'Derin' şebeke

Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 2 gün boyunca süren davayı tek bir basın mensubu bile izlemedi, tek bir haber dahi olmadı. Oysa ki, boyutu 1 milyar lirayı bulan bir kaçakçılık, "derin" ilişkiler ağı, rüşvet çarkları, ülkenin uğradığı ciddi ekonomik kayıp vardı. Odatv, kaçakçılık dosyasını açıyor.

 'Derin' şebeke
09 Aralık 2021 - 09:28

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı 7 Ekim'de bir kaçakçılık şebekesine operasyon yaptı. Şebekenin makaron (filtreli sigara kağıdı) kaçakçılığı yaptığı ve milyarlarca liralık yasa dışı gelir elde ettiği iddia ediliyordu. Yurtdışına ihraç edilmek üzere makaron ürettikleri, düşük bir şekilde depozitolu olarak yurt dışına arz etmek, bandrolsüz veya sahte bandrolle makaronları ihracat malıymış gibi göstererek iç piyasaya sürmekle suçlanıyorlardı. Jandarma aylarca şebekenin izini sürmüş, telefon ve fiziki takipler yapmıştı. 

RÜŞVETE SUÇ ÜSTÜ

Operasyonda 18 kişi gözaltına alındı. Soruşturma genişletilip iddianameye dönüştüğünde ise 36 kişiye dava açıldı. 1 Kasım'da iddianame hazırlandı. 24 gün içinde dava açılmış, iddianame jet hızıyla hazırlanmıştı. Türkiye'de ender görülen bir hızla yargılama aşamasına geçilmişti. 

Ancak;

Soruşturma sırasında bir de rüşvete suçüstü yapıldı. Tutuklanan şüphelilerin tahliye edilmesi için iş insanı Atalay Demirbaş devreye girdi. Zanlıları tahliye ettirebileceğini ileri sürerek yakınlarından 40 bin Euro aldı. Jandarma rüşvet alışverişine suçüstü yaptı. Bir polis memuru tutuklandı, soruşturmayı yürüten savcı C.Ç'ye görevden el çektirildi. Jet hızıyla Erzurum'a atandı. Hakkında HSK soruşturma başlattı.  

LONDRA, ÇİN VE KIBRIS'A AKAN MİLYONLAR!

Her şey, grubun faaliyetlerini çok iyi bilen ve “içeriden” olduğu anlaşılan ihbarcının Jandarmaya gönderdiği şu mektup ile başladı: 

“Türkiye’deki kaçak sigaraların makaron üretimi işinin yüzde 95’lik kısmı bu gruba aittir. 24 saat kesintisiz üretim yapmaktadırlar. Kaçak makinelerin toplam değeri 21 milyon Euro’dan fazladır. 2019 yılı ciroları 870 milyon TL; hammadde maliyetleri ise 240 Milyon TL civarıdır. 3 ayrı bölgede kaçak üretim tesisleri vardır. Grubun tüm satış işine ve piyasadan para toplama kısmına; Adıyamanlı Abdullah Turgut bakmaktadır. Büyüklük sırasına göre üretim yerleri; 1. Kartal Bölgesi 2. Çerkezköy Bölgesi 3. İzmir bölgeleridir. Jandarma ve Emniyet'te içeride adamları vardır ve bunlara düzenli olarak aylık hatırı sayılır miktarda ödemeler yapılmaktadır. Grubun başında Selahattin Gündüz isimli şahıs vardır. Bu şahıs Çin’de elektronik fabrikalarının olduğunu, cep telefonu işini yaptığını lanse ederek kendini bir fabrikatör olarak tanıtmaktadır. Eşi ise bir Çin vatandaşıdır. Makaron ticaretindin gelen yüklü miktardaki nakitleri Kapalıçarşı’da dövizciler vasıtası ile Londra, Çin, Kıbrıs’a yollamaktadır. Ufak bir kısmın da Mardin’e yollamaktadır. Selahattin Gündüz bu makaron işinin kurucusu ve 1 numaralı patronudur.”

SİYASİ BASKI İDDİASI

Gerçekten de, ihbarda adı geçen Selahattin Gündüz örgütün bir numarası olarak iddianamede yer aldı. Malatyalı...

Kendi ifadesine göre 2013’ten beri Kapalıçarşı’da kuyumcuydu. Eşi Çinli. Adı Yan Yang.

Çinli eşi ile birlikte cep telefonu markası XİOMİ’nin Türkiye distribütörlüğüydü. Jandarmada verdiği ifadesinde bu işten çok iyi para kazandığını söyledi. İhbarcının iddiasına göre üst düzey emniyet ve yargı mensuplarıyla da bağlantılıydı.

Odatv'nin edindiği bilgilere göre, özellikle Malatya ve Elazığ yöresinde etkin bir siyasetçi kendisi lehinde soruşturma makamları nezdinde çeşitli girişimlerde bulunuyordu.  

İddianameye göre, örgütün iki numaralı ismi ise Zekeriya Yurtçak'tı. Şanlıurfalı...

Makaron fabrikası var. Daha önce kaçakçılıktan işlem görüp kapatılmış. Kulislerdeki iddialara göre, bir Şanlıurfa milletvekili ile gayri resmi ortak. Bu milletvekilinin Zekeriya Yurtçak'ın cezaevinden çıkması için girişimlerde bulunduğu iddiası da adliye koridorlarında kulaktan kulağa konuşulanlar arasında...

FABRİKA DETAYI

İddianamede fabrikalarda çalışan işçilerin sayısı 2 vardiya olarak 300 kişinin üzerinde olduğu ve tamamına yakınının kayıt dışı Afgan ve Suriyelilerden oluştuğu da tanık ifadelerinde yer aldı. İşçilerin dışarı çıkmalarının ve telefon kullanmalarının yasak olduğu da belirtildi.

MASAK RAPORU NEDEN YOK?

İddianamedeki veri ve iddialara göre Türkiye’deki makaron kaçakçılığının yüzde 95’ini bu grup yapıyor. 900 milyon liraya yakın bir paranın döndüğü iddiası var.  İddianamedeki bilgilere göre örgütün iki numaralı ismi olarak gösterilen Şanlıurfalı Zekeriya Yurtçak’ın ofisinde yapılan aramalarda belgeler bulundu. Bu belgelerden birinde Eylül 2020 ile Ocak 2021 arasında toplam 440 bin 528 koli makaron satılmış. Sadece bu döneme ait kâr ise 128 milyon 504 bin lira olarak kaydedilmiş.

Bir başka belgede ise başka bir dönemde 339 bin 545 koli satıldığı, toplam Satış Fiyatının 209 milyon 404 bin 500 olduğu, buradaki toplam giderlerin 72 milyon 881 lira ve kalanın da 136 milyon 523 bin 500 lira olarak hesaplandığı görülüyor. Ancak zanlıların hesaplarına veya mal varlıklarına yönelik bir MASAK raporu alınmamış.

TAKİP EDECEĞİZ

İki gün süren duruşmalara sanık yakınları dahil kimse alınmadı. Basın mensuplarının takip etmesine de izin verilmedi. Sanıklar ilk savunmalarını yaptı. Hiçbiri suçlamaları kabul etmedi. Kimi sadece iş ilişkisi içinde olduklarını, kimi ise birbirlerini hiç tanımadıklarını söyledi. Mahkeme sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Gelecek duruşmayı da Mart ayına erteledi. Devletin milyonlarca liralık vergi kaybının söz konusu olduğu devasa bir kaçakçılık iddiasının yargılandığı bu davayı Odatv olarak yakından takip etmeye devam edeceğiz…

Hazar Şahsuvar

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum