Dağlık Karabağ kimin toprağı... Ankara ve Moskova neden "itişiyor"

27 Eylül 2020’de Ermenistan’ın Azerbaycan yerleşim birimlerine şımarıkça füze sallamasıyla başlayan Azerbaycan’ın askeri harekatı 9 Kasım 2020’de bir buçuk ay sonra gerçekleşen ve 10 Kasım gecesi yürürlüğe giren Rusya Federasyonu-Azerbaycan-Ermenistan arasındaki anlaşmayla son buldu.

Dağlık Karabağ kimin toprağı... Ankara ve Moskova neden "itişiyor"
15 Kasım 2020 - 11:19
MİNSK GRUBU’NUN SORUMLULUĞU BÜYÜK

Ermenistan’ın ağır askeri kayıplar verdiği, misilleme olarak Azerbaycan yerleşim birimlerindeki sivillere füzelerle saldırarak savaş suçu işlediği bu süreçte 27 yıldır işgale göz yuman, BM kararlarına karşın şımarık Ermenistan yöneticilerine uyarıda bulunmayan Minsk Grubu’nun sorumluluğu büyüktür. Gruptan Rusya’yı ayrı bir yere koyuyorum; çünkü yaşanan son süreçten çok önce Lavrov, Ermenistan’ın işgal ettiği yedi reyondan beşini hemen terk etmesini istiyordu. İki reyonu neden ertelediği, Dağlık Karabağ’daki işgale neden ses çıkarmadığı ayrı bir yerde dursun! Oralar da Azerbaycan toprağıydı ve işgal edilmişti!

BAKÜ’NÜN HAMLESİ YERİNDEYDİ

Azerbaycan’ın askeri harekatının başlamasından sadece dört gün sonra Odatv’de kaleme aldığım değerlendirmede Azerbaycan’ın bu süreçte işgal ettiği toprakları geri almak için her türlü imkana sahip olduğunu, Ermenistan’ın direnemeyeceğini, Rusya’nın da bir yere kadar Azerbaycan’a “yol vereceğini” öngörmüş ve “Azerbaycan’ın yıldızının parladığı an, bu an” demiştim. Azerbaycan ordusunu geliştirmiş, kurmaylarını eğitmiş ve silah ve mühimmat açısından da donanmıştı. Arkasında bir yere kadar Rusya ve daha önemlisi “tek millet iki devlet” bağı olan iktidarı ve muhalefetiyle ulusça Türkiye vardı. En önemlisi Azerbaycan uluslararası kurumlar ve kurallar açısından haklı bir harekat yürütüyordu.

Nitekim süreç o şekilde gelişti. Ermenistan Rusya’ya başvurarak klektif savunma aygıtını harekete geçirmesini istese de umduğunu bulamadı çünkü Rusya çatışmanın Ermenistan topraklarında cereyan etmediğine vurgu yaptı.

AZERBAYCAN-RUSYA-ERMENİSTAN ANLAŞMASI

Peki, anlaşma içeriği neydi? Moskova ve Ankara cephesinden gelen “Barış Gücü” hususunda ‘parazitli’ açıklamalar söz konusu. Edindiğim Türkçe çeviriye göre anlaşma metni şöyle:

"Bizler, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı I. G. Aliyev, Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı N. V. Paşinyan ve Rusya Federasyonu Başkanı V. V. Putin olarak bildiririz ki:

1) 10 Kasım 2020 tarihi, Moskova saatiyle 00 saat 00 dakikadan itibaren geçerli olmak kaydıyla Dağlık-Karabağ çatışma bölgesindeki her türlü askeri hareketin sonlandırıldığı ve tam ateşkesin başladığını duyururuz. Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti (bundan sonra Taraflar olarak adlandırılacaktır) bulundukları konumlarında kalacaklardır.

2) Azerbaycan Cumhuriyeti’ne ait olan ve Ermenistan işgali altında bulunan Gazah bölgesi ile Ağdam bölgesi 20 Kasım 2020 tarihine kadar Azerbaycan tarafına geri verilecektir.

3) Dağlık Karabağ'da mevcut ateşkes hattıyla Laçin koridoru boyunca Rusya Federasyonu'na ait 1960 silahlı asker, 90 zırhlı taşıyıcı, 380 adet askeri araçtan oluşan bir Barış Gücü yerleştirilecektir.

4) Rusya Federasyonu Barış Gücü, Ermeni Silahlı Kuvvetleri'nin bölgeden çıkarılmasına paralel olarak yerleşecektir. Rusya Federasyonu Barış Gücü’nün süresi 5 yıldır, eğer taraflardan biri bu konumu durdurma niyetini 6 ay önceden bildirmezse otomatik olarak görev süresi 5 yıllığına uzatılacaktır.

5) Tarafların ateşkes hükümlerini yerine getirmelerini denetlemek amacıyla bir Barış Gücü Kontrol Merkezi açılacaktır.

6) Ermenistan Cumhuriyeti Kelbacar Bölgesi'ni 15 Kasım 2020 tarihine kadar, Laçin Bölgesi'ni ise 1 Aralık 2020 tarihine kadar Azerbaycan Cumhuriyeti’ne geri verecektir. Laçin koridoru ile (5 km genişliğinde) Dağlık Karabağ'ın Ermenistan ile bağlantısı sağlanacak ama Şuşa şehrine dokunulmayacaktır.

Tarafların anlaşması durumunda önümüzdeki üç yıl içinde, Ermenistan ile Hankendi arasında Laçin koridorunda yeni bir geçiş rotası inşa etme planı belirlenecek, bu rotayı korumak için Rus Barış Gücü’nün yeniden yerleştirilmesi düzenlenecektir.

Azerbaycan Cumhuriyeti Laçin koridorunda her iki yöne de engelsiz yaya, araç ve mal hareketi güvenliğini garanti eder.

7) Yerlerinden edilenler ve mülteciler BM Mülteci Yönetimi Yüksek Komiserliği tarafından kontrol edilmek kaydıyla Dağlık Karabağ bölgesine geri döneceklerdir.

8) Savaş esirleri ve diğer tutsaklar ile ölen askerlerin naaşlarının karşılıklı değişimi sağlanacaktır.

9) Bölgedeki tüm ekonomik, ticari ve ulaşım bağlantıları açılacaktır. Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında her iki yönde de engelsiz yaya, araç ve mal hareketi güvenliğini garanti eder.

Ulaşımın kontrolü, Rusya FSB Sınır Güvenliği Servisi organları tarafından uygulanır.

Tarafların anlaşması durumunda, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım ve bağlantı yolları inşa edilecektir.9 Kasım 2020.

Başkan, Azerbaycan Cumhuriyeti

Başbakan, Ermenistan Cumhuriyeti

Başkan, Rusya Federasyonu"

ANKARA VE MOSKOVA’NIN "İTİŞMESİ" NEREDE

Anlaşmanın 3. Maddesi’ndeki “Rusya Federasyonu'na ait 1960 silahlı asker, 90 zırhlı taşıyıcı, 380 adet askeri araçtan oluşan bir Barış Gücü” tanımı ile 5. Maddesi’ndeki “Barış Gücü Kontrol Merkezi”nin Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yukarıda ‘parazitli’ diye ifade ettiğim anlaşmazlık konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Türkiye’den yetkili ağızlar anlaşmanın dışında Barış Gücü’nde Türkiye’nin de yer aldığını belirtmekte, buna karşılık Rusya Federasyonu’ndan yetkili ağızlar ise Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da değil, sadece iki devlet arasındaki mutabakat muhtırasına göre Azerbaycan’daki gözlem istasyonunda gözlem ve kontrolla yükümlü olduğunun altını çizmektedirler.

Odatv’nin Euronews’e dayandırarak yaptığı habere göre, Lavrov Türk Barış Gücü askerlerinin Dağlık Karabağ’a girmeyeceğini; Dağlık Karabağ’daki ateşkesin denetlenmesi için kurulan Rus-Türk Gözlem Merkezi’nin uzaktan Azerbaycan topraklarında görev yapacağını ifade ederek “Türk güçlerinin Dağlık Karabağ’da yer almayacağı konusunda Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya’nın da kabyul etmiş olduğu çok net bir hülüm var” diyerek anlaşmanın benim de işaret ettiğim 3. Maddesi’ne atıfta bulunmuştur. Lavrov’un başka bir ifadesi de “Türk güçlerinin gözlem için yerleşecekleri kesin nokta konusunda da ayrıca ek bir anlaşmaya varılması gerektiği” oldu. Oysa, Savunma Bakanı Akar “Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da anlaşmanın uygulanmasını göztmek ve denetlemek üzere ortak Barış Gücü’nde yer alacağını” açıklamıştı.

RUSYA, DAĞLIK KARABAĞ’DA NEDEN YALNIZ OLMAK İSTİYOR

Bu bağlamda benim dikkatimi çeken nokta ise Rusya nezdinde Dağlık Karabağ’ın sanki “Azerbaycan toprağı” sayılmadığı! Muhtemelen Azerbaycan-Türkiye cephesi ile Rusya arasındaki ‘parazitli’ açıklamalar bundan kaynaklansa gerektir. Zaten Odatv’de önceki gün Rus heyetinin Ankara’ya geldiği gün (12 Kasım) yer alan Sputnik’in haberine göre de Lavrov Türk güçlerinin gözlem noktasının Dağlık Karabağ’a uzak bir noktada olacağını teyit etmiş ve objektif izleme araçlarının, İHA’ların gözleme yeteceğini belirtmektedir. Azerbaycan’ın Rusya nezdinde istediği de açıkça ve yüksek perdeden olmasa da Türkiye’nin de Barış Gücü’nde yer almasının oldupu anlaşılıyor. Perde arkasındaki görüşmelerde bu konunun masada gündeme Bakü ve Ankara tarafından gündeme getirildiği ve çetin bir pazarlığa konu olduğu anlaşılıyor. Moskova’nın ise Ankara’yı “gözlem ve kontrol için ille de güç gerekli olmadığı” argümanıyla ilna etmeye çalıştığı anlaşılıyor. 

Yazıyı kaleme aldığım önceki gün itibarıyla Rus-Türk görüşmelerinden herhangi bir bilgi sızmadı. Yayın için iletmedim, dün (14 Kasım) 11.30’a kadar yine beklettim fakat henüz bir haber yok. Belli ki muhtemelen Rus-Türk mutabakat muhtırası Dağlık Karabağ’ın uzağında geçerli olacak. Rusya’nın derdi Dağlık Karabağ’ın aslından adı konmasa da kendi kontrolunda olması, egemenliğin tam olarak Azerbaycan’a verilmemesi. Gerekçe de oradaki Ermeni nüfus, aynı zamanda adı konmadan bölgedeki Rus nüfuz alanının paylaşılmaması.

15 VE 20 KASIM ÖNEMLİ; BEKLEYİP GÖRECEĞİZ

Gelişmeleri bekleyip göreceğiz. Bakalım anlaşmada revizyon olacak mı? Bakalım, Ermenistan 15 ve 20 Kasım’a kadar terk edeceği yerleşim birimlerini terk edecek mi? Paşinyan bu süreçte görevi bırakırsa Koçaryan tekrar gelecek mi? Tutumu ne olacak?

Bu hamur daha su kaldıracak gözüküyor. Bitirirken Rusya dışındaki (Bir ölçüde farklı davrandı ve beş reyondan ermenistan’ın çıkmasını istedi, bu bir adımdı) Minsk Grubu üyelerini, Fransa ve ABD’yi kınamadan olmaz; beğendiniz mi yaptığınızı 27 yıl kulağınızın üzerine yatıp BM kararlarına rağmen işgale göz yumarak? İyi mi oldu, yazık olmadı mı onca sivil ve askerin can kaybına karşılıklı? Ermenistan’ın terk ettiği yerleşim birimlerini yakarak, yıkarak gitmesi karşısında zarar ziyanı karşılayacak mısınız? Ölenleri geri getirebilecek misiniz? O kadar çok vebal taşıyorsunuz ki!

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum