Bu sana son mektubum Muharrem…

Yakıştı mı? Muharrem İnce çok öfkeli… Eleştirenlere cevap vermek için kullandığı üslup Erdoğan’dan  farksız… Bakın: ”Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var”

Bu sana son mektubum Muharrem…
21 Mart 2023 - 11:33 - Güncelleme: 22 Mart 2023 - 09:27

Sevgili Muharrem kardeşim:

Ünlü mizah sanatçısı George Carlin:

George Carlin

“Aptal insanlardan oluşan büyük grupların gücünü asla hafife almayın” demişti…

Türkiye:

Bu özlü sözü ciddiye almayan seçmenlerin yaşadığı…

Seçtiklerinin yönettiği bir ülke…

Muharrem…

Bu açık mektubu…

Dijital torunlarımdan çok sayıda gelen istek üzerine yazıyorum…

Çünkü günlerdir (Ben de dahil) seni tartışıyoruz…

Ben senin şahsiyetini değil:

CB adaylığını eleştirenlerdenim…

Gerek KORKUSUZ’daki köşemde…

Gerekse Youtube kanalımda (Bu arada; dijital ailemiz 320.000 kişiyi geçti. Ailemin tüm fertlerine buradan bir kez daha sevgi dolu saygılarımı iletiyorum) bunu açık ve net bir şekilde:

Gerekçelerimle anlatmaya çalışıyorum…

İtirazım:

CB adaylığına değil…

O senin ananın ak sütü kadar:

Helâl ve yasal…

Kemal Bey’e karşı gösterdiğin vefasızlığa da itirazım yok…

Çünkü…

Siyasette vefa olmadığını en iyi bilenlerdenim…

Benim itirazım:

Akıl dışı siyasi tercihlerinde ısrarına…

2018 seçimlerinde aday gösterilmiş ancak…

Ekmeleddin İhsanoğlu kadar bile oy alamamıştın…

O gece ortalıkta görünmemeni de…

“Adam kazandı” deyişini de anlayışla karşıladığımı biliyorsun…

Hatta…

Seni eleştirenlere de itiraz ettiğimi…

Bu nedenle telefonla teşekkür ettiğini de:

Hatırlayacaksın…

Kemal Bey’le baş başa yediğin yemek sonrası yaptığın açıklamalarını eleştirmek için ise ben seni aramış:

“Hem acele hem de ayıp ettin” demiştim…

Siyasette ve iş yönetiminde bir kişi için en büyük tehlikelerin:

Acelecilik…

Ve…

“Çok konuşup hiç dinlememek” olduğunu hatırlatmıştım…

Canım kardeşim…

Artık çok iyi biliyorum ki:

Sen:

Bu iki kötü haslete de ne yazık ki:

Sahipsin…

CHP’den ayrılmadan önce beni aradın…

Fikrimi sordun:

“Yanlış yaparsın” deyip ekledim, “önceki yanlışlarını düzelt, partililerin ve parti yönetiminin yeniden güvenini kazanmaya çalış ve bekle…”.

“Kemal Bey beni bir daha milletvekili adayı bile yapmaz abi” deyince itiraz ettim:

“Kemal Bey’in seni aday yapıp yapmayacağını bilemem ama sabredersen CHP’nin potansiyel genel başkanı sensin” dedim…

Dinlemedin tabii ki…

Partini kurdun…

Ama…

Hedefin iktidar olmak değildi…

CHP’nin desteği olmadan cumhurbaşkanı olamayacağını da biliyordun…

İkisinin de hayali kolaydı…

Ama…

Gerçekleştiğini:

Rüyalarında bile göremezdin…

Şimdi de:

Kemal Bey’in karşısına CB adayı olarak çıktın…

Kemal Bey’in seçilmesini engelleyebilir misin?..

Sıfır ihtimal…

Ama…

%60’ın üzerinde oyla seçimi kazanmasını belki:

Önleyebilirsin…

Sözümün özü Muharrem:

İtirazım:

Defalarca sana da bizzat söylediğim:

“Ehemini mühimine tercih et; bekle” tavsiyemi bir ker bile tutmamış olmana…

Canım kardeşim…

Siyaseten kendine yazık ettin…

Ama…

Daha da kötüsü…

Arkandan:

“Bu kadar çok siyasi hatayı, torunlarına bile yetecek büyüklükte bir servet kazanmak için yaptı” denilecek olması…

Ayak sesleri…

Sevgili Muharrem…

  1. Yüzyılın birinci çeyreği bitiyor…

Buna rağmen dünyada halen totaliter rejimde ısrar eden ülkeler var…

Bu ülkeleri yöneten…

Siyasî ya da askerî kadroların:

Vicdansız…

Ahlâksız…

Ve…

İnsanlığın yüz karası olduğunu sen de biliyordun…

Totaliter rejimlerin…

Siyasetin…

Medyanın…

Sanatın…

Ve halkın:

Örgütlü muhalefetini baskıladığını…

Hatta…

Örgütlü muhalefeti baskılamakta:

Utanmaz ve arsız tavır aldıklarını da görüyordun…

Pek çok totaliter devlet başkanının…

Bu kurumları tamamen ortadan kaldırdıklarını bir eğitimci olarak da öğrenmiştin…

 

Ünlü Komünist totaliter Stalin’in 1934’te…

Bütün potansiyel muhalefeti idam ettiğini

Ya da…

Gulag’a gönderdiğini unutmuş olamazsın…

Yine bildiğin gibi sevgili Muharrem:

Totaliter liderler sadece örgütlü muhalefeti baskılamakla kalmıyor…

Tüm toplumu baskılıyor…

Tüm toplumun hal ve hareketlerini gözetliyor…

Hatta daha da öte:

Yurttaşların duygularına…

Ve…

Beyinlere de hükmetmek istiyor…

Kendilerine sorarsan Muharrem

Totaliter lider…

İşgal ettiği Devleti

Ve…

Halkı bütünleştirmeyi amaçlıyor…

Elbette bu bütünleşme…

Halkların kabulüyle değil…

Baskıyla oluyor…

Sözümün özü Muharrem’ciğim…

CB adayı olarak:

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti modeline dönüşümüzü geciktirebileceğine ilişkin:

Endişe yarattığın…

Totaliter rejimin kalıcı olmasına destek vermiş olacağın için:

Tepki çektin…

Hatırlatırım

Canlarım…

Tarih, totaliter liderin baskısı ortadan kalktığında…

Zoraki bütünleşmenin bir anda:

Halkların nefretine dönüştüğünü gösteriyor

Çünkü…

Totaliter lider için birey:

Hiçbir şey ifade etmez…

Ama…

Bireye karşı sürdürülen baskılar…

Duyarsızlıklar…

Saati bozuk düdüklü tencere gibidir…

Ya:

İçindeki buhar basıncı haddini aşınca:

Patlar…

Ya da:

Totaliter lider ölünce:

Patlar…

Tarih boyunca bu hep böyle oldu…

Totaliter bir yönetim kurma heveslisi tüm siyasetçilere:

Hatırlatırım…

Kıssadan hisse

Neyzen Tevfik, maddi yardım aldığı ve içkiyi bırakması için sürekli baskı gördüğü İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’a:

“Doktorum içkiyi yasakladı, daha da içmeyeceğim” dedikten bir süre sonra, yeniden içmeye başlar…

Bunu öğrenen Gökay, Neyzen’i çağırtır:

“Hani doktor içkiyi yasaklamıştı ve sen de içmiyordun?” diye çıkışır…

Neyzen gayet rahat ve kendinden emin bir ses tonuyla verir cevabını:

“Vali Bey; bana içkiyi yasaklayan doktor ölünce yasak da kalkmış oldu…”.

Dünün tweeti

Özgür

@resimkulubu

 

Bu aslında siyasetin halk için değil rant için yapıldığının en güzel örneklerindendir.

Halk ile siyasetçi arasındaki fark kalkmazsa, siyasetçilerin kutsallığı kaçınılmaz olur.

Az önce okuduğunuz yorum…

Sosyal medya hesabımdan yaptığım:

“Erdoğan’ın, HDP’nin Muharrem’lerini de bulduğu söyleniyor.

İsimler:

Altan Tan ve Ayhan Bilgen.

Önce siyasetçi kirlendi, onu siyaset takip etti” paylaşımıma destek vermek için yapıldı…

Ve…

Ben bu desteği çok beğendim…

Sizlerle de paylaşmak istedim…

Yakıştı mı?

Muharrem İnce çok öfkeli…

Eleştirenlere cevap vermek için kullandığı üslup Erdoğan’dan  farksız…

Bakın:

”Vurun ulan,

Vurun,

Ben kolay ölmem.

Ocakta küllenmiş közüm,

Karnımda sözüm var”

Bu üslûp bir şaire yakışır…

Savaş sırasında hainlere karşı bir retorik de olabilir…

Ama…

Atatürk’ün kurduğu partinin cumhurbaşkanı adayının üslûbu olamaz…

İyi de…

2018’de oldu…

Kabul ancak…

O Muharrem İnce bugünkü Muharrem İnce mi?..

O gün bir beyefendi vardı…

Bugün vıcık vıcık bir vasataltılık var…

 

Memduh Bayraktaroğlu

YORUMLAR

  • 0 Yorum