Davut oğlu: Saldırıdan 10 saat geçti, Erdoğan ve Bahçeli'den açıklama yok; hiçbir bakanın açıklaması bizi tatmin etmez

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: "Asla bu senaryonuzun gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın, 15 Temmuz'un ateş çemberinden geçtik, benzer ateş çemberlerinden geçmeye de hazırız. İnsanların konuşmaktan, sokağa çıkmaktan korktuğu 70'li yılların Türkiye'sine dönmesine izin vermeyeceğiz.

Davut oğlu: Saldırıdan 10 saat geçti, Erdoğan ve Bahçeli'den açıklama yok; hiçbir bakanın açıklaması bizi tatmin etmez
15 Ocak 2021 - 21:58

"Burada bugün siyasi partiler aradı; ne Sayın Cumhurbaşkanı ne de Sayın Bahçeli kınayan bir açıklama yapmadılar.

"Bu tür saldırılar korkakların, kalleşlerin saldırısıdır. Bu, Türkiye'de dikta rejimi kurmak isteyenlerin hedeflerine yönelik bir saldırıdır.

"Cumhurbaşkanı çıkmalı, bu bir siyasi terör faaliyetidir demelidir. Sessiz kalması halinde teşvik etmiş olur. Bahçeli, Genel Başkan Yardımcısının Selçuk Özdağ'ı hedef alan sözlerinden sonra açık şekilde terör faaliyetini kınadığını ifade etmelidir.

"Bugün bu saldırılar yaşanırken 10 saat Türkiye'yi yönetenlerin açıklama yapmış olmaması utanç vericidir. Hepimiz bu devleti yönettik, bu devletin bekası, milli birliği beraberliği için çetin sınamalardan geçtik. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Eğer şuysa, istenen şuysa, saldırıya uğrayan bizi eleştiren biriyse susarız diye bir düşünce varsa aynen hep uluslararası alanda tenkit ettiğimiz 'terörist bizimse iyidir' yaklaşımının Türkiye'ye yaklaşımı olur.

"Türkiye'yi daha otoriter bir rejime yöneltmeye çalışırlarsa bilsinler ki, bir daha bu ülkede dikta rejimlerine izin vermeyeceğiz. Bir kez daha, değerli arkadaşımız, dostumuz, refikimiz Selçuk Özdağ'a geçmiş olsun diyoruz. Onun o yiğit yüreğinin geri adım atmayacağını biliyoruz.
 

“BAHÇELİ AYNAYA BAKSIN”

“Bahçeli’nin hedefi şu; ben görüyorum onu, siyasi akıl olarak AK Parti’den daha ileride seyreden bir akıl. Bu konuda da ayrılmadan önce Cumhurbaşkanı’nı uyarmıştım. Bu tür ittifaklarda açık ve net bir ittifak yapılmamışsa, yani koalisyon protokolüne benzer… İttifakın, hükümetin her hatasından Bahçeli bir pay almıyor. Hükümeti istediği zaman suçlayabiliyor. Bahçeli bu konforla şunu yaptı. Bunun neticesini de aldı. 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra MHP’nin oyları düşmüş, Bahçeli MHP kitlesi nezdinde de itibarını kaybetmişti. İyi Parti’yi doğuracak muhalefet hareketi başlamıştı. Son derece başarısız bir liderdi. Bu arada Bahçeli eğer bir ‘Siyasi fosil’ varsa, bana da ‘Siyasi artıklar’ dedi. Ben siyasete 2009 yılında Bakan olduktan sonra girdim. Bahçeli 20 sene, benden önce 15 sene kadar Genel Başkanlık yaptı. Bahçeli aynaya bakmalı.Bahçelinin hesabı şu; Tayyip Erdoğan ve AK parti iktidarın gücünü elinde tutsun ama gerçek gücü ben kullanayım. Onlar yıpransın. Onlardan kaçan oylar, MHP’ye aksın. Bu başarılı da oldu. MHP’nin oyları büyük ölçüde İyi Parti’ye gitti. Ak Parti’den kaçan oylar ki şu an yüzde 15, 16 civarındadır. 49,5’dan 34’lere düştü. Bahçeli, yeni partilerin çıkmasından, özellikle de Gelecek Partisi’nden rahatsız. Bugün askıda ekmeğin bir sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Bahçeli’dir.”

“ŞARTLAR SEÇİMİ ZORUNLU KILIYOR”

“En büyük öğretmen pratiktir, tecrübedir. 1 Kasımın ertesi gün bir daha 4 yıl seçim olmayack biz de 4 yıl reform yapacağız demiştim. Türkiye’de 4 yıl içinde siyaseti temizleyecektim. Başbakanlığıma mal olan budur. Yapısal reformlar açıklamıştım. Ama 6 ay sonra bana karşı parti içi bir darbe yapıldı.Bu ülkede hiçbir siyasetçinin demokrasi kökleşene kadar erken seçim olmaz deme lüksü yok. Hukuken erken seçim zor. Hukuken Cumhurbaşkanı erken seçime götürür. Bahçeli fiili olarak götürebilir. Meclis’te ittifakı bozar, Cumhurbaşkanı’nın çalışmasını bütçe yoluyla engeller. Bahçeli istemezse bütçe çıkmaz. O yüzden Erdoğan, Bahçeli’nin ağzına bakmak zorundadır. Bahçeli bunu ister mi, 2001 ‘de 2018’de nasıl dediyse şimdi de der. Hukuken zor ama sosyolojik ve ekonomik şartlar seçimi zorunlu kılıyor. Bu ekonomik şartlarda hiçbir demokratik ülkede bir iktidar ayakta kalamaz. 2023’ü kesinle görmeyecekleri kanaatindeyim. Ekonomik şartlar bunu zorlar. Bu yükü taşımak istemeyen Bahçeli bir gün Erdoğan ne derse desin ülkeyi seçime götürmek zorunda kalabilir. Ya da Erdoğan’nın kendisi artık ülkeyi taşınamaz bir yükle, enkazla karşı karşıya bıraktığını öngörerek seçime gitme zorunluluğu hisseder. Ama 2021’de seçim muhtemeldir. 2022’de büyük ihtimaldir. 2023’e kalması ise bence küçük bir olasılıktır.”


YORUMLAR

  • 0 Yorum