CHP'li Bakan, tarikat evlerinde ülkeye kaçak giren kızların tespit edildiğini açıkladı
Yaşları 8 ile 17 arasında değişen kayıt dışı göçmen kız çocuklarının jandarma tarafından tespit edilmesi sonrası otobüsle başka şehre götürüldüğünü söyleyen Murat Bakan, “Cemaate göz yumuluyor” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “729 bin Suriyeli adreslerinde yok” açıklaması ve iki Azerbaycanlı askeri öğrencinin ikametgâh adresi olarak Yerlikaya’nın evini göstermesi sığınmacı sorunu konusunda birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Cumhuriyet’e konuşan CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Murat Bakan, konunun yanlış biçimde yoğun ülke gündemi içinde kaybolup gittiğine dikkat çekti. Bu yaşananların Göç İdaresi Başkanlığı’nın etkinliği, işlerin düzenli yürüyüp yürümediğini anlamak için önemli bir ölçüt olduğunu belirten Bakan, “Bu tür uygulama eksikliklerini küçümsediğimizde, geri planda ne kadar büyük sorunlar olduğunu fark edemeyiz. İçişleri Bakanlığı’nın göç konusunda etkin politikalar yürütebilmesi, sahada aktif faaliyet göstermesine bağlıdır. Defacto sığınmacı sorununu çözebilmek için sadece teorik yaklaşımlar ve çözüm önerileri yeterli değildir; karargâhın da saha tecrübesine sahip olması gerekir” dedi.
CHP’li Bakan, “Göç İdaresi Başkanlığı, kayıt odaklı çalışmalarıyla sahadaki faaliyetlerle irtibatı sınırlı olan bir kurum. İllerdeki Göç Şube Müdürleri ise farklı alanlardan gelen, adli işlerden veya suçla mücadeleden anlamayan, tecrübesiz kişilerden oluşuyor” sözleriyle kurumun liyakatsizliğinin ve deneyimsizliğinin altını çizdi.
‘HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI’
Yaşanan zafiyete ilişkin çarpıcı bir iddiada bulunan Bakan, “Küçük bir ilimizde, ıssız bir yerde bulunan bir cemaat yurdunda, yaşları 8 ile 17 arasında değişen, ülkeye kaçak yollarla girmiş yabancı kız çocuklarının olduğu jandarma ekiplerince tespit edilmiştir” dedi. “Bu durumda, bu kız çocuklarının kaçak yollardan ülkeye nasıl girdiği, memleketlerinde, kaçırılarak mı getirildiği, anne babalarının burada olduklarından haberleri olup olmadığı gibi birçok soru sorulmalı ve adli bir soruşturma yürütülmesi gerektiğini” söyleyen Bakan, “Ancak, kız çocuklarının cemaat tarafından bir otobüse bindirilerek başka bir ile herhangi bir işlem yapılmadan gönderilmesine göz yumulduğunu öğrenmiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan sözlerine şöyle devam etti:
“Balık baştan kokar’ misali bu durum bürokraside yaygındır ve bu da yasadışı göçle mücadeleyi büyük ölçüde olanaksız kılmaktadır. Bu sorunu her yönüyle irdeleyen, çözüm üreten, dünyadaki gelişmeleri takip eden tek parti biziz. Böyle karmaşık ve riskler barındıran bir sorunu planlayabilecek ve çözebilecek başka bir siyasi parti de yoktur.”
KAÇAKÇILIK DOSYALARI
Göç mevzuatına hakim olmanın, ülkenin geleceğini ilgilendiren bu devasa sorunda etkin bir mücadele anlamına geldiğini söyleyen Bakan, “Konu o kadar çok boyutlu ve güncel takibi gerektiren bir mesele ki, icraat yeteneğine bağımlıdır. Batı sınırındaki illerde, Avrupa ülkelerinin büyükelçilerinin ve konsoloslarının dönem dönem o ilin valisini, emniyet müdürünü, başsavcısını ve yerel yöneticilerini ziyaret ettiğini duyuyoruz. Bu ziyaretlerde, devlet erkânını Avrupa ülkelerine davet ederler; davet konusu her ne kadar seminer gibi görünse de esas amaçları göçmen kaçakçılığına dair dosyaları paylaşmaktır” dedi.Bu ülkelerin yetkilileri, kendi ülkelerine yasadışı göçü önlemek için, yakaladıkları göçmenlerin beyanlarından ya da elde ettikleri istihbarattan çıkan bilgileri kullanarak Avrupa’ya girişte yani Türkiye’de önünü kesmek istediklerini belirten Bakan, “Dosyaların bu şekilde gelmesi usule uygun mudur? Elbette hayır! Ancak bu bürokratlar sorunun bizim ülke sınırlarımız içinde kalmasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘EN ÖNEMLİ GÜVENLİK SORUNU’
“Türkiye’de bugün tartışmasız en önemli ulusal güvenlik sorunlarından biri, yasadışı göçmenler ve geçici koruma altındaki Suriyelilerdir. Bu sorunun çözümü için devletin ve siyaset kurumunun topyekûn birlikte hareket etmesi gerekir” diyen Bakan, bu konuda en uyanık olması gereken kurumun İçişleri Bakanlığı olduğunun altını çizdi. Mülki idarenin ve güvenlik bürokrasisinin yanı sıra göç politikaları da bu bakanlığa bağlı olduğunu anımsatan Bakan, “Biz CHP olarak tüm çalışmalarımızı sadece İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan alanlarla sınırlı tutmayıp gölge kabinedeki dışişleri ve milli savunma bakanlarımızla da istişare ederek ilerliyoruz” dedi.
‘CEMAATLER İÇİN KAYNAK’
Birçok ilde kentin ileri gelenlerin adreslerinin bu biçimde kullanıldığını söyleyen Bakan, “Devlet bu konuda yıllar önce alarm vermeliydi; sadece içişleri bakanının adresine gelindiğinde değil! Konu çok önceden bakanlık birimlerince bilindiğine göre, içişleri bakanına bir komplodan söz edilemez” sözleriyle komplo iddialarına tepki gösterdi. “Yasadışı göçmen sorununun bugüne dek üzerinde durulmayan en tehlikeli yanı, göçmenlerin bazı cemaatler için kaynak oluşturması” diyen Bakan, sözlerine şu şekilde devam etti:
AMAÇ DÜZENSİZLİK
“Biz CHP olarak bu konuyu bu yönüyle de inceliyoruz. Cemaat yurtlarında ve evlerinde kalan birçok kayıtsız yabancı göçmen bulunmaktadır. Adreslerin kontrol edilmek istenmemesinin nedenlerinden biri de budur. Kimin nerede kaldığı bilindiğinde, yabancı göçmenlerin hangi cemaate kaynak olduğu da ortaya çıkacağı için bu düzensiz ortamın sürmesi tercih edilmektedir. Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu düzensiz göç ve yasadışı göçmen sorununun müsebbibi olan iktidar, aynı zamanda bu durumu doğru ve makul görmektedir. Hem ucuz işgücü hem de kendilerine ideolojik yakınlık duydukları, vatandaşlık aldıklarında seçmen olabilecek cemaat ve tarikatların insan kaynağı olan bu durumu çözme niyetleri yoktur.”
YORUMLAR