Bursa'daki kurban dolandırıcılığı ve Gaziantep'teki scooter cinayetinde yaşananlar...

İşin inanç yönü bir yana; başlatılan adli soruşturma, ülke insanının duygularının nasıl istismar edildiğini göstermesi açısından da önemli

Bursa'daki kurban dolandırıcılığı ve Gaziantep'teki scooter cinayetinde yaşananlar...
04 Temmuz 2023 - 10:00

Bursa'da Kurban Bayramı'nda ilginç bir dolandırıcılık iddiası gündeme düştü. Demirtaş'ta bir et lokantasını işleten baba ile oğlu, kurban eti sattıkları hak sahiplerine vadedilen etleri teslim etmedikleri gerekçesiyle önce gözaltına alındılar, ardından da tutuklandılar.

Baba ile oğlun tutuklanma gerekçesi dolandırıcılık.

Kendisi kurban kesmeyip hisse karşılığı "kurbanlık danaya giren" yüzden fazla hak sahibi, "et yerine eski tarihli salam ve dondurulmuş et teslim edildiği" gerekçesiyle Enes Açıkgöz ve babası Ali Açıkgöz'den şikayetçi oldu.

Lokanta sahipleriyle karşı karşıya gelen hak sahipleri, polise başvurup kendilerine koliyle teslim edilen etlerin bozuk ve aylar öncesine kesilmiş hayvanlara ait olduğunu iddia ettiler.

Devreye polis ve savcılık girdi. Açıkgöz'ler gözaltına alındılar. Sonrasında savcılık talimatıyla harekete geçen Tarım İl Müdürlüğü, hak sahiplerine teslim edilmek istenen etlerden laboratuvar incelemesi için örnek aldı.

Etlerin üretim ve paketleme yeri ile fatura ve taşıma belgelerinin eksik olduğu anlaşıldı. Sorunlu olduğu görülen yaklaşık 4 ton et imha edildi.

Baba Ali Açıkgöz ve oğlu Enes Açıkgöz'ün savcılık talimatıyla alınan ifadelerine ulaştım.

Açıkgözler'in, haklarındaki dolandırıcılık iddialarına karşı söylediklerini tahmin etmek hiç de zor değil.

İfadeleri aktarmadan önce bazı ön bilgileri vereyim.

Enes ve Ali Açıkgöz, 22 kilogramlık "kemiksiz" dana eti hissesi için 980 hak sahibiyle anlaşma yapıldı. 140 danaya ait hisseler karşılığında pay sahiplerinden hisse başına alınan ücret 6 bin 800 lira. Ayrıca yine hisse başına 300 lira kasaplık bedeli olmak üzere toplamda 7 bin 100 lira alındı.

Açıkgöz'ler, kurbanları Ankara'nın Polatlı ilçesinde kestirdiler. Kendi ifadelerine göre, soğuk zincir çerçevesinde Bursa'ya getirttiler. Sonrasında dağıtım yapıldı.

Hak sahipleriyle, Açıkgöz'ler arasında sıkıntı işte bu dağıtım sırasında başladı.

Gelelim lokantanın sahibi konumundaki Enes Açıkgöz ifadesine. Açıkgöz, özetle şöyle dedi:

"(...) Satış işlemini yaklaşık 45 gün içerisinde yaptık. Satışa sunmuş olduğum hissedar sayısından daha fazla talep aldım ancak sınırlı olduğu için hisse sayısı kadar satış yaptım. Hisselerin ödemelerini bir kısmını elden nakit, bir kısmını firmada bulunan POS cihazlarıyla, diğer kalan kısmını da banka hesabına gönderilmesi ile aldım. Bu hisseleri sattığım da hissedarlara hayvanların ayrı bir işletmede kesileceğini, paketlerin soğutularak Frigolu araçlarla getirileceğini ve bu şekilde koliler halinde teslim edileceği söyledik.

Bu hisseler için toplam 140 büyükbaş hayvan, Ankara'nın Polatlı ilçesinde şu an açık adresini ve ismini bilmediğim işletmede bayramın birinci günü olan 28 Haziran 2023 tarihi bayram namazından sonra kesilmeye başlandı ve aynı gün akşamüstü kesim işlemleri tamamlandı.

Kesilme işlemlerine ilişkin tüm belgeler hazırlandı. Büyükbaş hayvanlar kesildikten sonra yine aynı işletme tarafından kasap, paketleme ve soğutma işlemleri yapıldı. 29 Haziran 2023 tarihi sabah saatlerinde kesilen ve paketlenen koliler hale getirilen kurbanlık etler, plakalarını bilmediğim frigolu üç tır ile -18 derecedeki soğuk ortamda iş yerimize getirildi. İş yerimize getirilen koliler sırasıyla saat 12:30 sıralarında dağıtım işlemine başlanıldı. Saat 16:00'ya kadar sorunsuz şekilde yaklaşık 850 hissedara teslim edildi.

Sonrasında ismini bilmediğim, üzerinde kırmızı renkli tişört olan erkek şahıs, koli içerisinde bulunan et ürünlerine ait ambalajı beğenmediğini söyledi ve teslim alma sırası bekleyen hissedarları galeyana getirecek şekilde kurbanlık etleri kastederek ‘bunlar kurbanlık et değil, bunlar altı ay önce kesilmiş' diyerek söylemlerde bulundu. Bu söylemlerden dolayı yönetici olan babam Ali Açıkgöz ile sözlü tartışmaya girdi.

Bunun üzerine polise haber verdik, görevli polisler tarafından polis merkezine getirildik. Polis merkezinde gerekli işlemler için beklerken dağıtım işlemlerinin ilerlemesinesinden dolayı olay büyüdü. Hissedarlar, kolilerde bundan etlerden şüphe ederek almamasından ve dışarıda kalan koliler çözülme yaptığı için 130 hissedera kolileri teslim edilemedi. Teslim edilemeyen koliler imha edilmek zorunda kaldı.

Bu etlerin Polatlı'da kurbanlık olarak kesimini yaptırdım. Büyükbaş hayvanlara aitlerdir. Başka bir hayvana ait olması veya belirttiğim günden farklı bir günde kesilmiş hayvan eti olması söz konusu değildir. Etler soğuk zincir bozulmadan Polatlı'dan getirildi ve teslim alan müşterilere yine soğuk zincir bozulmadan teslim edildi.

Ben, bu 22 kilogramlık kurban hisseleri dışında daha fazla et veren kurbanlıkların kesim işimi kendi mezbahamızda bizzat başında durarak bayramın birinci günü yaptım ve hissedarlarına herhangi bir sorun çıkmadan teslim ettim. Müşteriler soğutulmuş et olduğundan ayrıca kıymaların ambalajından yani ambalajın rengi sosis salam ürünlerine benzediğinden dolayı bir kısmı eti kabul etmek istemedi olay bundan ibarettir. (...)

* * *

Bu bilgilere bakıldığında, böylesi bir organizasyon yapılırken kesim işleminin gerçekleştiği mezbahanın adının ve adresinin, Enes Açıkgöz tarafından bilinmemesi soru işaretine neden oluyor şüphesiz.

Yanı sıra, Açıkgöz'e ait işletmenin kamera sisteminin kullanım dışı olduğunun tespit edilmesi, diğer kuşkulu durumu ortaya koyuyor.

Enes Açıkgöz, kamera sisteminin çalışmamasına gerekçe olarak bir çalışanını suçladı ifadesinde!

"(...) Bayramın birinci günü olan 28.06.2023 günü, terazilerden bir tanesinin ara kablosu yetişmediği için personellerimden bir tanesi, giderek güvenlik kamerası kayıt cihazının ara kablosunu sökmüştür. Sonrasında da ara kabloyu geri takmadığından dolayı 29.06.2023 tarihine ilişkin muhtemel kayıt bulunmamaktadır. Daha öncesine ait kayıtlar bulunmaktadır. (...)"

* * *

İşin inanç yönü bir yana; başlatılan adli soruşturma, ülke insanının duygularının nasıl istismar edildiğini göstermesi açısından da önemli.

Adli soruşturma sonunda gelinecek aşama, olayın boyutunu da daha net ortaya koyacak.

Gaziantep'teki scooter cinayeti!

Büyüteç'te bugün Gaziantep'te Nisan 2022'de yaşanan cinayetvari bir trafik kazasında gelinen aşamayı aktarmak istedim.

Önce olayı kısaca özetleyim:

Ezgi Alya Yiğit, 12 Nisan 2022 günü arkadaşı Şimal Toprak ile kent merkezinde scooter'dayken, ehliyetsiz sürücü Osman Sarı'nın kullandığı özel aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.

Yapılan tespite göre Sarı, kentin en işlek caddelerinde birisinde aracını saatte 100 kilometrenin üzerinde bir hızla kullanırken çarptığı genç kızı yaşamdan kopardı.

