barnabas İncili Kur’an ile de çelişir. Çünkü Kur’an’da birçok âyette İsa’nın Mesih olduğu yazılmıştır.

İsa Mesih’e, asıl İncil’de Vaftizci Yahya’ya ait olan bazı özellikler atfedilmiştir. Barnabas İncili’nde Vaftizci Yahya’dan hiç bahsedilmemiştir.

Barnabas İncili'nin Havari Barnabas tarafından yazılmadığı kesindir.

Kuran’da özellikle Meryem Suresi’nde, Vaftizci Yahya’dan ve babası Zekeriya’dan bahsedilirken, gerçek İncil diye adlandırılan Barnabas İncili’nde ne Yahya’dan ne de Zekeriya’dan bahsedilmemesi  çelişkidir.

Kuran’da göğün 7 katlı olduğundan bahsederken Barnabasİncili’nde göğün 9 katlı olduğu yazar.

İsa tepelere doğu Kefernahum kentine çıkmaktadır; ancak Kefernahum, göl kıyısında yer almaktadır.

İsa göl kıyısında yer alan Nasıra’dan tekneyle yola çıkar. Bir sonraki bölümde Kudüs’e varır. Ne Nasıra’nın ne de Kudüs’ün denize ya da göle kıyısı yoktur ve bu yerleşim yerleri arasında gemi yolculuğu imkânsızdır.

Barnabas İncili’nde Romalılar’ın bazı çekişmeleri sona erdirmek için her biri 200.000 askerden oluşan 3 ordu göndermeye hazırlandığı yazar. Tarihi kaynaklara göre tüm Roma İmparatorluğu’nun askeri gücü 300.000 askerden oluşmaktadır.

Halit Kakınç

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum