Çin ile mücadeleye modelleri yetmez

İngiltere'de 11-13 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen 47'nci G7 zirvesi, liderlerin yaptığı açıklamalara bakılırsa, "Çin ile mücadele" odaklıydı.

Çin ile mücadeleye modelleri yetmez
15 Haziran 2021 - 09:38

Görünen o ki, Trump'ın Çin'e karşı başlattığı ticaret savaşları başarısız olunca, Biden'lı ABD, G7 ortaklarıyla ve NATO'yla beraber Çin'e karşı bir hamle girişiminde.

Tek başına çuvalladı, topyekun hücuma geçtiler.

Ama şu bir gerçek ki, ekonomik olarak tek başlarına da saldırsalar, topyekün de saldırsalar başarısızlıkları devam edecek, çünkü ekonomik sistemleri yanlış.

5 Mart 2013 tarihinden itibaren Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni "tüketim odaklı model" olarak ekonomi politikalarının merkezine alan Çin, doğru bir ekonomik sistemle zirveye yerleşirken, ABD'nin başını çektiği kapitalist ülkeler, sistemlerinin çökmesi sebebiyle hiçbir adım atamıyorlar.

Unutmayalım, Soroslar bile "kapitalizm demode oldu" demişti, Alman ekonomi uzmanları ise "Korona kapitalizmin tabutuna çakılan son çividir" itirafında bulunmuştu. Sıfırların bir tane olmasıyla, yan yana gelip 7 tane olması arasında hiçbir fark yoktur, sonuç yine sıfırdır.

Bu ön bilgilerden sonra, G7 zirvesinde alınan kararları bir değerlendirelim.

G7 ülkeleri; ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada; yani kapitalizmin başını çeken ülkeler. Bu ülkeler, Çin'in 2028 yılında dünyanın en büyük ekonomisi olmaya koşmasından oldukça rahatsızlar.

G7 ülkeleri, Çin'in 2013 yılında başlattığı ve gelişmekte olan 70 ülkeye yönelik "Kuşak ve Yol" altyapı projesi girişimine rakip olabilmek için ABD'nin baskılarıyla kolları sıvadı.

Bu sebeple, Çin'in dünya üzerindeki artan etkisine karşı mücadele edebilmek amacıyla gelişmekte olan ülkelere yeni yollar, demiryolları, limanlar ve iletişim ağları gibi altyapı iyileştirmeleri yapmaya yönelik finansman planı üzerinde anlaştılar.

ABD'nin hazırladığı "Dünya için Daha İyisini İnşa Et" programı ile gelişmekte olan ülkeler için 2035 yılına kadar 40 trilyon dolar sağlamaya yardımcı olacak bir altyapı ortaklığı oluşturulacağı belirtildi.

Çin'in, modern İpek Yolu projesi olarak da ifade edilen "Kuşak ve Yol" projesini 2013 yılında başlatması tesadüf değil elbette. Önce ekonomik sistemini değiştirdi, kokuşmuş olan kapitalist sistemi ayaklarının altına aldı, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağını tüm dünyaya ilan etti. Yani BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın Türkiye ekonomisi için sıkça ifade ettiği gibi "sistemini değiştirdi."

O tarihten sonra da, diyalog kurduğu tüm ülkelerle "kazan-kazan" formülünü işletiyor, ülkelere baskılar ve dayatmalar uygulamıyor.

ABD öncülüğünde G7 ülkeleri tarafından başlatılan ve 40 trilyon bir bütçenin ayrılacağı ifade edilen "Dünya için Daha İyisini İnşa Et" projesi ise, daha önceki örneklerinde görüldüğü gibi borçlanma ve dayatmalara dayalı bir temelde olduğu için Çin'e karşı pek başarılı olmayacaktır.

G7 zirvesinde ABD Başkanı ve bazı liderler sanki bir birlik havası varmış gibi lanse etseler de, aslında tam bir birlik yok. 

G20'nin şu anki başkanı olan İtalya başbakanı Mario Draghi de dahil olmak üzere bazı G7 liderleri, Biden'a Çin ile rekabeti, iklim krizi gibi diğer hayati konularda iş birliğini engelleyecek boyutta zorlamaması için çağrı yaptılar. 

Çin'le karşı karşıya gelmek konusunda temkinli olan Almanya'nın herhangi bir altyapı fonunun parasal miktarını belirtmekte isteksiz davranması dikkatlerden kaçmadı. 

ABD, baskılarla G7 ülkelerini Çin'e karşı mücadeleye zorlarken, görüldüğü gibi bu ülkelerin 

liderleri Çin ile sert rekabet konusunda ABD ile aynı düşünmüyor. Bu durum bile G7 kararlarının daha baştan uygulanmayacağını net olarak gösteriyor.

Çinli yetkililerin yaptıkları açıklamalara bakılırsa, Çin, kendisine karşı yapılan bu hamlelere oldukça hazırlıklı.

Britanya'daki Çin Büyükelçiliği'nin Sözcüsü, konuyla alakalı şu açıklamaları yaptı:

"Biz her zaman ister büyük veya küçük, ister güçlü veya zayıf, ister zengin veya yoksul olsun, tüm ülkelerin eşit olduğuna ve dünya meselelerinin tüm ülkelerle görüş alışverişiyle yürütülmesi gerektiğine inanırız."

"Küresel kararların küçük bir grup ülke tarafından dayatıldığı günler çoktan geride kaldı."

"Pekin, eşit muamele ve işbirliği ilkelerini temel alan gerçek çok taraflılığı destekliyor ve sadece küçük bir kliğe hizmet eden sözde çok taraflılığı reddediyor." 

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise şu söylendi:

"Washington, G7 ülkelerinin Pekin'e karşı birleşik cephe oluşturmasına öncülük etmeye çalışarak ihtilafı körüklüyor."

"Pekin karşıtı cephe oluşturma çabaları başarısız olacak. Uluslararası ilişkilere daha tarafsız ve akılcı yaklaşım gerekiyor."

Çin devletinin finanse ettiği Global Times gazetesi, bu ay yayımladığı bir makalede, dünyanın ekonomik ve siyasi ağırlık merkezinin doğuya kaydığını, Avrupalı müttefiklerin bile ABD'nin Pekin konusundaki uzlaşmaz tutumundan yavaş yavaş uzaklaştığını yazdı.

Bir tarafta, pandemi ile mücadelede sınıfta kalmış ve kapitalist sistemi yerle bir olmuş bir Batı bloğu, diğer tarafta ise uyguladığı Milli Ekonomi Modeli ile pandemiyi çoktan bitirmiş, açlığı yoksulluğu ülkesinde sıfırlamış, dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda olan Çin. 

G7 ülkelerinin, Çin ile mücadelede başarılı olmalarına sistemleri yetmez. Hep çuvallayacaklar, hep çuvallayacaklar.

Bizler de Türkiye olarak bu gerçekleri artık görüp, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın vurguladığı gibi sistemimizi acilen değiştirip, yükselen ekonomiler arasında yerimizi almalıyız. Titanik gibi batanların gemisinde olmak bizi de batıracaktır.

Dönem, ekonomideki Nuh'un gemisi olan Milli Ekonomi Modeli gemisine binme dönemidir.

 Murat Çabas
mcabas @ yenimesaj.com.t

YORUMLAR

  • 0 Yorum