Lise öğrencisi Yiğit'in yaşamını yitirdiği olayla ilgili başlatılan adli soruşturma her nedense pek de ailenin istediği yönde gitmedi. Kaza yerinin işlek bir cadde olmasına karşın olay yerine ait kamera kayıtlarına ulaşılamadı!

Soruşturmayı yürüten polis, ailenin avukatı ve aileye, olay gecesi saat 22.30'da tek bir iş yerinde görüntü olabileceğinin düşünüldüğünü ve yapılan yüzeysel izleme dışında herhangi bir işlem yapılmadığını bildirdi. Polis, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'na her defasında herhangi bir görüntüye ulaşılmadığı bilgisini verdi.

Soruşturma çerçevesinde hazırlanan bilirkişi raporlarında Yiğit, araca yol vermediği için "ağır kusurlu"; buna karşın olayın faili sanık Osman Sarı'nın ise, "tali kusurlu" bulundu. Bilirkişi raporlarında verilen görüşler ışığında sanık Sarı, olaydan bir ay sonra 13 Mayıs 2022'de tutuklu hali kaldırılıp tahliye edildi.

Adli sürecin bu kadar hızlı ilerlemesinin bir sebebi vardı. O gerekçe, sanık Sarı'nın, Gaziantep'ten üç dönem AKP milletvekili olan ve haklen Nizip Belediye Başkanı Mehmet Sarı'nın yeğeni ve Nizip Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Sarı'nın oğlu olmasıydı hiç kuşkusuz!

* * *

Bugün gelinen noktada, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir'in, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yanıtlamasını istediği soru önergesiyle, olay yeriyle ilgili MOBESE kamera görüntülerinin bulunduğunu öğreniyoruz. Demir, Tunç'a "olay yeri keşfi sırasında mobese kamerası olduğu da tespit edilmiştir. Bu görüntüler neden soruşturma sürecinde toplanmamıştır?" sorusunu yöneltti. Kaldı ki; Demir, haksız da değil.

Demir'in, Adalet Bakanı'na yönelttiği diğer önemli soru ise şu:

"Olay yerini gören tüm kameraları titizlikle incelemeyen ve MOBESE kayıtlarını tespit etmeyen, delillerin ortadan kaybolmasının önünü açan Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri ve kolluk hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmadıysa neden başlatılmamıştır?"

Öyle ya; MOBESE kamerasının kayıtlarının adli soruşturmaya verilmemesi, kamu görevlileri bakımından en hafif deyimle görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmadır.

Demir'in diğer soruları şöyle:

* En işlek caddelerinden birinde eksik bilirkişi raporuna dayanarak ehliyetsiz, yüksek hızla bir genç kadının ağır yaralanmasına, birinin ise ölümüne sebep olan Osman Sarı neden serbest bırakılmıştır? Osman Sarı'nın avukatı sadece 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne tutukluluğa ilişkin itirazda bulunmuş fakat 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin tutukluluk halinin devamı kararı olmasına rağmen tek itirazla iki tutukluluk kararının kaldırılarak şu anda serbest bırakılmasının hukuki izahatı nedir?

* Ezgi Alya Yiğit'in ölümüne sebep olan sürücü Osman Sarı ehliyetsiz olmasına ve şehrin en işlek caddesinde 100 km/s'lik hızla gitmesine rağmen, ifadesinde scooter süren kızları gördüğünü ve frene, çarptıktan sonra bastığını itiraf etmesine rağmen bilirkişi raporunca nasıl tali kusurlu bulunabilmiştir? Bu itirafına rağmen nasıl serbest bırakılmıştır?

* Ezgi Alya Yiğit'in ölümüne ilişkin yaşanan bu olay bakanlığınız tarafından etraflıca araştırılarak, ciddi bir bilirkişi raporu hazırlanarak, etkin bir soruşturma yürütülerek, süreç hukuk çerçevesinde değerlendirilip adalet yerini bulacak mıdır?

* * *

Demir'in yeni Adalet Bakanı Tunç'a yönelttiği sorular, Gaziantep'te devam eden yargı sürecinin anlaşılmasını sağlamak açısından önemli.

Daha önce benzerleri yaşanan bu olayda da işin ucu iktidara dayanıyor maalesef. Böylesi yargılamalarda adaletin yerini bulması, yakınlarını yitirenlerin acılarını biraz olsun dindirecek.
 

Tolga Şardan | Büyüteç

@sardan_tolga[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum